DSP Genel Başkanı Masum Türker, Koza İpek Grubu'na ait TV kanallarına polisin gazlı ve kapı kırarak yaptığı baskına tepki gösterdi. Türker, "Bugün sabahleyin polis gücüyle ve yasalara uygun olmayan bir kararla İpek Medya Grubu’na yapılan girişim bir işgaldir." dedi.

Türker, partisinin Kocaeli İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. Türker, İpek Medya Grubu'na yapılanları eleştirerek, şunları kaydetti: "Bugün sabahleyin polis gücüyle ve yasalara uygun olmayan bir kararla İpek Medya Grubu’na yapılan girişim bir işgaldir. Özellikle bu işgal 2 hafta sonra Türkiye’de gerçekleşecek G-20 öncesi Türkiye’de mevcut olan idarenin, yönetimin meşrutiyetini kaybettiğini, meşru olmadığını ortaya koyacak önemli göstergelerden biridir. İpek Medya Grubu’na bugünden itibaren büyük olasılıkla işten çıkarılacak emekçilerine geçmiş olsun diyoruz. Ama bu da geri kalan medya gruplarına ders çıkartmalarına örnek olay olmasına dikkat çekmek istiyorum. Çünkü sıra şimdi Aydın Doğan ve grubunda. Şu anda yapılan çalışmalar, Aydın Doğan Grubu’nun belli bir bölümünü ve kızlarından birisini katarak terör örgütü haline getirmek, terörle suçlamak ve ardından o grubun da benzer yöntemlerle ele geçirilmesine yöneliktir."

"MÜKEMMELİK SUÇLAMASI DÜNYA TARİHİNDE BİR İLK"

Türker, Koza İpek Grubu'na yöneltilen mükemmellik suçlamasının dünya tarihinde bir ilk olduğuna dikkat çekerek, şunları aktardı: "Türkiye’de değil, dünya tarihinde bir operasyon, 'yaptığımız inceleme çok mükemmeldir' diye, bu mükemmel olmamalı gerekçesiyle talep ediliyor. Dün gece sabaha kadar bu raporu okudum. Üzüldüm. Diyor ki raporda; 'MASAK bir şey bulamadı. SPK bir şey bulamadı. Vergi müfettişleri bir şey bulamadı. Bu kadar mükemmel olamaz, onun için yalnız denetlemekle olmuyor, bunu denetlemek lazım' diyor. Ve yönetime el konulmasını talep ediyor. Aslında bunun arkasında başka güçler var. Bu iş, İpek Medya, Koza olmaktan çıktı. İpek Grubu’nun elinde altın var. Altın madenleri. Bu kavgaların içerisinde şimdi altın madenleriyle ilgili olanlar girdi. İşadamları girdi. Ayrıca bu seçim üzeri şu demektir; 'Ey Koç Grubu, Ey Sabancı Grubu, bu iş sizin başınıza da gelebilir. Şu kapıdaki büfeciye de senin başına gelebilir' demektir. Bu bir sindirme, aynı zamanda yıldırma amacı güdüyor."

"BÖYLE KAYYUM OLMAZ, TARAFSIZ OLMASI MÜMKÜN OLMAYAN KİŞİLER"

Türker, kayyumların tarafsız olmamasını eleştirerek, şöyle konuştu: "Kayyumlar yalnız havuz medyası değil, yalnız AKP yakını değil, tarafsız olmaları mümkün olmayan kişilerden oluşturulmuştur. Bu konuda samimi olsalardı her şirkete kayyum tayin etmeye gerek yoktu. Önce holdinge tayin ederlerdi, holding ana şirket olduğu için kayyum olmadan, o şirketlerin ticari itibarlarını sarsmadan yönetim kurulu üyelerini birkaç hafta sonra değiştirebilirdi. Ama hızlı bir şey istedikleri için medyayı ele geçirmek istedikleri için… Bir de bu ay medyaya reklam dağıtma ayıdır. Kayyum üyelerinden biri havuz medyasının eski reklam müdürüdür. Bu kayyum üyelerine buradan seslenmek istiyorum. Hukuk hiçbir zaman onlardan yana değil. Şirketleri devraldıkları durumdan bir kuruş eksiye götürdükleri zaman sermaye sahipleri bunlar hakkında yüklü tazminat davaları açabilir. İleride cezai takibata uğrarlar. Cezai takibatta hapis cezası bile var."

"HDP'Lİ 550 MİLLETVEKİLİNİN CUMA GÜNÜ SEÇİMDEN ÇEKİLME İHTİMALİ VAR"

Türker, HDP'li milletvekilleriyle ilgili seçimden çekilme ihtimali bulunduğu iddiasında bulunarak, şunları söyledi: "Bu haber inşallah hiç gerçekleşmez. Cuma günü belli olacak. Şu anda tartışılıyor. HDP’nin 550 milletvekilinin seçimden çekilme ihtimali var o gün. Türkiye’yi kaosa sokmak için. Kendi içinde iki görüş çatışıyor. Dış güçler, dışarıdan akıl veren stratejistler seçimden çekilmelerini söylüyor. Kendi içlerinden farklı bazı gruplar hayır devam etmeliyiz diyor. HDP seçimden çekilse Türkiye’deki milli irade meşruiyetini kaybeder. O gün seçilen kim olursa olsun. İsterse iktidarda MHP, ister CHP... Tıpkı şu anda Esad’a 'sen meşrutiyetini kaybetmiş bir lidersin. Seçimlerde bazı yöreler oy kullanmadı.' Biliyorsunuz oradaki Kürtlerin nüfus cüzdanı yoktur. Vermemiştir Esed. Bunu bahane edip bizim Tayyip Erdoğan’ın da o tarihlerde Esad’ı Esed yapmasının gerekçesi buydu. Bu haber inşallah gerçekleşmez. İnşallah HDP'ye sağduyu hakim olur. Türkiye için çok vahim duruma neden olabilir."