Milli İttifak'ın liderlerinden eski BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, bu seçimin AK Parti ile HDP'nin, PKK'nın gizli ortaklaşa girdiği bir seçim olduğunu söyledi.
Destici, "Bu seçimde AKP'ye verilen her oy HDP'ye verilmiştir. HDP'ye verilen her oy AKP'ye verilmiştir. Her ne sebeple olursa olsun PKK'nın uzantısı HDP'ye oy vermek, PKK'nın 30 yılda yaptığı bütün kanlı eylemlerin, şehitlerin vebaline girmektir." dedi.

'MURSİ'NİN ASILMAMASI İÇİN AK PARTİ DEVREYE GİRMESİN, BAŞKALARI DEVREYE GİRSİN, BİZ GİRELİM'

Milli İttifak, ‘Büyük Erzurum’ mitingini gerçekleştirdi. İlk konuşmayı yapan merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, vatandaşlardan takım tutar gibi parti tutmamalarını istedi. Özal, "Sayın Davutoğlu diyor ki '7 Haziran seçimleri çok önemli. Niye Mısır'daki Mursi'nin kurtulması için'. Ben geçen gün dedim ki 'aman Sayın Başbakan ne olur bu işe bulaşma.' Bulaşırsan bu adamcağızı daha çabuk asarlar, daha çabuk idam ederler. Karıştığınız her yeri perişan ettiniz. Mursi'yi, o insanın asılmaması için başkaları devreye girsin, biz devreye girelim ama AK parti girmesin, Davutoğlu girmesin. 10 Ağustos seçimlerinde 'Gazze ve Filistin'e 200 milyon dolar yardım yapacağız' dediler. Giden para ne kadar biliyor musunuz? 500 bin dolar, 1 milyon dolar bile değil. Ne oldu o sözler, ne oldu Gazze, ne oldu Filistin? 'Suriye'de Beşşar Esed'i devireceğiz' dediler. Ne oldu? 200 bin kişi öldü. Ne oldu, ne yaptılar? Hangisini çözdüler? İran ile aramız iyi değil, Mısır kovdu, Libya kovdu, Avrupa ile aramız iyi değil, zaten başka ülkelerle aramız kalmadı. Çok başarılı dış politika yüzünden şu anda başbakan oldu. Ama Sayın Davutoğlu Dışişleri Bakanlığı gibi idare etme şu ülkeyi. O yaptığının sonuçları burada." şeklinde konuştu. Konuşmasını tamamlayan Özal, Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun ruhlarına Fatiha okunmasını istedi.

Milli İttifak’ın liderlerinden Mustafa Destici ise ülkede büyük bir manevi ve ahlaki bir çöküntü yaşandığına vurgu yaptı. Destici, şöyle konuştu: "İslam'ın en kutsalları ile bugüne kadar hangi partiden olursa olsun alay edildi mi? Bunlar seçim meydanlarında siyasi malzeme olarak kullanıldı mı? Kullanılmadı. İşte bizler bu manevi ve ahlaki çöküntüye bir siyan olarak milli ittifakımızı gerçekleştirdik."

'CUMHURBAŞKANI'NDAN ‘ÇÖZÜM SÜRECİ AYRIŞMADIR’ DEMESİNİ BEKLİYORUZ'

İktidar partisinin HDP ile kavga edermiş gibi bir görüntü verdiğini kaydeden Destici, şunları söyledi: "Bir kayıkçı kavgası. Anlaşmalı bir şey. Bunu ben değil, AK Parti'nin milletvekilleri bana söylüyor. 'Başkanım bunlar anlaştı. Seçimden sonra aynen kaldıkları yerden pazarlık ve müzakere sürecine devam edecekler' diyor. Çıkmış başbakan yardımcısı, durmadan açıklama yapıyor. Demirtaş'a 'Senin kardeşin dağda, sen ne konuşuyorsun?' diyor. Ben de ona diyorum ki, 'Ey Yalçın efendi; sen Dolmabahçe'de bunlarla görüşürken onun kardeşinin, bilumun kardeşlerinin dağda olduğunu bilmiyor muydun? Başbakan çıkmış, 'Bunları bir ucu dağda, bir ucu siyasette' diyor. Sayın Başbakan sen bunlarla görüşürken bunları bilmiyor muydun? Eğer bilmiyorsan vay senin profesörlüğüne..."

"Bir de Cumhurbaşkanı var. Hem başbakanlık, hem cumhurbaşkanlığı görevini yapıyor." diyen Destici, Erdoğan'a şu sözlerle yüklendi: "Kürt sorunu yoktur' diyor. Tebrik ediyorum, doğru yolu buldu. Biz yıllardır 'Kürt sorunu yoktur' dediğimizde dediler ki 'inkarcısınız'. Şimdi aynen kendileri birinci ağızdan 'Kürt sorunu yoktur' diyor. Bir adım daha gidiyor Cumhurbaşkanı, 'Dolmabahçe görüntüleri yanlış' diyor. Günaydın Sayın Cumhurbaşkanı. Şimdi Cumhurbaşkanı'ndan bir söz daha bekliyoruz. Diyecek ki, 'Çözüm süreci bir çözülme, ayrışma ve pazarlık sürecidir' demesini bekliyoruz. İtiraf bekliyoruz."

Bu seçimin AK Parti, HDP ve PKK'nın gizli ortaklaşa girdiği bir seçim olduğunu ifade eden Destici, "Bu seçimde AKP'ye verilen her oy HDP'ye verilmiştir. HDP'ye verilen her oy AKP'ye verilmiştir. Her ne sebeple olursa olsun PKK'nın uzantısı HDP'ye oy vermek, PKK'nın 30 yılda yaptığı bütün kanlı eylemlerin, şehitlerin vebaline girmektir. Milletin geleceğini kararttılar ve gelecekte yapacaklarının da ortağı olmaktır." dedi.

'BAŞKASI OLMA KENDİN OL'

Ortadoğu'da milyonlarca insanın kanının döküldüğünü vurgulayan Destici, "Bu mu senin lider Türkiyen? Böyle lider Türkiye olmaz." diyerek şöyle devam etti: "Şu anda da Mursi'nin idamı meydanlarda seçim malzemesi yapılıyor. Bu iktidarın ve bu iktidarın başının, hem Cumhurbaşkanı'nın, Davutoğlu da ona uydu. Ben ona diyorum, bak hoca, profesör olan sensin, sen kendin ol, başkası olma. Bırak millet senden örnek alsın, sana uysun. Kardeşim nasıl hocasın sen? Ama bakıyorsun meydanlarda kötü bir taklitçi. Yani Tayyip Erdoğan'ın taklidini yapmaya çalışıyor. Hiç de kendisine yakışmıyor. Kendisi olmasını istiyoruz."

"Mursi'nin idamını seçim malzemesi yapıyorlar." diyen Destici, "İdamın hepsine karşıyız. Bu konuda bedel ödemiş hareketiz. Kimse bizim elimize su dökemez." şeklinde konuştu.

'SAMİMİYSENİZ ONLARA PORGRAM YAPTIRMAYIN'

Hükümete yakın bir televizyon kanalındaki bir programda MHP milletvekili adayı Meral Akşener'e atılan iftiraya da değinen Destici, "Ben anlamıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan eşleri ile Meral Akşener'e telefon edip güya gönlünü almaya çalışıyorlar. Ama adamlar onların televizyonlarında program yapmaya devam ediyor. Eğer samimiyseniz bir dakika onlara o televizyonda program yaptırmazsınız. Ben o zaman samimiyetinizi anlarım." diye konuştu.

Destici, şöyle devam etti: "Bize de her gün televizyonlarında iftira atıyorlar. Onları Allah'a havale ediyoruz. Mahkeme-i Kübra'da hepsi ile tek tek hesaplaşacağız. Onlar şunu anlamıyorlar. Kendileri 3-5 kuruşa satılabildikleri için, dalkavuk yapılabildikleri için herkesi kendileri gibi sanıyorlar. Ama bilsinler ki bizler ne Amerika'dan, ne İsrail'den, ne Batı'dan ne de Saray'dan emir alırız. Biz ancak Allah'tan emir alırız."

'MARKALARI KAÇAK SARAY'

İktidar yöneticilerinin '10 tane dünya markası yaratacağız' dediğini hatırlatan Destici, son olarak şunları söyledi: "Biz de sandık ki iPhone gibi, Mercedes gibi, HP gibi yüksek teknolojili markalar üreteceğiz. Çıka çıka marka diye; kaçak saray, ayetli pasta, Bakara-makara diyen bakanlar, ayakkabı kutusu... Buna benzer markalar türettiler. O markalar sizin olsun. Bize bu milletimizin asaleti yeter."