Türkiye Cumhuriyeti 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, devlet töreni ile son yolculuğuna uğurlanıyor. Demirel'in naaşı sabah önce Güniz Sokak'taki evine götürüldü. Buradaki törenin ardından resmi tören için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) getirildi.

TBMM'deki resmi törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bazı bakanlar, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakanlardan Tansu Çiller, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, en yaşlı üye sıfatıyla Meclis'i açması beklenen CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ile Demirel'in çalışma arkadaşları ve ailesinin yanı sıra bazı yabancı ülkelerin temsilcileri de katıldı.

Tören için ilk gelen lider MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu. Arkasından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da törende yerini aldı. Yan yana duran Bahçeli ve Kılıçdaroğlu tokalaştı. Abdullah Gül de törene gelerek ön sıradakilerle tek tek tokalaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Davutoğlu törene birlikte geldi. Erdoğan, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Akıncı ile tokalaşırken; Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile tokalaşmadı.

Süleyman Demirel'in kardeşi Şevket Demirel ise törene tekerlekli sandalyede geldi. Törende Demirel'in tabutunun üzerine fötr şapkası, doktoru Aylin Cesur tarafından konuldu. Tören Demirel'in özgeçmişinin okunmasıyla başladı. Ardından Demirel'in kardeşi Şevket Demirel, aile adına bir konuşma yaptı. "Mevtanın nüfus kayıtlarına göre sahibi benim. Fakat şu anda mevtanın sahibi devlettir. Bu akımdan devletimize, temsil eden organlara teşekkürlerimi arz ederim." diyen Şevket Demirel, şöyle konuştu: "Babamızın 1972’de İslamköy’de ölümünü duyduğunda köylüler 'eyvah dağ devrildi' diye acılarını ve kayıplarını ifade etmişlerdi. Onun ölümünden 43 sene sonra vefat eden oğlu 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in vefatını duyan köylüler ve esnaf 'eyvah demokrasi ve refah pınarını kaybettik' dediler. Gerçekten demokrasi ilkeleriyle atılan temeller bugün çok daha iyi, verimli seviyelere ulaşmıştır. Seveni olsun olmasın Süleyman Demirel toplumunun eğitim, sağlık, adalet, sanayi, tarım ciğerlerinin hepsine el atmıştır. Yaptıklarına karşılık şimdi devlet büyük bir törenle ona borcunu ödemektedir. Belki de Demirel bu muazzam törende gözlerini açmak için gayret sarf etmektedir. Ne mutlu sana Demirel, ne mutlu buradaki Demirel sevenlere, devlet sahiplerine. Ruhun aziz olsun. Seni orada bekleyen hizmetler gene memleket için her zaman önünde olacaktır. Merak etme. Ailemiz olarak da büyük acımız vardır. Bütün devletin, bütün milletin acısı hepimizin acısıdır. Hazreti Mevlana 'Benim en büyük düğün günüm ölüm günümdür' demiş. Ağlamaya, sızlamaya mecal vermeden dimdik ayakta durarak tıpkı Mevlana’da olduğu gibi imanla, gözyaşlarıyla Demirel’i ebedi istirahatgahlarına tevdi edeceğiz. Buradan sonra cuma namazı, cuma namazından sonra da programda belirttik. Isparta’ya, İslamköy’deki kendisine hazırlanmış olan, kendisine özel olarak tahsis edilmiş olan bir tepedeki, Çalca Tepe’deki mezarına defnedeceğiz. Demirel milletin kalbinde her zaman yaşayacak. Demirel ilkeleri bu memleketin her an önünde olacaktır. Yaşamının her noktasında Demirel vardır. Ruhun şad olsun Demirel. Bu hizmeti görenlerin hepsine de teşekkür ediyorum."

Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kürsüye gelerek devlet adına bir konuşma yaptı. Demirel'e bir kez daha Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerine, milletimize başsağlığı dileklerimizi tekraren ifade etmek istiyorum. Rahmetli Demirel, yarım asır boyunca siyasetin ve devlet yönetiminin her kademesinde ülkesine değerli hizmetler verdi. Kendisi Türkiye'nin güzel günlerine de, Türkiye'nin karanlık günlerine de şahitlik etmiş canlı bir tarihti. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır derler, Süleyman Demirel gerçekten her bakımdan kendine has tarzı olan siyaset ve devlet adamıydı. Isparta'nın İslamköy'ünden çıktığını hiçbir zaman unutmadı, tam tersine bu özelliğini her fırsatta gururla ifade etti. Bu vasfı aynı zamanda onun milletiyle güçlü bir bağıydı. Siyasetle uzun yıllar boyunca uğraşan herkes bilir ki bu alanda ayakta kalmak, kalıcı olmak öyle kolay değildir. Milletin dilini yakalamak kolay değildir. Milletin gönlünde yer etmeden böyle bir başarı elde edilemezdi. Bunun için de milletle aynı dili konuşmanız, aynı hissiyatı paylaşmanız gerekiyor. Demirel işte tüm bu vasıfları üzerinde toplayan, bu tarz siyasetin sembolü haline gelmiş bir isimdi. İsmini dahi marka haline getirmiş bir siyasetçinin hatırasına saygı göstermek, onun gibi düşünmeyenlerin de yerine getirmesi gereken bir vecibedir. Ülke içinde gittiğim pek çok yerde kendisinin ve hizmetlerinin izine rastladığımı özellikle belirtmek isterim. Gerek İslamköy'de bizzat yaptırdığı külliye, gerekse de Güniz Sokak’taki evi bundan sonraki nesillere onu anlatan, onun hatırlarını yaşatan eserler olacaktır. Özellikle belgeleriyle adeta bir arşiv haline gelmiş ve Güniz Sokak'ta da bundan sonra gençliğin, milletin hizmetine sunulabilecek bir gelecek, inanıyorum ki siyasetle ilgilenen veya ilgilenmeyen gençliğimize de yol açacaktır. Bir kez daha ailesinin, sevenlerinin, ülkemizin başı sağolsun diyorum. Allah gani gani rahmet eylesin. Tüm ailesine tekrar başsağlığı dileklerimi, şahsım milletim adına iletiyorum, teşekkür ediyorum.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in naaşı, saygı duruşu ve Meclis'te düzenlenen devlet töreninin ardından top arabasına konuldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki resmi törenin ardından, Demirel'in naaşı, top arabasında ve kortej eşliğinde Kocatepe Camii'ne gitti. Cuma namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından havayoluyla Isparta'ya gitmek üzere yola çıkacak. Isparta'da ertesi gün, Süleyman Demirel Üniversitesi'nden hareketle İslamköy Şehribar Hatun Camii'ne geçilecek. Süleyman Demirel, burada kılınacak cenaze namazının ardından Çalca Tepe'de bulunan anıt mezara defnedilecek.