DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun’un muhalif medyayı susturma girişime tepki gösterdi. İktidar partisinin muhalif medyayı bir mengene gibi sıktığını belirten Uysal, bu yapılanların nafile çabalar, nafile gayretler olduğunu kaydetti. Uysal, “Makara bakara diyenlere ses çıkarmayacaksınız, bu kadar yolsuzluklarla yakalanacaklar, ellerini açıp, 'Bugün Allah için çaldık?' diyecek bir zihniyeti yargılamayacaksınız ama geleceksiniz, bugün bunları savunacaksınız. Bunları kabul edebilme imkanımız yok.” dedi.

Seçim çalışmaları kapsamında Manisa’ya gelen Genel Başkan Uysal, Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Mustafa Kaçire’yi ziyaret etti. Ziyarette gazetecilerin sorularını da cevaplayan Uysal, her seçimin mutlaka önemli bir milat, önemli bir başlangıç, önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Gültekin Uysal, “Ama Türkiye’nin tarihi şartlarını düşündüğümüzde, biriktirdiği problemleri, kronik meseleleri gözönüne aldığımızda her zamankinden daha fazla, bambaşka anlamlar yüklememiz icap ediyor. Bunu sadece bizler değil, Türkiye dayatmalarla karşı karşıya kaldığı için 14 Mayıs 1950’de birinci Milli Şeflik döneminin akabinde nasıl zincirlerini kırmışsa bugün, yarın tarih kitaplarında 12 yıllık bir ikinci Milli Şef dönemi olarak anılacak böyle bir hukuksuzluğun, adaletsizliğin, yağmacı, rantiyeci bir düzenin hüküm sürdüğü dönemi de siyaset de, tarih de yazacaktır.” diye konuştu.

Muhalif medyayı susturma girişiminin yeni olmadığını söyleyen DP Genel Başkanı, “Tabii bir başka evreye geçiyor. Seçime az bir zaman kala iktidar partisinin, deyim yerindeyse eskiden Manisa Tarzanı vardı, teşbihte hata olmaz, bugün de Tarzan zorda. Suçüstü yakalanmış, yolsuzluk iddialarıyla beraber evinde milyar dolarlar saklayanların, kendi hukuksuzluklarını kapatabilmelerinin yolu, iktidar suçlarını sürdürebilmelerinden geçiyor. Bugün bu iklim içerisinde, aleyhlerinde oluşabilecek bir iklim ve yapı içerisinde en önemli iktidar oldukları günden itibaren yaptıkları gibi ulusal siyasetten yerel siyasete kadar bütün alanı kadastroya geçirircesine kamu kaynaklarıyla finanse ederek, kimilerine TMSF eliyle zorbalıkla el koyarak el değiştirttiler. Bugün 17-25 Aralık sürecinden itibaren bir başka evreye geçti hadise. Milli Güvenlik Kurulu hukuku adı altında bir zorbalığı, bir ikinci şeflik dönemi diyebileceğimiz bir anlayış içerisinde bugün belirli yayın gruplarına en azından caydırma, en azından korkutma, en azından yıldırma ama gerekiyorsa müsadere tabirini kullanabiliriz, böyle bir gayret içerisinde olduklarını görüyoruz ama nafile çabalardır, nafile gayretlerdir. Eflatun’un güzel bir sözü var, ‘Hakikat güneş gibidir, gözlerinizi kapatsanız da, birilerini sustursanız da hakikat gözlerinizin içerisine süzülür, sızar.’ der. Bu çabaların bugün Türkiye’de eğer ortada bir hukuksuzluk iddiası varsa onu da hukuk içerisinde ararsınız. Mağduriyetleri yeni bir mağduriyet oluşturarak, hukuksuzlukları yeni bir hukuksuzluk icra ederek, aklımızın almayacağı, hayalimizden geçirmeyeceğimiz bu ihtirasların neticesinde icat ettiğiniz bu hukuksuzlukları ve bu usulleri milletimiz, eninde sonunda yargılamasını yapacaktır.” şeklinde konuştu.