Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstiklâl Marşı’nın kabulünün 94. yıldönümü dolayısıyla yazılı bir mesaj yayınladı. Davutoğlu mesajında Mehmet Akif Ersoy’u sadece “İstiklal Şairi” olarak görmediğini, aksine “başta Safahat olmak üzere eserleriyle gönül ve fikir dünyamızı inşa eden, bizlere yol gösteren bir dava adamı ve bir mütefekkir olarak” gördüğünü kaydetti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık sitesinde yer alan mesajı şu şekilde: "Millî birlik ve beraberliğimizin mutabakat belgesi İstiklâl Marşımızın kabulünün 94. Yıldönümünü kutlamanın gurur ve mutluluğu içindeyiz. Aziz milletimizin büyük bir inanç, azim ve fedakârlıkla vermiş olduğu İstiklâl mücadelesini muhteşem mısralarıyla ebedileştiren Mehmet Akif Ersoy’u ve tüm İstiklâl kahramanlarımızı rahmetle anıyorum.

Bu vesileyle, Merhum Akif’i sadece 'İstiklâl Şairi' olarak değil, başta “Safahat” olmak üzere eserleriyle gönül ve fikir dünyamızı inşa eden, bizlere yol gösteren bir dava adamı ve bir mütefekkir olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum. Eğer Merhum Akif’i sadece 'İstiklâl Şairi', 'Millî Şair' olarak görür, onun aynı zamanda bir fikir ve aksiyon adamı olduğunu göz ardı edersek, Büyük Şairimizin büyük mirasını eksik anlamış oluruz.

Hakkı tutup kaldırmayı ve haksızlık karşısında dimdik durmayı hayatı boyunca haykırmış münevver ve mütefekkir şahsiyetimiz Akif’i tanımak, onun dava adamlığını ve felsefesini anlamak, Safahat'ı tam manasıyla okumadan mümkün olmayacaktır. Zira onun sözleri eskiye dair, eskide kalmış sözler değil; bilakis bugünümüze ve geleceğimize ışık tutan sözlerdir.

Elbette ki İstiklâl Marşımız, tarihte benzeri bulunmayan bir kahramanlık destanının vermiş olduğu ilhamla kaleme alınmış ve millete armağan edilmiştir. Fakat bugünlere nasıl geldiğimizi, nasıl bir maziden hareketle şimdiye ulaştığımızı, özellikle yeni nesillerin idrak etmesi için Akif’in şiirlerini ve fikirlerini tam anlamıyla keşfetmemiz gerekir. Aksi takdirde, kurtuluş mücadelesinin özüne nüfuz edememiş oluruz.

Büyük Şairimiz, sefaletin ve umutsuzluğun oluşturduğu genel psikolojinin memleket sathına bir karabulut gibi çöktüğü savaş yıllarında kürsülerden millete hitap etmiş, yenilgiyi galibiyete, umutsuzluğu umuda çeviren bir irfan ve irade beyanıyla millî ve manevi şahlanışın rehberi, öncüsü olmuştur.

Milletçe köklü bir medeniyet tasavvuruna sahip olmak ve bizi biz yapan değerleri gelecek nesillere aktarmak için Merhum Akif’i satır satır okumamız ve idrak etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu düşüncelerle, Büyük Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u ve bütün millî mücadele kahramanlarımızı rahmetle anıyor, İstiklâl Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabulünün 94. yıldönümünü kutluyorum.”