İzmir eski Büyükşehir Belediye başkanlarından Dr. Burhan Özfatura, ülkenin bir kişinin hırsı yüzünden adeta yangın yerine döndüğünü söyledi. Hukuk ve hudut tanımaz bir tavır içerisinde işlemler yapıldığını, buna kimsenin dur demediğini belirterek, “Ya Rabbim, ülkemiz tek bir kişinin hudut tanımaz iktidar hırsı yüzünden ne hale düştü. Yangın yerine döndü. Fiilen bölündü. Ne hukuk düzeni kaldı, ne demokrasi. Ne can güvenliği kaldı, ne fikir, ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetleri, ne de devlet otoritesi. Yalan, iftira, dışlama, bask, rüşvet, yolsuzluk, kayırma, torpil, lüks, israf, saltanat, din istismarı zirve yaptı. Milletimiz, Türk tarihinin en kara günlerini yaşıyor. Hiçbir dönemde bu kadar ağır bir ahlâki ve ekonomik çöküntü yaşanmamıştı. Milli, manevi ve dini değerler böylesine dejenere edilmemişti. Böylesine bir pervasızlık görmemiştik. Terör bu kadar azmamıştı.“ dedi.

'HÜKÜMETİN YASAL BİR DAYANAĞI YOK'

Halkla açıkça alay edildiğini öne süren Dr. Özfatura, “İktidar, her gün şehitler verilirken, ocaklarımız yangın yerine dönerken, terör, Kürt oylarını devşirmek için verdikleri tavizler yüzünden azgınlaşmışken hala sarayın çıkarlarını koruma peşindedir. Koalisyon tiyatroları oynanmakta, laf salatası yapılmakta, erken seçim senaryoları düzenlemektedir. Anayasa'yı hiçe saymaktadır. Hükümetin yasal bir dayanağı yoktur. Fiili işgal söz konusudur. Anayasa dahil, tüm kanunlar çiğnenmektedir. Her şeye, sadece ve sadece sarayın iradesi hakim olmaktadır. Diktatörlük uygulaması, pervasızca dile getirilmektedir. Herkese meydan okumaktadır ve ne yazık ki muhalefet partileri, özellikle de Devlet Bahçeli yüzünden biraraya gelip de bu vahim tabloya ‘dur’ diyememektedir. Halbuki Meclis çoğunluğu onlardadır ama tatil hala devam etmekte, ülkenin kan gölüne dönmesi umursanmamaktadır ve mevcudunun yarısı milletvekili bile olmayan hükümet, her türlü kanunsuz icraata devam edebilmektedir.“ şeklinde konuştu.

Muhalefetin hiçbir şey yapmadığını söyleyen Burhan Özfatura, şunları kaydetti: “Halbuki, ülkesini sevenlerin ve muhalefetin yapabileceği çok şey vardır:

"1- TBMM hemen açılmalıdır. Güvensizlik oyu ile bu sarayın emrindeki hükümet düşürülmelidir.
2- Hemen yolsuzluk önergeleri verilmeli, 17 ve 25 Aralık rezaletleri gündeme getirilmelidir. Zirve yapmış uyuşturucu, silah, sigara, akaryakıt başta olmak üzere kaçakçılıkların önüne geçilmesi sağlanmalıdır.
3- Ülkeyi bu hale getiren Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet, İçişleri, Milli Eğitim ve Dışişleri bakanları başta olmak üzere sorumlu tüm bakanlar ve müsteşarları, Efkan Ala, Beşir Atalay, Yalçın Akdoğan ve Bekir Bozdağ, rüşvetle suçlanan bakanlar, MİT Müsteşarı ve sorumlu bürokratların, yargı önünde hesap vermeleri sağlanmalıdır; Anayasa'yı tağyir ve ilga, vatan toprağını düşmana teslim, teröre yardım ve destekten.
4- Demokrasimizi ve hukuk düzenini ortadan kaldıran tüm kanunlar ilga edilmelidir. Tüm dokunulmazlıklar, Cumhurbaşkanı dahil kaldırılmalıdır.
5- Asker ve polisin önü açılmalıdır. Saraya değil, halka hizmet eden vali, kaymakam, emniyet müdürü ve bürokratların göreve gelmesi sağlanmalıdır. Mağdur ve mazlum duruma düşürülen vatan evlatlarının itibarları ve görevleri iade edilmelidir.
6- Vatanın her karış toprağında, özellikle 13 vilayette devlet otoritesi sağlanmalı, kurtarılmış bölge veya mahalle bırakılmamalıdır. Oy uğruna hiçbir taviz verilmemelidir. Gerekiyorsa sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edilmelidir. Evler tek tek aranmalıdır.
7- Dış politikadaki keyfilik, tek adamlık son erdirilmelidir. Ülke çıkarları esas alınmalıdır. ABD taşeronluğu terkedilmelidir.
8- Kamu kaynaklarının yağması, yandaşlara aktarılması, yalaka medyanın beslenmesi önlenmelidir. Bu kaynaklar, istihdam ve yatırımları teşvik için kullanılmalıdır. Rüşvetin, yolsuzlukların, israfın önü kesilmelidir. Bu arada örtülü ödenek uygulaması da iptal edilmelidir. Haram servetlere el koyulmalıdır.
9-TRT ve AA gibi kamuya ait ve kamu kaynakları ile beslenen medya, ülkeye hizmet eder hale sokulmalıdır. Halk doğru bilgilendirilmeli, sorumluluk şuuru aşılanmalıdır. Bu arada Diyanet Teşkilatı da iktidarın borazanı olmaktan çıkmalı, asli görevlerini ifa etmeye başlamalıdır.
10- Enkaz haline gelmiş, çağdışı eğitim sistemi ıslah edilmelidir. Şüphesiz işin en kolay, pratik ve hızlı çözümü, Cumhurbaşkanı’nın görevi bırakmasından geçmektedir. Kendisinin ülkeye ve halka yapacağı en büyük hizmet budur ama nerede o feraset, feragat ve basiret? Köşesine çekilmeli, ömrünün kalan kısmını tövbe ve vicdan muhasebesiyle geçirmelidir. Dünyevi hırsları terketmelidir. Ülkenin önünü açmalıdır. İsterse kuş uçmaz, kervan geçmez, sisler tepesi camisinde inzivaya çekilebilir. Bol bol keklik yetiştirebilir."