Başbakan Ahmet Davutoğlu, 24 Nisan öncesi ABD Başkanı Obama’nın 1915 olaylarıyla ilgili 'Türkiye’yi rencide edecek bir açıklamada bulunmayacağını ümit ettiğini' söyledi. Davutoğlu, "Çünkü Türkiye ve Amerika stratejik temelli ikili ilişkilere sahip ülkelerdir. Çok özel ilişkilerdir. Tarihi bilmeden araştırmadan yapılacak siyasi baskılara da kesinlikle taviz de vermeyiz, boyun da eğmeyiz. Bu konuda atılacak adımların üçüncü taraflarca dikkatlice atılmasını temenni ediyoruz." dedi.

Avustralya Başbakanı Tony Abbott ile Çankaya Köşkü’nde görüştükten sonra basın toplantısında gazetecilerin karşısına çıkan Davutoğlu’na, yaklaşan 24 Nisan öncesinde ABD Başkanı Obama’nın 1915 olayları ile ilgili 'soykırım' ifadesini kullanıp kullanmayacağına ilişkin iddialar ve Türkiye’nin tavrının nasıl olacağına ilişkin bir soru yöneltildi.

Davutoğlu soruya, Avustralya Başbakanı’nın ziyaretini örnek vererek başladı: ''Her şeyden önce şu basın toplantısı ve bu buluşma bile hem Ermeniler hem Ermenistan’a hem de diğer bu konuda karar almaya çalışan, alan üçüncü taraf ülkelere güzel bir ders olmalı. Bakınız bu bayraklar bundan yüz yıl önce karşılıklı savaşan iki tarafın askerlerin cephelerinde bulunuyordu. Ve herkes bu bayraklardan birini Türk tarafı Türk bayrağını alıp bir tepeye dikmeye çalışıyordu, Avustralyalılar kendi bayraklarını alıp bir tepeye dikmeye çalışıyordu. Ama bu bayraklar şimdi yan yana. Aynı bizim Tony ile omuz omuza verdiğimiz gibi yüz yıl önce savaşanların torunları olarak, bu bayraklar da yan yana. Şimdi Ermeniler'in Ermenistan’ın ve bütün dünyanın eğer bir gün Türkiye ve Ermenistan bayraklarını dost ve komşu iki ülke olarak görmek istiyorlarsa geçmiş tarihten nefret ve öfke çıkarmaktansa ders çıkarmayı öğrenmeliler. Hepimiz bu konuda gereken çabayı göstermeliyiz."

ÜÇ MESAJ VERDİK

Ardından Türkiye’nin bu konuda attığı adımları sıralayan Davutoğlu, "Biz bu konuda Türkiye olarak son 10 yıldır özellikle 15 yıldır, 2005’te bütün partilerin katılımıyla TBMM’de aldığımız kararla Ermeniler'e tarihi bir fırsat sunduk. Gelin ortak tarih komisyonuyla bütün bir tarihi tekrar birlikte ele alalım dedik. Biliyorduk 100. yıla dönük olarak bu provokasyonların yapılacağını. 90. yılda bu çağrıda bulunduk. 2009 yılında Türkiye ile Ermenistan arasında protokoller imzalandı. Şimdi rafa kaldırdı Ermeniler. 2014 yılında Cumhurbaşkanı başbakan iken, taziye mesajı yayımladı. Bu sene ben hem Hrant Dink’in vefat yıldönümünde hem de önceki gün taziye mesajı yayımladım. Bu mesajda 3 unsur önemlidir. Bir; ortak tarihimizi adil hafızayla tartışalım, acılarımızı paylaşalım. Biz sizin acınızı anlıyoruz ve size taziye diliyoruz. İki; gelin ortak bir geleceği birlikte kuralım. Üç; üçüncü taraflar bizim aramıza nifak ve fitne sokmak yerine veya bizim aramızda düşmanlığı körükleyecek kararlar almak yerine dostluk kurmamıza yardımcı olun. Bu üç mesaj da taziye mesajında iletildi." ifadelerini kullandı.

'MERKEL İLE TELEFON GÖRÜŞMESİ YAPTIM, DEVREDE OLMASINI RİCA ETTİM'

Davutoğlu, ardından son günlerde yapılan açıklamalardan ve alınan kararlardan örnekler verdi: "Şimdi tabi Sayın Papa’nın açıklaması son derece şanssız bir açıklamadır. Bu konudaki tutumumuzu açık bir şekilde dile getirdik. Vatikan’dan da aslında Papa’nın gerçekte kendi görüşünü ifade etmediği, daha önceki bir görüşe atıfta bulunduğu gibi tevil edici yorumlar geldi. Avrupa Parlamentosu (AP) karar aldı. Sayın Martin Schulz ile bir saate yakın görüşme yaptım. O da kendisinin oturumda olmadığını, prensipte şahsi görüşlerinin tarihi olayları tarihe bırakmak olduğunu ama AP’nin kararı konusunda da o kararı zikretti ve AP’de bu tür çok kararlar aldığını söyleyerek, kararı sıradanlaştırma yönüne gidildi orada yapılan açıklamada. Dün de Sayın Merkel ile uzun telefon görüşmesinde Alman Parlamentosu’nun Türkiye’yi rencide edecek bir karar almaması yönünde kendisinin devrede olmasını rica ettim. Kendisi de bu tarihi olayların siyah ve beyaz olarak değerlendirilmeyeceği konusundaki geleneksel görüşünü zikretti. Ayrıca biz de 1. Dünya Savaşı’nda Türkiye ile aynı saftaydık. Dolayısıyla da Alman arşivlerine Türk arşivlerinde de Ermeni arşivlerinde de bu belgeler var. Hep beraber bunu inceleyebiliriz. Bu konuda hiçbir kaygımız yok. Daha önce de zikrettim. Biz göz mesafesinde herkesle konuşuruz. Ama herhangi bir taraf ister dini bir makam olsun ister siyasi ister şu, ister bu, göz mesafesi üstüne çıkıp da bize yukarıdan kibirli konuşmaya kalkarsa kesinlikle onun cevabını da veririz. Herşeyi kabul ederiz, her türlü acıyı paylaşırız ama bize kibirli bakan kim olursa olsun o konuda tutumumuz açık ve nettir."

'TÜRKİYE’Yİ RENCİDE EDECEK BİR AÇIKLAMADA BULUNMAMASINI ÜMİT EDİYORUM'

Davutoğlu, son olarak Obama’nın yapacağı açıklamaya değindi: "Sayın Obama’nın da bütün bu tarihi, ki daha önce kendisiyle birçok kereler sayın 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Sayın Cumhurbaşkanımız başbakan iken ve cumhurbaşkanı iken ve değişik vesilelerle hepimiz bu konuları Amerikan tarafıyla konuştuk. Dışişleri Bakanımız da Amerika’daydı biliyorsunuz, tekrar bu konuları paylaştı. Ben derin tecrübesi ile ve son sekiz yıl ABD Başkanı olarak kazandığı bütün bu deneyimler ışığında Sayın Obama’nın Türkiye’yi rencide edecek bir açıklamada bulunmayacağını ümit ediyorum. Çünkü Türkiye ve Amerika stratejik temelli ikili ilişkilere sahip ülkelerdir. Çok özel ilişkilerdir. Bununla şunu kastetmiyorum, bu özel ilişkiler dolayısıyla doğru olan bir tutumu terk etsin değil. Doğru olan da Türkiye ile Ermenistan arasında şimdi görüşleri ve çatışmaları tahrik etmek, provoke etmek değil; aksine çatışmalardan bir dostluk, işte bugün bizim gerçekleştirdiğimiz gibi bir dostluğu nasıl çıkartırız, onu sağlamak. Türkiye her konuda görüşmelere açıktır. Her girişime açıktır. Ama dediğim gibi tarihi bilmeden, araştırmadan yapılacak siyasi baskılara da kesinlikle taviz de vermeyiz, boyun da eğmeyiz. Bu konuda atılacak adımların üçüncü taraflarca dikkatlice atılmasını temenni ediyoruz."