DSP Genel Başkanı Masum Türker, bugün siyasilerin en çok ilgilenmesi ve sahip çıkılması gereken kurumun basın sektörü olduğunu söyledi. Türker, mevcut iktidarın hoşuna gitmeyen basın gruplarını susturmaya çalıştığını belirtti.

Seçim çalışmaları için Samsun’a gelen Türker, milletvekili adayları ile Samsun Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Kendisinin de eskiden basın sektöründe çalıştığını ifade eden Türker, son zamanlarda basın mensuplarının can güvenliği ve ifade özgürlüğünü kaybettiğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Mısır devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin idam kararı ile ilgili bir haberden dolayı Doğan Yayın Grubu'na tavır almalarını, bir savcının da muhalif basını susturmak için ilgili kurumlara yazı yazmasını kınadıklarını belirtti. Türker, “Burada hedef sadece Doğan grubu değil, basın mensuplarıdır. Bunun bir örneği de 60 ihtilalinin öncesinde yaşanmıştı.” dedi. Başkanlık sistemi adı altında yetkilerin bir elde toplanmasının büyük sıkıntılara yol açacağını ifade eden Genel Başkanı Türker, “Bunun sonucunu en açık şekilde medya yaşadı. Cumhurbaşkanı çıktı, 'Şu muhalefet yapan medyayı susturmak lazım.' dedi. Kendinden menkul bir savcı, bunu talimat kabul edip RTÜK’e yazı yazarak, muhalefet yapan medya kuruluşlarını susturmak istedi. Şu anda da attığı bir başlıktan dolayı Hürriyet gazetesi yöneticilerinin yargılanacağı söyleniyor. Bütün bunlar saltanat olan yerlerde olur, demokratik yaşam olan yerlerde olmaz.” diye konuştu. Türker, bireyin özgürleşmesi için medyada çalışanların işlerini rahatça yapabilmesi gerektiğinin altını çizdi.

'7 HAZİRAN SEÇİMİ SAĞLIKLI SONUÇLANMALI'

Genel seçimin sağlıklı sonuçlanması gerektiğini ifade eden Masum Türker, Türkiye’nin her bölgesini ziyaret eden bir siyasetçi olarak ilk defa halkı kararsız gördüğünü söyledi. AK Parti’nin 12 yılık iktidarı döneminde kamuoyunda dizayn edilen algının, "Aman oylar bölünmesin" denerek öğretilmiş bir çaresizlik olduğunu öne süren Türker, “Artık toplum, öğretilmiş çaresizlik zincirini kırmak istiyor. İnsanlar gelirleri düşük tutularak borçlandırıldı, borçlandırılınca da, 'İstikrar bozulursa sıkıntınız artar.' denerek modern bir kölelik sistemi yaşatıldı.” dedi. "AK Parti'den kurtulalım diye aman ha oyunuzu bölmeyin" algısının oluşturulduğunu dile getiren Türker, “Öğretilmiş çaresizliğin bu seçimle yıkılması lazım. Biz Samsun’da ilk iki sıradaki adaylarımızı kadınlardan seçtik.” diye konuştu.

Anket çalışmalarından çıkan sonuçlara göre seçimden tek parti iktidarının çıkmayacağını iddia eden DSP Genel Başkanı Türker, “AKP-CHP ve çöpçatanı olarak da Kemal Derviş yer alacak. CHP’nin mega projesine AK Parti’nin ‘Benim projem’ diye sahip çıkması tesadüfi bir yaklaşım değil.” dedi. CHP’nin ilan ettiği mega projeyi de eleştiren Türker, üretime dair olmayıp paketlemeye yönelik olduğunu söyledi. Türker, “Burada hammaddemizi kullanamayacağız, paketleme yapacağız. İktidar ve ana muhalefetin sahnede kavga ederek bizi oyaladıkları bir süreç.” diye konuştu.

‘SİSİ'YE MEKTUP YAZDIK’

Türkiye’nin bölgesinde itibarı kalmadığını öne süren Türker, Mursi’nin idamının engellenmesi için iktidar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın efelenmekten başka bir şey yapamadığını iddia ederek, “Biz idamın iptal edilmesi için Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'ye mektup yazdık.” dedi.