Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti’nin seçim beyannamesinde yer alan ve Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının kaldırılacağı şeklinde yorumlanan ifadeye açıklık getirdi. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun kaldırılmasının söz konusu olmadığını söyleyen Davutoğlu, aşırı iş yükünden dolayı bir düzenlemeye gidilebileceğini kaydetti. Davutoğlu, "Bireysel başvuru sistemini muhafaza edeceğiz. Anayasa Mahkemesi’ni birincil mahkeme haline getirilmesini engelleyecek Anayasa Mahkemesi’nin bünyesinde yapılan çalışmalar var. 30 bin dosyayı tasnif edip şunların bir kısmı zaten ilk mahkemelerin çözeceği meselelerdir, şunların bir kısmı farklı arabuluculukla çözülecek mesele Anayasa Mahkemesi’ne gittiğinde bütün o sistemi tıkıyor.” dedi.

Seçim beyannamesinde yer alan “Bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesine getirdiği aşırı iş yükünün, mahkemenin işlevselliğine zarar verme ihtimali karşısında bu uygulamayı gözden geçireceğiz” ifadeleri bireysel başvurunun kaldırılacağı yönünde şüpheleri gündeme getirmişti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çankaya Köşkü’nde yaptığı Yeni Yargı Reformu Stratejisi Tanıtım Toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını cevapladı. Davutoğlu, burada seçim beyannamesinde yer alacak Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruların gözden geçirileceği ifadesiyle neyin kastedildiği soruldu.

Davutoğlu, ilk olarak “Bireysel başvuru hakkını getiren bizim hükümetlerimizdir. Bireysel başvuru hakkını da savunan Anayasa’ya da koyan AK Parti hükümetleridir. Dolayısıyla bireysel başvurudan herhangi bir rahatsızlık duymamız söz konusu değildir.” dedi.

"ANAYASA MAHKEMESİ KAPASİTESİ BELLİ"

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama yüksek mahkemeler, Anayasa Mahkemesi, bütün yüksek mahkemeler aynı zamanda içtihad makamlarıdır. Ve yapının yargının içtihad üzerine yeniden yapılandırılmasını sağlarlar. Daha ilk aşamada binlerce dosya onların önüne geldiğinde esas işlevini göremez hale gelebilir. Ben daha önceki Anayasa Mahkemesi başkanımızla da geçen hafta ziyaretime gelen Anayasa Mahkemesi başkanımızla da konuştum. Hepsinin 2010 yılından beri yaşadığımız bu tecrübeden sonra Anayasaya Mahkemesi’ndeki birikimden onların duydukları rahatsızlıklar bizim, bizim değil..Rahatsızlıktan kastettiğim görevi yaparken duydukları rahatsızlık değil. Düşünün ki 30 bini aşkın bireysel başvuru var. Anayasa Mahkemesi’nin kapasitesi beli. Çünkü Anayasa Mahkemesi bütün dosyalara bakmak için örgütlenmiş mahkeme değil. İlk aşamalarda halledebilecek konular bile Anayasa Mahkemesi’ne kadar götürülüyor. Ve Anayasa Mahkemesi bu sefer gerçek işlevini yapamaz hale geliyor. Dolayısıyla hükümetimizin hiçbir rahatsızlığı yok.”

"SİSTEMİ MUHAFAZA EDECEĞİZ"

Bireysel başvuruyu kendi hükümetlerinin getirdiğini kaydeden Davutoğlu, “Bireysel başvuru sistemini muhafaza edeceğiz. Anayasa Mahkemesi’nin gördüğü ihtiyaç dolayısıyla Anayasa Mahkemesi bizden bağımsız olacak. Kendi başına kendi içindeki ihtiyaçlarını tespit eder ve o ihtiyaçlara göre tedbirler alır. Burada söz konusu olan bir tür filtreleme veya bir süzgeç mekanizmasıyla kendi içinde kurduğu bir mekanizma söz konusu. Anayasa Mahkemesi’ni birincil mahkeme haline getirilmesini engelleyecek Anayasa Mahkemesi’nin bünyesinde yapılan çalışmalar var. 30 bin dosyayı tasnif edip şunların bir kısmı zaten ilk mahkemelerin çözeceği meselelerdir, şunların bir kısmı farklı arabulucukla çözülecek mesele Anayasa Mahkemesi’ne gittiğinde bütün o sistemi tıkıyor.” dedi.

"FİLTRELEME OLACAK"

Davutoğlu, ardından şöyle özetledi: “Bir: Bireysel başvuruyu biz getirdik. Vatandaşlarımızın hakkını hukukunu koruyan getirdiğimiz her sistemi savunuruz savunmaya devam edeceğiz. İki: Anayasa Mahkemesi’nin kendi büyük ve önemli işlevini engelleyecek bir iş yükü ile karşılaşması durumunda Anayasa Mahkemesi kendi tedbirini alır. Bu tedbirlerler bir filtreleme, süzgeç tasnif gibi süreçler Anayasa Mahkemesi’nin kendi iç mekanizmaları ile olacak. Biz siyasi olarak hiçbir zaman yapmadık bundan sonra da yapmayız. Şu dosyaya bakın bunu böyle yapın bunu şöyle yapın gibi bir şeyi zaten söz konusu değil sistemi içerisinde. Yargı bağımsızlığı burada esastır. Ama yargı da kendisiyle ilgili konularda bu tür tedbirler alır. Bunun bir düzenlemeye ihtiyacı var. 30 bin dosyadan bahsediyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önünde bile bu kadar dosya yok. O kadar büyük bir muazzam yapıyla ve 47, 50’ye yakın ülkenin şeyiyle, gelen dosyalar. Dolayısıyla Anayasa Mahkememizi ilgilendiren bir husustur. Onlar da bu görevlerini misyonlarını en etkin şekilde yapabilecek tedbirleri alırlar.”