HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara'da 86 kişinin ölümüyle sonuçlanan patlamalarda kendilerini eleştiren Başbakan Ahmet Davutoğlu'na sert tepki gösterdi. Demirtaş, "Bizi tehdit ederek, hakaret ederek, daha cenazelerimizi morgda iken, daha parçalarını meydandan toplamamışken bizi suçlayan dilden seni men ederim. Haddine değil. Sen Başbakan bile değilsin." dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Merkezi’ne yaptığı taziye ziyaretinde bulundu. KESK Genel Başkanı Lami Özgen, KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy ve Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca ile görüşmesinin ardından Demirtaş, açıklamalarda bulundu.

'CENAZELERİN TOPLU OLARAK ANKARA’DAN UĞURLANMASI KONUSUNDA BİR HAZIRLIĞIMIZ OLACAK'

Bugünkü mitingi düzenleyen bütün kurumların temsilcileri olarak bir araya geldiklerini dile getiren Selahattin Demirtaş, patlamada ölenlerin cenazelerinin toplu olarak Ankara’dan uğurlanması konusunda hazırlıklarının olduğunu açıkladı. Demirtaş, "Sonrasında yaralıların ailelerinin akıbeti ile ilgili devam ve takip konusunda bir koordinasyonumuz olacak. Biz elimizden geldiğince bütün bu katliamı gerçekleştiren zihniyetin bu topraklarda halkımız nezdinde korku ve panik yaratmasını engelleyecek en güçlü duruşu ortaya koyacağız. Ankara’dan cenazelerimizi kitlesel uğurlayacağız ve gittiği her yerde de kitlesel karşılayacağız. Toprağa, Allah’a emanet edeceğiz ama geri kalanlar olarak da her yerde dimdik duracağız." şeklinde konuştu.

'BUGÜNE KADAR HANGİ KATLİAMIN FAİLLERİNİ, ARKASINDAKİ GÜÇLERİ ORTAYA ÇIKARDINIZ? BU DA ORTAYA ÇIKMAYACAK; ÇÜNKÜ KARANLIK DEĞİL'

"Bize boyun eğdireceklerini zannediyorlarsa bu şekilde geçmişte de yanıldılar, şimdi de yanıldıklarını göstereceğiz." diyen Demirtaş, "Şunu da belirteyim; Stajyer Başbakan, bu akşam bazı açıklamalar yaptı. Yalanla, yanlışla dolu kendisinin bile inanmadığı bir konuşma yaptı. Her şeyden önce şunu belirteyim: Ben Selahattin Demirtaş olarak kimseyi tehdit etmedim, etmem de. Sadece birkaç ay içerisinde 150 den fazla arkadaşını bu ve benzeri saldırılarda kaybetmiş kişi olarak konuştum ve konuşuyorum, konuşmaya devam edeceğim. Tek birinin failini yakalamadınız. Ankara’nın da failini yakalamayacaksınız. Arkasındaki güçleri ortaya çıkarmayacaksınız. Utanmadan sıkılmadan bir başbakan olarak 'Suruç katliamının sanığını yakaladık, hukuka, adalete teslim ettik. Abdurrahman Açıkgöz’ü yakaladık, adalete teslim ettik' diyorsunuz. Açıkgöz canlı bomba olarak paramparça oldu orada. Kimi yakaladın, nereye teslim ettin? Bütün Türkiye’nin gözünün içine baka baka yalan konuşan bir adamdan hayır gelir mi ya? Bugüne kadar hangi katliamın sonuçlarını, faillerini, arkasındaki güçleri ortaya çıkardınız? Bu da ortaya çıkmayacak; çünkü karanlık değil. Bunlar aleni şekilde 'Ankara’nın orta yerinde geliriz ve sizi paramparça ederiz' mesajı verilmek isteniyor. Bu bize yönelik bir saldırı değil sadece. 'Kim AKP’ye, kim bu zihniyete kafa tutarsa biz hepinizi paramparça ederiz ve üstünü de örteriz' diyorlar. Ben durup dururken birilerine iftira atmak için bunları söylemiyorum. Birilerinin karalamak için hele hele siyasi rant ve seçim kampanyası için bunları ifade etmiyorum. Sandığınız da koltuğunuz da sarayınız da batsın." ifadelerini kullandı.

'HER ÖLÜMDEN SORUMLUSUNUZ VE BUNUN HESABINI VERECEKSİNİZ”

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yarım saat konuştuğunu, 20 dakikasını kendilerine hakaret ve tehditle geçiştirdiğini öne süren Selahattin Demirtaş, şunları söyledi: "Başbakan, 100 arkadaşımın katledildiği mitingle konuşuyor, konuşmasının yarısından fazlasını bana tehdide ayırıyor. IŞİD’le ilgili tek bir kınama cümlesi duydunuz mu? Yok. Halen bizi tehdit ediyor. Sen kimsin, nesin? Bizim başbakanımız değilsin doğru, ama bizim bu şekilde anbean günbegün katilimiz olmana da izin vermeyeceğiz. Bizi bu şekilde tehdit etmenize, boyun eğdirmenize asla müsaade etmeyeceğiz. Her gün ölüyoruz, ölen biziz. Asker de biziz, polis de biziz, Türk de biziz, Kürt de biziz. Yoksul halkın evlatları olarak biz ölüyoruz, siz ölmüyorsunuz. Sizin evlatlarınızın her gün nerede ne yaptığını her gün görüyoruz. Her ölümden sorumlusunuz ve bunun hesabını vereceksiniz. Bağımsız yargının karşısına çıkarana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Böyle elinizi kolunuzu sallaya sallaya bu ülkede her gün katliam yapmanıza izin vermeyeceğiz. Hele kameraların karşısına çıkıp bize parmak sallayıp tehdit ederek korkutacağınızı zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. Allah’tan başkasına korkumuz yoktur. Bir canımız var, halkımızın uğruna da bin defa feda ederiz. Saklayacak korkacak bir şeyimiz yok."

'GAZETECİ, BAKANA 'İSTİFA EDECEK MİSİN?' DİYE SORUYOR, BEYEFENDİ GÜLÜYOR'

Ankara'nın Türkiye’nin başkenti, istihbaratın en güçlü şehir olduğunu, kuş uçsa devletin haberinin olacağını ifade eden Demirtaş, "100 binlik miting yapılıyor, tek bir güvenlik önlemi yok. Ne ara sokaklarda, ne ana caddelerde tek bir güvenlik önlemi yok. Kendi mitinglerine bir bakın bakalım, on cadde öteden başlıyor güvenlik önlemleri. Bugün barış isteyenlerin mitingine adeta 2 tane canlı bombayı kendi elleriyle saldılar. Ne kontrol var, ne güvenlik var hiçbir şey yok. Yetmedi canlı bombalar kendini patlatmış, yerde yaralılar var. 500 yaralı var. Nefes alabilecek durumda değil, kendi emirleriyle polisleri gaz attı oraya. Yaralılar zaten ölmek üzere, bir de gazla boğuştular. Yaralıları taşıyanlar gazla boğuştular. Polisin attığı gazla boğuştular. Polisin TOMA’dan sıktığı suyla boğuştular. 100 cenazemiz yerde, 500 yaralımız var. Bir de TOMA’dan sıkılan gazla suyla boğuştular. Bu mu senin adaletin? Bunların hesabını vermek yerine HDP’yi, Demirtaş’ı suçlayan, konuyu çarpıtan, kendi sorumluluklarını görmezden gelen bir tutum sergiliyorlar. Böyle bir aymazlık olabilir mi? Gazeteci, bakana 'İstifa edecek misin? diye soruyor, beyefendi gülüyor. Gülerek cevap veriyor. 100 tane cenaze morgda bekliyor. Ülkenin atanmış sözde Adalet Bakanı sırıtarak cevap veriyor. Biz bunlara mecbur değiliz." şeklinde açıklamalarda bulundu.

'BİZE PARMAK SALLAYARAK, BİZİ TEHDİT EDEREK KONUŞMAK SİZİN HADDİNİZE DEĞİL'

"Bugün başbakan ben olsaydım, çıkardım Türkiye toplumundan bin defa özür diler, istifa ederdim. Hatta onuru olan istifa değil, intihar eder." diyen Demirtaş, "Böyle bir alçaklık karşısında bunlarda utanma yok. Bir tane haysiyetli, onurlu yok ki ‘istifa edin’ çağrısı yapalım. Ve biz, bunlar tarafından yönetiliyoruz. Nerede, nasıl öleceğimizi, öldürüleceğimizi bilmeden bunlar tarafından yönetiliyoruz. Bunun adına 'ileri demokrasi' diyorlar. O nedenle özellikle Davutoğlu’na sesleniyorum; bizi tehdit ederek, hakaret ederek daha cenazelerimizi morgda iken, daha parçalarını meydandan toplamamışken bizi suçlayan dilden seni men ederim. Haddine değil. Sen Başbakan bile değilsin. Ülkenin yönetimine zorla el koymuş, darbe yapmış bir kişisiniz. Sizin haddinize değil bize parmak sallayarak, bizi tehdit ederek konuşmak. Sizin haddinize değil. Türkiye, demokrasi ve barış çağrısına tahrik oluyorsa, kusura bakmayın biz sadece kardeşçe yaşamak için bu mitingleri yapıyoruz, yürüyüşleri yapıyoruz. Asıl sorunlu, asıl tahripkâr sizsiniz. Her konuşmanız tahrik kokuyor. Cumhurbaşkanından Başbakanına her konuşmanız sadece insanlarımızı birbirine düşman etmeye yarıyor. Size oy verenler vatandaş, geri kalanlar kuluz, tebaayız, düşmanız. Size oy vermediğimiz için geri kalanların hepsinin katli vaciptir. Bunu her gün siz söylüyorsunuz. Her gün kameraların önüne çıkarak ayrımcılığı siz yapıyorsunuz ve yapmaya da devam ediyorsunuz. Utanın sıkılın ve düşün bu ülkenin yakasından. Ülkemizi sizden kurtaracağız. Bu halkları ezilenleri sizden kurtaracağız."