CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Türk Emniyeti'nin casus yazılım şirketi 'Hacking Team' ile çalıştığı iddialarını TBMM gündemine taşıdı. Ağbaba, soru önergesinde bu şirketten temin edilen casus yazılımlar aracılığıyla korumalı telefon ve bilgisayar gibi cihazlara sızılarak yasa dışı teknik takipte bulunulduğu iddialarını İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk'e sordu.

CHP’li Ağbaba, Emniyet Teşkilatı’nın bilgisayar korsanlığı hizmeti veren Hacking Team ile anlaşma yaparak virüs yayan ürünler aracılığıyla vatandaşların telefon ve bilgisayarlarının uzaktan kontrol edildiği ve içeriğinin ele geçirildiği, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde görevli polislerin, firmanın teknik elemanlarıyla bu konuda yazışmalar yaptığı, Türkiye’nin 2011’de anlaştığı şirketle olan kontratını en son Şubat 2015’te yenilemeye karar verdiği ve şimdiye kadar Hacking Team’e 440 bin Euro ödendiği şirketin internete düşen yazışmaları dolayısıyla basında yer bulmuştur.” izahını yaptı.

Ağbaba bu bağlamda İçişleri Bakanı Öztürk’e şu soruları yöneltti:

Emniyet Genel Müdürlüğü ile 'Hacking Team' adlı bilgisayar korsanlığı hizmeti veren şirket arasında yapılmış bir anlaşma mevcut mudur? Şirket ile yapılan anlaşma ile vatandaşların cep telefonlarını, bilgisayarlarını uzaktan kontrol etmek için virüs yayan ürünler satın alındığı iddiası doğru mudur? Bu şekilde vatandaşların telefon ve bilgisayarlarına sızmak suretiyle verileri ele geçirilmiş midir?

Şirket ile ilk anlaşma ne zaman yapılmıştır? Daha sonra bu anlaşmanın yenilenmesi için girişimde bulunulmuş mudur? Bahsedilen sözleşme görevli memurlar aracılığıyla mı yoksa Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kurumsal olarak mı gerçekleştirilmiştir? Emniyet Genel Müdürlüğü anılan şirket ile hizmet alımına dayanan bu sözleşmeyi hangi mevzuat çerçevesinde gerçekleştirmiştir? Karşılığında şirkete ne kadar bedel ödenmiştir?

Vatandaşların bilgisayar ve telefonlarına virüs yayarak ulaşmak ve teknik takibini sağlamak hukuka uygun mudur? 'Korsanlık' olarak nitelendirilen bu faaliyeti Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yapması mümkün müdür? Bu şekilde değerlendirildiğinde Türk Ceza Kanunu kapsamında doğan cezai sorumluluk kime aittir?

2011 yılından bu yana, bahsedilen şirket ile yapılan anlaşma çerçevesinde kimler dinlenmiştir? Bu kapsamda dinlenen kişi sayısı nedir? Bu kişiler hakkında yürütülen soruşturma veya kovuşturma kapsamında dinlemeye ilişkin verilmiş mahkeme kararı mevcut mudur?