Başbakan Ahmet Davutoğlu, genel manada 5 başlık adı altında bazı kanunlarda yapılacak düzenlemeleri içeren Kamuda Şeffaflık Paketi'ni açıkladı. Buna göre 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu, 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu, 2531 Sayılı Kamu Görevinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunu ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda değişiklikler içeriyor. Buna değişiklilerinden en dikkat çekici olanı ise Davutoğlu'nun ifadesiyle "bazı yanlış uygulamalar olabileceği varsayımıyla ulusal bölgesel veya yerel nitelikte yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarının yetkilileri için de mal bildiriminde bulunma zorunluluğu gelecek" olması.

Başbakan Davutoğlu, Kamuda Şeffaflık Paketi'ni açıkladı. Ankara Palas’ta ilgili bakanların katılımıyla bir basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, paketi açıklamadan önce “Siyaset makamı gibi toplumun her kesimi de yasama, yargı, yürütme, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, medya herkes bu şeffaflığı benimsemek ve şeffaflıkla ilgili tutarlı ilkeli bir tavır almak zorundadır.” dedi. Önümüzdeki dönemdeki şeffaflıkla ilgili takip edecekleri stratejinin hem kamu yönetimini içereceğini belirten Davutoğlu, “Hem de diğer alanlarla ilgili alınacak tedbirler konusunda da kapsamlı çalışmalara devam etme talimatı arkadaşlara verdim.” diye ekledi. Davutoğlu ardından da ilk aşamada bugün almayı düşündükleri tedbirleri anlattı.

"SİYASİ PARTİLERİN BAĞIŞ VE HARCAMALARI ŞEFFAF OLACAK"

Davutoğlu ilk olarak siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanının şeffaflaştırılmasına yönelik olarak 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nda yapılacak değişiklikleri aktardı. Davutoğlu, şöyle devam etti: “Milletvekili, belediye başkan adaylarına yapılacak nakdi yardımlar kendi adlarına açılmış olan seçim hesaplarına yatırılacak ve son derece şeffaf olacak. Adaylara ve siyasi partilere yapılacak ayni ve nakdi yardımlara bazı sınırlar getirilebilecek. Bunları yasal düzenlemeyi sevk ettiğimizde detayları görülecek. Siyasi partilere yapılacak bağış miktarı elektronik ortamda ilan edilecek. Yani herkes elektronik ortamda bunu görecek. Kapalı kapılar ardından kimse siyaset üzerinden herhangi bir hesap içine giremeyecek. Herşey açık ve şeffaf olacak. Çağdaş toplumlarda olduğu gibi. Seçim hesaplarıyla yapılan harcamaların denetimi yapılacak. Denetim sonuçları yine elektronik ortamda ilan edilecek. Söz konusu tasarı ile getirilen yükümlülüklere uyulmaması halinde idari para cezası uygulanacak. Seçimlere katılacak siyasi partilerin tümü seçim takviminin başlangıç tarihi itibari ile mali kaynaklarını kamuoyuna ilan edecekler. Seçimlerden önce kapalı kapılar ardından bir takım bugün bazı örnekleri de görüldüğü gibi şeffaf olmayan imzalar atılması, işte İstanbul’da bir belediye de son dönemde ilçe belediyesinde yaşananları hepiniz takip ediyorsunuzdur, seçim öncesinde daha sonraki dönemle ilgili şeffaf olmayan bir takım imzalar atılıyor sonra da büyük krizlere sebep veriliyor. Siyasi partiler seçim sonuçlarının ilan edilmesinden sonra seçim bilançolarını elektronik ortamda ilan edecekler. Herkesin bu konudaki aldığı yardım nerede kullandığı açık ve berrak olacak. AK Parti olarak biz bunu zaten uyguluyoruz ama herkes uygulamalı. Herkes kaynağını seçim için siyasi faaliyetin finansmanında kullandığı kaynağı ilan etmek durumunda. Bu konuda Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir uygulama gerçekleşmişti hatırlarsınız. Bu tecrübeden de hareketle bunu genel ve mahalli seçimlerde yaygınlaştıracağız.”

"ÖZEL TV VE RADYOLARA MAL BİLDİRİMİ ZORUNLULUĞU GELİYOR"

Davutoğlu, ikinci olarak ise 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’ndan yapılacak değişiklileri anlattı: “Burada şimdiye kadarki mal bildirimine muhatap mal bildirimi yükümlülüğüne sahip olan kesimleri genişletiyoruz. Kamu görevi yürüten kamu sorumluluğu millete bir anlamda emanet anlamında sorumluluk taşıyan herkesin mal bildirimi ile ilgili bir hükümlülüğünün olması lazım. Sadece siyaset kurumunun değil herkesin. Bu anlamda Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin grup başkan vekilleri, genel merkez yöneticileri, il başkanları ve ilçe başkanları ile çünkü buralarda da bazı bu düzeylere kadar inen bazı yanlış uygulamalar olabileceği varsayımıyla ulusal bölgesel veya yerel nitelikte yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarının yetkilileri için de mal bildiriminde bulunma zorunluluğu gelecek. Yüksek mahkeme başkan ve üyeleri ile daire başkanları TBMM Başkanlığı'na mal bildiriminde bulunacaklar. Yargı görevi son derece onurlu büyük bir emanettir. O anlamda aynen TBMM’de görev yapmak milletvekilliği büyük bir onur olduğu gibi hükümet üyesi olmak da büyük bir onur olduğu gibi hepimizin mal bildirimi konusunda şeffaf olmamız lazım. Mal bildirimlerinin yenilenme süresi 5 yıldan iki yıla inecek. Ara bildirimler kaldırılacak. 5 yılda arada bir bildirim yapılıyordu bu da takibi zorlaştırıyordu. 2 yılda bire inecek. Ara bildirim kaldırılacak. Kurumlar nezdinden yer alan etik komisyonların mal bildirimlerinin kontrol ve karşılaştırılmasında etkin bir şekilde rol alması sağlanacak. 5018 Sayılı Kanun kapsamında ifade edilen üst yöneticilerin mal bildirimleri kamu görevlileri etik kurulu tarafından karşılaştırılacak. Yani kamu görevlileri etik kurulu bu mal bildirimleri arasında karşılaştırma yapıp belli çalışmalar yürütebilecek. Mal bildirimlerinin elektronik ortamda verilmesini ve kıyaslanmasını sağlayacak bilişim altyapıları kurulacak. Mal bildirimleri şeffaf olacak. Elektronik ortamda bildirilecek ve isteyen herkes kimin hangi gelirle neyi elde ettiğini görebilecek. Bu şeffaflaşma anlamında toplumun bütün kesimlerinin bir şekilde bu şeffaflaşmanın parçası muhatabı olması anlamında çok önemli bir düzenleme.”

GÖREVDEN AYRILAN BÜROKRATLARLA İLGİLİ DÜZENLEME

Başbakan Davutoğlu, üçüncü olarak 2531 Sayılı Kamu Görevinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun’da düzenlemeler yapacaklarını belirtti. Davutoğlu bu düzenlemeleri ise şöyle özetledi: “Görevlerinden ayrılan kamu görevlilerinin görevlerinin mahiyetine göre 2 veya 3 yıl süreyle görevde bulundukları idarelere karşı iş alamaması, taahhüde girememesi, müteahhitlik komisyonculuk temsilcilik, müşavirlik, iş takipçiliği yapamaması ve müzakerelere katılamaması sağlanacak. Çok önemli bir kamu görevi yönetiyorsunuz üst düzey bir bürokrat. Görevden ayrılıyor. O bulunduğu makamla kurumla ilgili bir başka ticari işe giriyor. Sonra orayla bir şekilde ticari kimliği ile ilişki kurmaya ihaleye taahhüt, temsilci almaya başlıyor. 2 ya da 3 yıl süreyle mahiyetine göre işin bu yapılamayacak. Bütünüyle sınırlamaz. Fakat o 2-3 yıl o arada o kurumdaki sır mahiyetindeki bilgilerin de değişimi göz önüne alındığında böyle bir geçiş süreci öngörülecek. İdarelere kendilerinden iş alacak gerçek ve tüzel kişilerden bu kanun uyarında yasaklı olan kişileri çalıştırmadıklarına dair yazılı beyan alma zorunluluğu getirilecek.”

İHBAR YAPAN MEMURUN HAKLARI KORUNACAK

Dördüncü düzenlemenin ise 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılması öngörülen düzenlemeler olduğunu bildiren Davutoğlu, bunları da şöyle açıkladı: “İhbarda bulunan kamu görevlilerinin yani şeffaflık ve yolsuzluk konusunda ihbarda bulunan kamu görevlilerinin geçici ya da sürekli olarak başka birimlerde görevlendirilmesi, 3 aya kadar ücretli izinli sayılabilmesi, başka bir kamu kurum veya kuruluşunda görevlendirilebilmesi sağlanacaktır. Bir şekilde bir ihbarda bulunuyor, ondan etkilenmemesi için onu güvence altına alıyoruz. İhbarda bulunan kamu görevlilerine ihbar konusu olayla ilgisi bulunan amiri tarafından sicil raporu düzenlenmesi ve performans değerlendirmesi yapılması engellenecektir. İhbarın asılsız çıkmaması koşuluyla ihbarda bulunan kamu görevlilerine ödül verilebilecektir. Ama eğer haksız isnat ve iftirada bulunduğu tespit edilirse mevzuatta bu kişilerle ilgili ciddi müeyyideler uygulanacaktır. Yani ihbar ile etik bir davranış, haber etme diyelim, sergileyen birisi bunun istismar edilmesini engelleyecek şekilde iftiraya da yönelebileceği bazı kişilerin göz önüne alındığı için iftiranın engellenmesi için müeyyideler olacak. Ama gerçekten ihbar yapanların ve bir şekilde şeffaflığın ihlal edilmesi ya da yolsuzluğun önünün açılması yönündeki bir uygulamayı bildirenlerin de koruma altına alınması ve ödüllendirilmesi sağlanacak.”

MİLLETVEKİLLİĞİNİN STATÜSÜ TEK YASADA TOPLANACAK

Beşinci ve sonucu düzenlemeyi ise TBMM üyeleri için planladıklarını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti: “Bu da şu; geçtiğimiz günlerde TBMM Başkanımız Cemil Çiçek ile de görüştük. Grup Başkanvekillerinden gelen talepler de var. Şu ana kadar yasal düzenleme itibari ile milletvekillerimizin değişik kanunlara dağılmış hak ve yetkileri var. Cumhuriyet tarihinde TBMM üyesi olmak yani milletvekili olmak tek bir yasa ile düzenlenmiş değil. Onunla ilgili hak, yetkiler ve tanımlamalar bütün partilerden gelen talepler doğrultusunda Meclis Başkanımızın da böyle bir talebi oldu, daha önce yapılan çalışmalar da var, dolayısıyla tek bir kanunda bütün bu hakları derç edecek bir kanun çalışması içine girilmesini planlıyoruz. Milletvekililiğini statüsü ve tanımlaması ve bütün kanuni yetkileri bir kanunda derç edilecek. Bu kanun içinde de siyasi etik boyutla ilgili bazı düzenlemeler söz konusu olacak. Bu düzenlemelerle ilgili olarak TBMM’de grubu bulunan 4 partinin temsilcilerinin katıldığı ve bu temsilcilerin yaptığı çalışmalar neticesinde 26 Aralık 2012 tarihinde Meclis Başkanlığı’na sunulan ortak bir siyasi etik çalışması var. Biz bu siyasi etik çalışmasını esas alarak milletvekilliğini düzenleyen bu yeni yasal çalışmayla birlikte bu boyutu da bu yasa içinde değerlendirerek TBMM’nin saygınlığına ve milletvekilliği görevinin itibarına uygun davranılması ile ilgili davranış ilkeleri belirleyeceğiz. Bunu da Meclis’imizi, temsili bulunan partilerimizle de istişare ve daha önce yapılan ortak açıklama doğrultusunda onu temel alarak bu konudaki çalışmaları nihayete erdirip inşallah bu yasam dönemi bitmeden hem milletvekilliğinin ki en büyük onur en büyük şereftir aynı zamanda en büyük mes’uliyettir. Bir milletin bütün sorumluluğunu omuzlarımıza almamızı, her birimiz milletvekili olarak bu anlamda ateşten bir gömlek giyiyoruz. Allah bu emanetin hakkını bütün milletvekillerimizin verebilmeyi nasip etsin. Hepimiz hesap verme makamındayız. O bakımdan bu onurlu görevin çerçevesini tamamlayan milletvekilliliği statüsünü tanımlayan bir yasa ile birlikte bu çerçevedeki bu onurlu görevle ilgili etik ilkeleri bütün grupların anlaştığı çerçevede derç eden bir düzenlemeyi aynı yasal çerçeve içine oturtacağız.”


Davutoğlu, düzenlemeleri açıkladıktan sonra ise “Bu siyasal alanda kamu yönetiminde ve toplumun bütünüyle ilgili planladığımız şeffaflık dışında önümüzdeki dönemde gerek sivil toplum içinde ekonomik hayatta özel sektörle ilgili şeffaflık düzenlemeleri konusunda da geniş tabanlı bir istişari faaliyetten sonra bazı çalışmalar yapmayı düşünüyoruz. Çünkü nihayette şeffaflık bir zihniyet meselesidir. Ve toplumdaki her bireyin sahiplenmesi gerektiği her bir bireyin kendisini de bu sürecin parçası olarak gördüğü bir büyük reform sürecidir. Bu çalışmaları sürdüreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.