Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Sekreteri Dr. Hasan Erçelebi, 13 yıllık AK Parti iktidarında gelinen noktada, yoksul sayısının arttığını, insanların borç batağında olduğunu söyledi. Erçelebi, "Rahmetli Başbakan Bülent Ecevit’e, profesyonel bir tiyatro oyuncusuna utanmadan yazar-kasa attırdılar. Şimdi de hala bunun reklamlarını yapıyorlar. Şu anda esnafın elinde atacak yazar-kasa bile kalmadı.’’ dedi.

Aynı zamanda DSP Ankara milletvekili adayı olan Hasan Erçelebi, Cihan Haber Ajansı(Cihan) muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Ankara’nın merkezindeki patlamada 100’ün üzerinde kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Erçelebi, başkentin öncelikle can ve mal güvenliğinin olduğu bir şehir olması gerektiğini vurguladı. Erçelebi, “Bu gerçekten büyük bir yönetim zaafıdır. Böyle bir zaaf özellikle Ankara’da yaşanmayacak. Öncelikle Ankara güvenlik olacak. Ankara’da hiçbir terörist unsur barındırılmayacak. Başkent’e yakışır bir güvenliğin Ankara’da olması lazım’’ ifadeleri kullandı.

13 yıldır AK Parti iktidarının Cumhuriyet'in bütün kazanımlarını yok ettiğini savunan Erçelebi, Ankara’da ki Cumhuriyet damgası taşıyan her yerini de değiştirmeye ve dönüştürmeye başladığını söyledi.

‘SON 13 YILDIR ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ YAĞMALANDI’

Son 13 yıldır Atatürk Orman Çiftliği'nin (AOÇ) yağmalandığını belirten Erçelebi, sadece gündeme getirilen 'Saray’ın değil onun dışında iktidar ve ana muhalefet genel merkezlerinin de AOÇ arazileri içerisine yapıldığını kaydetti.

Erçelebi, “Bunun yanında kıyısından köşesinden yol geçiriyoruz düşüncesiyle Ortadoğu Teknik Üniversitesinin ormanlarına da göz dikilmiştir. Bu yeşil dokuyu Ankara’da korumamız lazım. Ankara bozkırın ortasında değişen ve gelişen bir şehirdir. Bu şehrin yeşile de ihtiyacı vardır. Ankara’da yeşili korumak durumundayız. Ankara’yı öyle bir imar etmeliyiz ki gerçekten Başkent’te yakışır bir şekilde olmalı.’’ diye konuştu.

‘ANKARA’DA AVM’LERİ DEĞİL KÜLTÜREL ALANLARI ÇOĞALTMAYA DÜŞÜNÜYORUZ’

Ankara’da kültürel etkinliklerin çoğalması gerektiğini dile getiren Erçelebi, “Biz bugünkü hükümet gibi Ankara’da Alışveriş Merkezleri’ni değil kültürel alanları çoğaltmaya düşünüyoruz.’’ dedi.

Erçelebi, ‘’Bunun yanında Ankara’nın esnaf dokusunu da korumak zorundayız. Çünkü esnaflar bir ülkenin kültürel, ekonomik ve insana değen değerleridir. Her mahallede bakkal, terzi, berber, manav vb. olmalı bunlar halka yakından dokunan insanlardır. Ama AVM’lerin soğuk yüzüyle Ankara’yı donatıp Ankara’yı başkalaştırmamız gerekir diye düşünüyorum’’ şeklinde konuştu.

‘YOLSUZLUKLAR DENDİĞİ ZAMAN AKLA HÜKÜMET GELİYOR’

Son zamanlarda medya gruplarına uygulanan sansürü modası bitmiş zalim yönetimlerin uyguladığı bir yöntem olarak değerlendiren Erçelebi, “Yolsuzluklar dendiği zaman akla hükümet geliyor. Bu hükümetin zayıf noktası sinir uçları oldu. 17-25 Aralık dendiği zaman hepsi birden tepki veriyor. Basına sansür bu dünyada artık modası bitmiş zalim yönetimlerin uygulayacağı bir yöntemdir. Kendi yandaş basınına suç işleseler bile sonuna kadar özgürlük ama biraz eleştirel oldun mu eleştirilere tahammülleri yok. Bunu yasaklamaya kalkıyorlar. Dolayısıyla Türkiye’de vicdanlı basın yasaklanıyor vicdansız basın serbest bırakılıyor. Bir ülkede özgürlüklerin kantarının topuzu basın özgürlüğünden geçer. Eğer basın özgür değilse toplumda özgür değildir. Dolayısıyla özgür toplum özgür basınla mümkündür.’’

‘ESNAFIN ELİNDE ATACAK YAZAR KASA KALMADI’

13 yıldır Türkiye’nin kötü yönetildiğini belirten Erçelebi, şu anda gelinen noktada yoksul sayısının arttığını insanların borç batağında olduğunu dile getirdi. Erçelebi, şunları kaydetti: “Rahmetli Başbakan Bülent Ecevit’e profesyonel bir tiyatro oyuncusuna yazar-kasa attırdılar utanmadan. Şimdi de hala bunun reklamlarını yapıyorlar. Şu anda esnafın elinde atacak yazar-kasa bile kalmadı. Çünkü ekonomi bitti. Büyüme oranları o zaman yüzde 9 idi şu anda yüzde 2’lere geldi. O gün Başbakanlığa kadar gelip yazar-kasayı atan kişi hakkında hiçbir soruşturma yapılmadı. Ama bugün insanla makul şüphe ile yazdıklarından dolayı içeri atılıyor. Ama 'teröristler ve bombacılara onlar hakkında soruşturma yapamayız' diye bizzat Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından dillendiriliyor. Bu kötü yönetimin çok daha kötü bir hal aldığını gösteriyor.’’