Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 7 Haziran’da kardeşliğin kazanması gerektiğini söyledi. Hizmet ve kalkınmanın bir toplumda tek başına huzur ve güveni getirmeyeceğini, bunlar demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerle atbaşı ilerlemiyorsa bir değer ifade etmeyeceğini kaydeden Demirtaş, "7 Haziran seçimlerinde kardeşliğin kazanması lazım. Öfkeye öfkeyle cevap verseydik ve bu tuzaklara cevap verseydik inanın ki çok farklı bir Türkiye ile karşı karşıya olacaktık. Gönülden bizim yanımızda olanların isteği neyse öyle davranmaya çalıştık. Biliyorum, en çok barışa ihtiyacı olan bizleriz. Sarayda oturanın barışa ne ihtiyacı olacak? Sokakta kan gövdeyi götürse umurunda mı? Onun da bir siyasetini bulur, onun da üzerinden kendini var eder." dedi.

HDP lideri Demirtaş, Diyarbakır’da işadamları ve iş dünyasının temsilcileriyle bir araya geldi. Sur ilçesindeki The Green Park Otel’de düzenenen programa yüzlerce işadamı katıldı. İş adamlarına hitap eden Demirtaş, "Türkiye’nin 81 vilayetinde yaşayan bütün kesimlerle farkındayız ki sandığa atacağımız oy çocuklarımızın ve torunlarımızın oyudur. Bölge başlı başına bir acı ve trajedi merkezidir. 120 yıldır yüzümüzün gülmediği, acı üzerine acı, travma üzerine travma yaşayarak bugünlere gelen bir toplum olarak en büyük beklentimizin barış olduğunu söylersek yanılmayız. Sandıktan barış çıkarmak istiyoruz. Elbette silahlar kalıcı olarak susmalı. Kalıcı olarak gündemden çıkmalı. Fakat bu tek başına barış demek değildir. Eğer bir yerde açlık işsizlik ve yoksuzluk varsa orada barış yoktur. Yapacak çok iş var. Sandıktan bir bütün olarak barışı çıkarmak istiyoruz. Bugüne kadar her hükümet iyi şeyler yaptı, bunlar inkar edilecek şeyler değil. Hizmet ve kalkınma bir toplumda tek başına huzur ve güveni de getirmez. Hizmet ve sağlıklı bir büyüme ile birlikte demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerle atbaşı ilerlemiyorsa orada bir barış yoktur." diye konuştu.
Demirtaş’ın açıklamaları şöyle;

'YÜZDE 35’İN DIŞARIDA KALDIĞI MECLİS'E İLERİ DEMOKRASİ İSMİNİ KOYUYORLAR'

"Yüzde 10 barajını biz koymadık ve aşmak için çok uğraştık. Buna rağmen bağımsız adaylıklara Meclis'e girdik. Baraj sadece HDP’nin sorunu değildi. Bizim dışımızda 20’den fazla parti küçük ya da büyük oy almasına rağmen mecliste temsil edilemiyor. Türkiye’de seçmenin yüzde 15’si sandığa gitmiyor, bizim dışımızda yüzde 15’i Meclis'e giremiyor, biz de bu dönem Parlamento'ya giremezsek yüzde 35 Meclis dışında kalır. Bu meclise ileri demokrasi ismini koyuyorlar. Bu vahim bir durumdur. AKP iyi ya da kötü yaptı. 13 yılını masaya yatırabiliriz. Ama ne yapmışsa seçim barajıyla ilgili yaptığına bakın.

AKP ZİHNİYET OLARAK ARTIK FAŞİZME SAVRULDU

Bu partinin artık zihniyet olarak faşizme savrulduğunu görürsünüz. Geçen yıl neden parti olarak seçime girmiyorsunuz diyorlardı bize. Bunlar parti olarak girelim baraj altında kalalım buradan 40 vekil devşirelim ve istediğimiz yapayım diye düşünüyorlardı. Biz parti olarak seçime girme kararı aldık. Bu karar yeni alınmış değil. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde alınmış bir karardı. O gün bizi tebrik ettiler çünkü barajın altında kalacağımızı düşünüyorlardı. Saraydaki eminim avucunu ovuşturmaya başlamıştı. Fakat günler ilerledikçe kazın ayağının öyle olmadığını anlayınca bu kararı ABD’de aldığımızı iddia etmeye başladılar. İsrail’le ortaklaşmışız, paralelle ortaklaşmışız, kirli ittifaklar kurmuşuz, asıl derdimiz başkaymış, bu nedenle parti olarak seçime giriyormuşuz. Kürtler bu kadar akıllı olamaz diyorlar, bir üst akıl var mutlaka diyorlar. Zannediyorlar ki Allah bir tek akıl fikir onlara vermiş. Oysa toplum aklını yitirmediği için doğru işler yapıyor. Herkes sizin gibi aklını ve vicdanını yitirmiş olsaydı bu ülke bugün iç savaşta olurdu, Suriye gibi olmuş olurdu, Allah korusun Suriye olurdu."

'TÜRKİYE BUGÜN SURİYE DEĞİLSE BUNU HDP’YE BORÇLUDUR'

Türkiye bugün Suriye değilse bunu HDP’ye borçlu olduğunu ifade eden Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: "Suriye'de artık hiçbir inanç bir arada yaşayamıyor. Orada kaybeden herkes oldu. Kazanan, orada gökdelenler dikmeye gidecek olanlar olacak. Oranın petrolünü ceplerine akıtmak için gidenler kazanacak. Orada IŞİD vahşet örgütü sadece inanç katliamı yapıyor. Burada HDP olarak ne kadar farklı kesim olarak bir araya geldik ve hep birlikte yaşayacağız dedik. Bunu yakalamak çok zordu. Bunun kıymetini bilmek lazım. Ya Suriye gibi ya da HDP gibi olacağız, iki ayrı uçta iki ayrı gelecek. AKP’nin Türkiye’si Suriye’den farklı değil. Tekçilik üzerine kurulu. Tek olacağız diyor. Başka bir şey tanımıyorum diyor. Bu tekçilik kadar Türkiye gibi çoğulcu topluma dayatılan tehlike olamaz. Bu seçimde HDP’nin kazanması bu düşüncenin kazanması demektir. Birbirimizi inkar etmeden. Kimse başkasının inancına el dil uzatmasın. Bunları garanti altına alan bir hükümet olsun. Aksi takdirde bu gerilimler devam eder. Her yerde iç savaş tehlikesi ortaya çıkacak."

'HDP SEÇİM KAMPANYASINDA BİLE TOPLUMSAL BARIŞI SAĞLADI'

Demirtaş, toplumsal barışın önemine değinerek, "HDP seçim kampanyasında bile bunu başardı. Seçim kazanmadan toplumsal barışı biz önemli ölçüde kazanmış olduk. Kullandıkları dile bakın. Diyorlar, HDP şiddetle oy topluyor diyorlar, 128 yerde saldırıya uğradık. Bingöl’de arkadaşımıza saldırılar. Erzurum’da arkadaşlarımızı diri diri yakmaya çalıştılar. Bütün bu saldırılara rağmen biz itidali elden bırakmadık. Çünkü farkındayız, 7 Haziran seçimlerinde kardeşliğin kazanması lazım. Öfkeye öfkeyle cevap verseydik ve bu tuzaklara cevap verseydik inanın ki çok farklı bir Türkiye ile karşı karşıya olacaktık. Gönülden bizim yanımızda olanların isteği neyse öyle davranmaya çalıştık. Biliyorum en çok barışa ihtiyacı olan bizleriz. Sarayda oturanın barışa ne ihtiyacı olacak. Sokakta kan gövdeyi götürse umurunda mı? Onun da bir siyasetini bulur, onun da üzerinden kendini var eder. Ama acısını yıllardır hep birlikte çekiyoruz. Bize oy veren vermeyen Türk ve Kürt ayrımı yapmadan bedel ödedik. Daha özgür yarınlar için. Demokrasiye dayalı bir devlet inşa etmek için. Bütün bunlara bu yüzden katlandık." şeklinde konuştu.

'SAADET, HÜDA-PAR VE DİĞER PARTİLER DE MECLİS'TE OLMALI'

Belli bir çoğunluğu olan her partinin Meclis'te temsil edilmesinin önemini vurgulayan Demirtaş, şunları söyledi: "Bunun sonuçlarını almanın zamanı geldi. HDP’nin barajı aşması demokratik siyasetin güçlenmesi demektir. Siyasette güçlenirsek barışı sağlamamız kolay olur. Böyle güçlü siyasi bir çizgi Parlamento dışında kalsın diye bizimle uğraşıyorlar. Ben Başbakan ve Cumhurbaşkanı olsaydım sadece HPD’nin değil Saadet Partisi ve HÜDA-PAR’ın Parlamento'ya gelmesi için uğraşırdım. Parlamento dışı kalanlar orayı kendilerini hissetmezler ve başka arayışlar içine girerler ve bu da gerilim oluşturuyor."

'7 HAZİRAN’DA SENİN GÖNLÜNDEKİ ASLANI KEDİYE ÇEVİRECEĞİZ'

Cumhurbaşkanı'nın kendilerini barajın altında bırakmak için mitingler yaptığına işaret eden Demirtaş, "Gönlümde bir parti ismi var söylemem diyor. Öyle zannediyor ki Türkiye toplumu aptaldır. Bu kadar insanların zekasıyla alay ediyor. Gönlümde aslan var ama söylemem diyor. 7 Haziran o senin gönlündeki aslanı kediye çevireceğimiz gündür. O zaman gönlündeki kedinin ismini rahat rahat söyleyebilirsin. Çünkü sen tarafsız değilsin, cumhurbaşkanı değilsin, parti başkanısın. Gönül isterdi, halk başkanı olarak gerilimin önüne geçseydin. Hakem olsaydın. Ama yalanlarla, iftiralarla, hakaretlerle neler neler. İnanın ki ellerinde tek bir projeleri yok artık. Çünkü çöktü. Vaatlerinin yüzde 70’ini yapamadılar. Yapmadıklarını da gözümüze sokmaya kalkmasınlar.
Kürtlerin önce kendinden başlaması lazım. Eksiklerini cesurca masaya yatırmamız gerekiyor. Mükemmel olmadan mükemmeliz dememeliyiz. Onlar hatayı oradan yaptılar. Kendilerini mükemmel zannettiler. Eleştirileri dikkate almadılar. Yıllardır kulaklarını tıkadıkları için dostlarına rakiplerine herkese kulaklarını tıkadılar. AKP’yi kurucuları eleştirdi, kulaklarını tıkadılar. Kim onları eleştirdiyse hakaret ettiler. Hedef gösterdiler. Kendilerini eleştiren herkesi hain ilan ettiler."

DEMİRTAŞ’A ULUSLARARASI BARIŞ ÖDÜLÜ

Uluslararası Barış Bürosu tarafından verilen 2015 Uluslararası Barış Ödülü bu yıl HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'a verildi. Uluslararası Barış Bürosu İtalya Temsilcisi Fulgida Barattoni, 2015 Uluslararası Barış Ödülü'ne Demirtaş'ı layık gördüklerini açıkladı. Barattoni, ödülü Demirtaş’a takdim etti. Demirtaş ise "Bu ödülü yitirmiş olduğumuz insanlar ve yüreği acılı tüm anneler adına kabul ediyorum." dedi.