HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bu tarafsız Cumhurbaşkanı halen olayı kınamış değil, geçmiş olsun demiş değil. HDP'liler katledilse umurunda değil. Böyle Cumhurbaşkanı istemiyoruz, başkan olarak da görmek istemiyoruz." dedi.

Selahattin Demirtaş, Adıyaman'da Sakarya Caddesi üzerindeki miting alanını dolduran binlerce partiliye seslendi. Demirtaş, Adana ve Mersin'de HDP teşkilatlarına yapılan bombalamalar için, "Bu tarafsız Cumhurbaşkanı halen olayı kınamış değil, geçmiş olsun demiş değil. Demek ki sen HDP'lilerin Cumhurbaşkanı değilsin. HDP'liler katledilse umurunda değil. Biz böyle Cumhurbaşkanı istemiyoruz, başkan olarak da görmek istemiyoruz ve yaptırmayacağız." diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'na da seslenen Demirtaş, "İnanıyorum ki Ahmet Davutoğlu'nu ikna edeceğim HDP'ye oy verecek. Sevgili Ahmet Hoca; biz kaybedersek sen de kaybediyorsun. Gel HDP'ye oyunu at, bu zulümden sen de ülke de kurtulsun." ifadesini kullandı.

Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AK Parti hükümetini eleştirdi. Barajı aşacaklarına inandığını söyleyen Demirtaş, AK Parti'yi ve Cumhurbaşkanı'nı eleştirdi ve 7 Haziran'ı iple çektiklerini belirtti. Demirtaş, "Özellikle de Adıyaman gibi yerlerde AKP'nin kale olarak gördüğü ama aslında AKP'nin önünde diz çökmeyi onursuzluk kabul eden her yerde AKP'yi yıkmak boynumuzun borcudur." sözlerini kaydetti.

"Milletin parasıyla seçim kampanyası yürütmek başlı başına Anayasal suçtur, aynı zamanda günahtır. Bunu en fazla yapan tarafsız Cumhurbaşkanı'dır." diyen Demirtaş, Erdoğan'a şu sözlerle yüklendi: "Öyle tarafsız ki bugüne kadar oy istediği partinin ismini açıklamıyor, o kadar hassas, tarafsız. Sadece beyefendinin gönlünde bir aslan yatıyormuş ama onu kimseye söylemiyormuş. 7 Haziran'da senin o gönlündeki aslanı kediye çevirmezsek bize de HDP demesinler. Senin gönlündeki kediyi 7 Haziran'da göreceğiz. Sen meydan meydan dolaş, senin hakkın, dolaşabilirsin. "Çıkma" demiyoruz, zaten çıkmazsan zavallı Ahmet Hoca yetişmez, yetiştiremez. Bütün yükü onun omuzlarına atsa haksızlık olur. Sen çık ki Türkiye yalancı görsün. Yalanlarınız daha fazla teşhir oluyor, kirlilikler daha net görülüyor. Kendi paranla çık; zaten servetiniz devletin kasasından, devletin hazinesinden daha fazla. Bizim paramızla bize hakaret mitingleri yapamazsın. Cumhurbaşkanı olabilir, sarayda oturabilirsin ama bunlar suç işleme özgürlüğünü sana vermez. Cumhurbaşkanı olman Anayasa'yı tanımama yetkisi vermez sana. Suç işliyor, kul hakkı yiyorsun. Kul hakkı yemenin günahı, cezası suçunu bizden iyi biliyorsundur. Bu kul hakkının 7 Haziran'da yetki verirse halk hesabını sormak bize nasip olur. 7 Haziran'dan sonra seçimlere harcadığın her kuruşun hesabını soracağız. Bütçe kanunu gelince kuruş kuruş hesabını vereceksin."

Demirtaş, Mersin ve Adana'da partisinin teşkilatlarına yapılan saldırılan konusunda Cumhurbaşkanı'nın tavrını da eleştiren Demirtaş, şunları söyledi: "HDP'ye yönelik alçak saldırıları kınıyorum' diyememiş. Çünkü elbette onun arzuladığı buydu. Onun kafasından geçen şey HDP'ye ilişkin şiddet ve çatışma algısı yaratmaktı. Herhalde kendisi bundan memnuniyet duymuş olacak ki kınama yapmadı, geçmiş olsun mesajını duymadık. Israrla söylemeye devam ediyorum; tüm ülkede her ili dolaşıp 'hepinizin Cumhurbaşkanıyım' dedikçe insanlar iki yüzlü tavırlarından utanır hale geliyorlar. HDP'liler bu ülkede yaşamıyor mu? 77 milyonun içinde değil mi? Sen hangi 77 milyonun, hangi Türkiye yurttaşlarının Cumhurbaşkanısın? Demek ki sen HDP'lilerin Cumhurbaşkanı değilsin. HDP'liler katledilse umurunda değil. Biz böyle Cumhurbaşkanı istemiyoruz ve başkan olarak da görmek istemiyoruz ve yaptırmayacağız. Bu nedenle işte sen bu ülkede ne başkanlık görebilirsin ne başkanlık sistemi kurabilirsin. Tüm bunları Türkiye halkları adına ezilenler adına, senin hakaret ettiğin yok saydığın tüm inançlar ve kimlikler adına yapmayı boynumuzun borcu kabul ediyoruz."

Barajı aşarak Meclis'e girmeleri halinde öncelikli görevlerinin sivil demokratik yeni anayasa olacağını ve içerisinde halkların tüm kesimlerinin yerini alacağını kaydeden Demirtaş, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı olduğunu hatırlatırken, Türkiye'de gençlerin her zaman tehdit olarak görüldüğünü söyledi.

Adıyaman'da verimli topraklar olmasına rağmen çiftçilerin aç ve işsiz olduğunu söyleyen Demirtaş, pamuk destekleme primlerinin elektrik borçları nedeniyle ödenmediğini dile getirerek, Başbakan Davutoğlu'na seslendiği konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çiftçilerin bu bölgede aç ve işsiz kalmaları utançtır utanç. Sadece Urfa ve Adıyaman toprakları Ortadoğu'nun 22 Arap ülkesini tek başına besleyebilir. Sadece Adıyaman ve Urfa'daki topraklar yeterince sulansa, ekilse biçilse. Hiçbir şey yapmalar ve tütünü bitirmeseler burada yine karnınız doyardı. Çiftçinin pamuk destekleme primleri halen yatırılmadı. Neden? Sizin elektrik borçlarınızdan dolayı. Onunla ilgili DEDAŞ şu anda Bakanlar Kurulunu ödemeler yapıldığında borcunun kesilmesine yönelik tebliğ çıkarmaya zorluyor. Yani pamuk destekleme primleri size ödenmeden borçlara gidecek. Hükümet bunu seçim öncesi yapmayı riskli görüyor, seçim sonrasına ertelemek istiyor. Buradan çağrı yapıyorum; Ahmet Hoca bak başbakanlıkta süren de fazla kalmadı bari çiftçiye son bir iyilik yap primleri ödeyerek öyle git. Bir hayrın kalsın, sevabın olsun ülkeye bir iyilik yap. Çiftçinin alacaklarını bari şimdi öde."

Açlık ve işsizliğin kader olmadığını ve bu durumun bakış açısını değiştirmekle mümkün olacağını belirten Demirtaş, "Ya saray balkonundan, penceresinden bakarsınız ya da işçi, emekçi, çiftçinin kalbinden yüreğinden bakarsınız. Biz ikincisi tercih ettiğimiz için sorunlarınızı çözebiliriz, HDP varsa çiftçinin, emekçinin emeklinin sesi duyulacak." dedi.

Türkiye'de 12 milyon engellinin sosyal güvencesiz ve perişan olduğunu ifade eden Demirtaş, insanlara inanç ve etnik kimlik ayırımı yapmadan bir partiye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "Sizden istediğimiz destek HDP'ye vereceğiniz tek oy AKP'yi yıkıp, AKP'nin saltanat düzenini yıkıp yerine halk iktidarını inşa etmenin yolunu açar. 'Bir oy neyi değiştirir?' demeyin; o oy belki sizin oyunuzdur, barajı yıkacak oy senin oyundur. Kararsız olan HDP'ye verip vermeyeceğini düşünen kardeşim; oyunuzla ülkenin önünü açacak gücü elinizde bulunduruyorsunuz. Kritik dönemde o oyu ezilen halktan esirgemeyin sandığa gidin ve oyununu kullanın. Sonra o oyunuzu sandıktan çıkarmak için müşahit gözlemci olarak kendinizi yazdırın ki HDP, 7 Haziran'da ülkede düğün havasıyla zafer elde etsin." diye konuştu.

'DİNİNİZİ MEYDANLARDA YUHALATANLARA CEVAP VERİLMESİ LAZIM'

"Elhamdülillah Müslümanım" diyen ve meydanlarda inanç, iman ve dinini yuhalatanlara cevap verilmesi gerektiğini belirten Demirtaş, şöyle konuştu:
"Yalan ve iftira siyasetini artık bu topraklar kabul etmiyor demenin yolu HDP'de birleşmektir. İnancımızı, imanımızı, dinimizi meydanlarda yuhalatanlara cevap verilmesi lazım. Bakın daha önce de altını çize çize belirttim, bu ülkede herkesin inancı kendinedir. İnanç Allah ile kul arasındadır. Elhamdülillah ben de Müslümanım, Müslüman bir babanın evladıyım. Fakat benim üzerimden meydanlarda inancınızı yuhalattılar. 'Bu kafire gelince ders verecek misiniz? Bu Zerdüşt'e ders verecek misiniz? Kabe ve kıbleye hakaret eden dinsize ders verecek misiniz?' dediler. Ben de Diyanet'e çağrı yaptım; Müslüman birisine 'Kafir' diyenin günahı nedir dinimizde onu açıklasın diye. Birisine 'Kafirsin' demek dinden çıkarır mı çıkmaz mı açıklasın. Madem din profesörü, din alimisin Mercedes'in de var hidayete ermişsindir, açıkla bakalım. Haftalardır yalan, iftira, çirkin siyaset üzerinden bunu yapıyorlar. Yüce Rabb'imiz herhalde kendi kelamını, emirlerini tebliğ ederken günün birinde birileri meydanlarda eline alsın, haşa pazarlamacı gibi oy istesin diye göndermedi. Kur'an AKP'nin seçim kampanyasının malzemesi olsun diye indirilmedi. İnşallah halk, inançlı insanlar, Müslümanlar bu ülkede samimiyetiyle, yüreğiyle dine bağlı olanlar senin o çirkinliğine en büyük cevabı verecek. Kur'an-ı elinde sallayıp kürsüye fırlatmak nedir göreceksin, cezasını 7 Haziran'da göreceksin, öbür dünyada Allah bilir. O artık ne ceza verirse o verir. Kirli din pazarlığının para etmediğini göstermeniz lazım. Din tüccarlığının oya dönüşmediğini göstermeniz lazım. Dini, bu kadar ucuz, çirkin siyasetlerine alet etmelerinin cezası nedir gösterin. Bakanlar Kurulunu toplamana izin vermiyor. Ağız tadıyla iki gün Başbakanlık yaptırmadı. Kazansan yine aynı zulmü göreceksin, kaybetsen istifa edeceksin. Başbakanlık sisteminin kurtuluşunun tek ihtimali var HDP'nin barajı aşması."