Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan, kadına şiddeti destekleyecek, onu meşru gösterecek hiçbir akıl ve vicdan sahibi olabileceğini düşünmediğini söyledi. Erdoğan, "Şiddet uygulayan erkek zihniyetini çözümlemek gerek. Çünkü biliyoruz ki kadın meselesi aynı zamanda bir erkek meselesidir." dedi.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı'da düzenlenen ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Üniversite Çalıştayı’nda konuşan Emine Erdoğan, Türkiye'nin içinden geçtiği değişim ve dönüşüm sürecinde üniversitelere büyük görevler düştüğünü söyledi ve toplum sorunları konusunda üniversitelerin pusula vazifesi görmesi gerektiğini ifade etti.

'AİLENİN BU SORUN ALTINDA NEDEN HÂLÂ EZİLDİĞİNİ OTURUP DÜŞÜNMEMİZ GEREKİR'

Emine Erdoğan, üniversitelerin ilgisini bekleyen toplumsal meseleleri olduğunu dile getirerek, "Çözüm süreci bunlardan birisi. Ülkemizde çok sayıda misafirin olduğu bir dönemde mültecilik bir diğeri. Yargıyı oligarşik yapılardan temizleyecek sağlam bir hukuk sistemi bir başkası. Ve nihayetinde, kadına karşı şiddet, üniversitelerimizin alakasını bekleyen bir diğer sorun." ifadelerini kullandı.

Konuşmasında, ‘Şiddete sıfır tolerans bizim değişmez tavrımızdır’ diyen Emine Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Kadına şiddeti destekleyecek, onu meşru gösterecek hiçbir akıl ve vicdan sahibi olabileceğini düşünmüyorum. Fakat hal böyleyken, şiddetin neden hâlâ var olduğunu, nice kadının, çocuğun ve ailenin bu sorun altında neden hâlâ ezildiğini oturup düşünmemiz gerekir. Şiddeti besleyen kültürel kalıpları analiz etmemiz lazım. Şiddet uygulayan erkek zihniyetini çözümlemek gerek. Çünkü biliyoruz ki kadın meselesi aynı zamanda bir erkek meselesidir."

'SİYASETTE, İŞ DÜNYASINDA, AKADEMİDE KADIN VARLIĞI; ADALETİN, TOPLUMSAL DENGENİN TEMİNATIDIR'

Erdoğan, toplumsal sorunların kaynağını tespit etmenin, onları ortadan kaldıracak çözüm yolları önermenin, cinsiyet algıları ile ilgili yeni kavramsal çerçeveler inşa etmenin, üniversitelerin meselesi olduğunu kaydetti.

‘Siyasette, iş dünyasında, akademide kadın varlığı, adaletin, toplumsal dengenin ve huzurun teminatıdır’ diyen Emine Erdoğan, akademik ortamlarda kadınların karar mekanizmalarında olması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: "Akademide kadın varlığı, Türkiye’de dünya ortalamasının hayli üzerinde, yüzde 43’ler civarında. Bu sevindirici gelişmeyi daha ileri noktalara taşımak gerekir ki, bu, yükseköğretimde kadın liderliğini yaygınlaştırmaktır. Kadınların ilerlemesindeki ‘cam tavan’ engeli kaldırılarak, karar mekanizmalarında, kadınlara daha çok yer verilmelidir, kadınların çocuk sahibi olma ve annelik gibi sorumluluklarla artan yüklerinin çalışma hayatındaki ek tedbirlerle hafifletilmesi gerekir. Nitekim son aylarda hükümetimiz kadının yükünü hafifletecek bir takım düzenlemeler yaptı. Kreş imkânı, esnek çalışma saatleri gibi düzenlemeler, adaletin tesisi için atılan önemli adımlar olmuştur."

Her ile bir üniversite hedefinin aynı zamanda üniversitelerin yerel toplumsal şartları analiz etme imkânı bakımından da önemli olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, "Üniversiteyi bina ve tabela olmaktan çıkaracak şey, fonksiyonunu icra edebilmesidir. Bulunduğu şehrin nabzını tutabilmek, yerel sorunları teşhis edebilmek, sorunlara çözüm üretmek üniversitenin temel işlevlerindendir. Üniversiteler toplum sorunlarından uzak, fildişi kuleler olmak yerine gerektiğinde yerel yönetimlerle iş birliği yaparak toplumsal hayata artı değer katmalıdır." dedi.

Kadın sorunları ile ilgili konularda kadın duyarlılığı ve kadın dayanışmasının önemli olduğunu söyleyen Emine Erdoğan, 'Akademisyen Kadınlar Birliği' kurulmasını teklif etti.