DSP Genel Başkanı Masum Türker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, MİT TIR'larıyla ilgili haberi yayımlayan Can Dündar için söylediği, "Bunun bedelini ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu." sözlerini değerlendirerek, "Sayın Cumhurbaşkanı, kendi kendini tehdit etti." dedi.

Seçim çalışması çerçevesinde Çanakkale'ye gelen Türker, bu sabah bir otelde milletvekili adayları ile beraber basın toplantısı düzenledi. Basın açıklamasına, dün Gezi olaylarının yıldönümüde darp edilerek gözaltına alınan Zaman gazetesi muhabirine yapılan muameleyi kınayarak başlayan Türker, "Dün Gezi olayları yıl dönümü dolayısıyla güvenlik güçleri tarafından hırpalanan gazeteci arkadaşıma geçmiş olsun diyorum. Böyle bir ortamın oluşmasına neden olanları da kınıyorum. Aslında bu hırpalanmayı yapan polislerden çok, onlara yaptıkları yeni düzenlemelerlerle polisleri, güvenlik güçlerini gazetecilere saldırtanların da bu kınamadan payları olduğunu da belirtmek isterim." dedi.

'TIR'LARDA SİLAH, ALTIN VE DOLAR VARDI'

Cumhuriyet gazetesinin, MİT TIR'ları manşetini de değerlendiren Türker, TIR'larda insani yardım, silah, altın ve dolar olduğunu belirterek, dolarların IŞİD'e verildiğini iddia etti. DSP Genel Başkanı şöyle konuştu: "Diğer taraftan yine gazetecilik mesleği ile ilgili olarak, Cumhuriyet gazetesinin yaptığı yayın, aslında dünyada bence yılın gazetecilik olayıdır ama bu yılın gazetecilik olayının da Türkiye'ye zarar vereceğini, özellikle Başbakan'ın açıklamaları yüzünden belirtmek istiyorum, çünkü Başbakan, bu fotoğraflar yayımlanır yayımlanmaz, bu silahların Türkmenlere verilmek üzere götürüldüğünü söyledi. Sonra bunu Cumhurbaşkanlığı Köşkü yalanladı. Burada Başbakan, ileride Türkiye'nin uluslararası camiada sorgulanmasına neden olacak bir hata yapmıştır. Pekiyi hakikaten o TIR'larda silah mı vardı? O TIR'larda insani yardımların altında silah, silahın altında esas ve zaten panik orada, altınlar ve dolarlar var. Altınlar, İran'ın ambargoyu delmek üzere yaptığı ticaretin karşılığı olarak gönderilen altınlardı, dolarlar da taşımak için. O güne kadar da adını duymadığımız ama görevi o olan, IŞİD'in taşıma bedeliydi. Bu iki gerçek ortaya çıkmasın diye hemen Başbakan, bu işin Türkmenlere yapılan yardım olduğunu söyledi ama şimdi görüyoruz ki Türkmenlere de böyle bir silah gitmemiş. Bu çok vahim bir durum. İnşallah ileride Türkiye, uluslararası camiada, suçlanmaz ve bu nedenle de o tarihte ülkeyi yöneten Başbakan, bugün Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı sıfatıyla ve bugünün Başbakan'ı, insanlık suçu ile yargılanmazlar, çünkü silah da götürmek, kime götürdüysen götür, eğer bu belli oluyorsa ve bu uluslararası camiada toplanmışsa bu bir insanlık suçudur ve uluslararası mahkemede suçlanmasına ve yargılanmasına neden olacak bir yapıdır."

'CUMHURBAŞKANI LAHEY'DE İNSANLIK SUÇUYLA YARGILANABİLİR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Dündar'ı tehdit eden sözlerini de değerlendiren Türker, "Sayın Cumhurbaşkanı, kendi kendini tehdit etti. Oradaki Can Dündar'a yapılan tehdit, kendi kendine tehdittir, çünkü bu TIR'ların, eğer yarın öbür gün ısrarcı olunup silah taşıdığı konusunda MİT'in aracıdır denildiği takdirde, dönemin Başbakanı olduğu için Cumhurbaşkanı, Lahey'de insanlık suçu ile yargılanacaktır. Onun telaşı içindedir, yani şu anda seçim dolayısı ile ortaya çıkan havayı dağıtmak isterken aslında bataklığa daha fazla saplanıyorlar ve buradaki silaha sarılmaları, yani 'oradaki silahtır' demelerinin nedeni şudur: İran, Saraf'tan kaybolmuş 2.5 milyar doların hesabını soruyor. 2.5 milyar doları şu ana kadar belirlenmiş kısmı, 652 milyon doları Türkiye'de bazı bakan ve bürokratlara dağıtıldığını iddia ediyor. Buradakini belgeliyorlar, Saraf vermesin diye. Dikkat edin, Türkiye'de sıkı bir koruma altındadır. Buradaki temel endişe bu yolsuzluklar, bu haksızlıkların ortaya çıkmasını engellemek için 'biz yardım ettik' diyorlar ama Türkiye'nin böyle bir yardım yapmaya hakkı yoktur ve kaldı ki bizim duygularımızı kullanmak için 'Türkmenlere yaptık' diyor, Türkmenler de bu işi reddediyor. Yani 'böyle bir yardım almadık', zaten almadıklarını Süleyman Şah Türbesi taşındığı zaman 'bizi korumasız bıraktınız' diye tepkide bulundular. Böyle silahları bulunan Türkmenler, neden şu ana kadar Suriye'deki iç savaşta herhangi bir şekilde kendilerini koruyacak bir eylem içinde olmadılar, bunu da sormak lazım. Cumhurbaşkanı, aslında Başbakan, dikkat edin söyledikleri her bir lafta kendileri bataklığa bulanıyorlar. Burada ben ilk dinlediğim zaman suçlamayı bana sordular, dedim ki Cumhurbaşkanı Can Dündar'ı değil, bu işin yapılmasına neden göz yumdun diye kendi kendini suçluyor." şeklinde konuştu.