Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisini karşılamaya gelmeyen Batman Belediye Başkanı Sabri Özdemir’e tepki gösterdi.

Erdoğan, Batman’da düzenlenen toplu açılış törenine katıldı.

Valilik kavşağında düzenlenen toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan, şunları söyledi: "Bu ülkede Kürt'üm, Laz'ım, Çerkez'im, Gürcü'yüm, Roman'ın demek mümkün değildi. Hemen yakanıza yapışırlardı, derdinizi karakolda, mahkemede bile anlatamazdınız. Bırakın Kürtçe televizyon gazete, dergi yayını sokakta Kürtçe konuşmazdınız. Kürtçe ıslık çaldığı için hapse giren insanlar gördü bu ülke. Rahmeti Ahmet Kaya Kürtçe kaset yapacağım dediği için başına gelmeyen kalmadı, medya tarafından linç edildi. Ahmet Kaya, gurbet elde hayatına gözlerini yumdu."

Erdoğan, şöyle devam etti: "Birileri çıkmış diyor ki, 'biz gelince Diyanet'i kaldıracağız'. Hale bak. Diyanet'i kaldıracak, niye? Çünkü bunların dinle işi yok. İşte bakıyoruz. Kaldıracağız dedikleri Diyanet, şu anda 'Qur'an-ı Piroz Kurdi' adıyla Kürtçe Kur'an mealini yayınladı. Bütün bunlarla beraber biz adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Ne diyor, 'Kudüs Yahudilerindir' diyecek kadar ileri gidiyorlar. Eğer zerre kadar bunların İslam'la alakası olsa bu ifadeyi kullanamaz. Kudüs, Müslümanların en önemli Kâbesi biliyorsunuz Kâbe ve biz buralarda hayat bulduk, ayağa kalktık. Şu anda Musevilerin orada attıkları adımın anlamının ne olduğunu biliyorsunuz. Fakat burada semavi din mensuplarının ortak mahalli olmasına rağmen böyle bir ifadeyi kullanmak bunların nerede olduğunu gösteriyor."

Erdoğan, şunları kaydetti: "Dağlardaki kamplarda -işte elimize geçen belgeler- bunlar Zerdüşt dininin eğitimini veriyorlar. Bunları çok iyi tanımamız, çok iyi bilmemiz gerekiyor ve bunları da benim Kürt kardeşlerime iyi anlatmamız gerekiyor. Bir oyuna geldik, bir daha aynı oyuna gelmeyelim."

Erdoğan konuşurken bir grup işçi sloganlarla tepki gösterdi. Erdoğan da bunun üzerine şunları söyledi: "Arkadaşlar, bakınız şu yaptığınız şeyler çok yanlış. Bir yerde çalışıyorsunuz, nankörlük yapmayın. Bir imkan size tanınmış, oralarda çalışıyorsunuz ve sayın Başbakanımız da özellikle açıklamaları yaptı. Bu açıklamaları da takip edeceksiniz, zaten adımları atılacak. Lütfen provoke etmeyin. 20-30 kişi toplanıyorsunuz, böyle bir adım atıyorsunuz."

"Ülkemizde artık bir Kürt sorunu yoktur diyorum, Kürt vatandaşımın sorunu vardır, o sorunlarla da zaten ilgileniyoruz." diyen Erdoğan, daha sonra şöyle devam etti: "Devletin vatandaşları arasında etnik kökene, inanç grubuna veya başka herhangi bir kritere göre ayrımcılık yapılan dönem kapanmıştır. Bu tür uygulamalar eski Türkiye'nin hastalıklarıydı, bunların hepsini adım adım temizledik. Bu süreci ni sadece belirli bir bölgeyle, kesimle sınırlandırmak her şeyden önce Kürt kardeşlerime haksızlıktır. Çözüm sürecini sadece Kürt sorunu parantezinde tutmak isteyenlerin dertleri başka. Onlar, Kürt kardeşlerimin hakkını, hukukunu savunmanın, sorunlarını çözmenin peşinde kesinlikle değiller. Onlar, bu mesele üzerinden kendilerine bir inisiyatif alanı, bir istismar alanı oluşturmak istiyorlar. Çünkü tüm siyasi ikballerini buna borçlular. Geçmişte Kürt ifadesini yasaklayanlarla bugün aynı ifadeyi istismar edenlerin arasında, inanın bana göre hiçbir fark yok."

Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Diyorlar ki 'Kürtlerin temsilcisi biziz'. Hadi canım. Ben, 'Kürtlerin temsilcisiyiz' diyenleri şu anda arka sokaklarda görüyorum. Pislikten geçilmiyor. Eğer temsilciysen buraları temizle. Öyle mi? Kürt vatandaşıma hizmetkâr ol. Ben buraya geldim, Türkiye'nin Cumhurbaşkanıyım. Yüzde 52 oyla ilk defa milletin seçtiği bir cumhurbaşkanıyım. Tabi kendime göre bir plan yaptım. Dedim ki; 'Valiliği ziyaret ederim, belediyeyi de ziyaret ederim'. Fakat sağ olsun belediye başkanı havaalanına gelme nezaketini bile göstermedi. Şimdi havaalanına gelme nezaketini göstermeyen bir belediyeyi bir cumhurbaşkanı olarak benim ziyaret etmem doğru mu? Dolayısıyla bunu bilmenizi istiyorum ki, bunun istismarını yapmasınlar."

"Bunlarda bu ayrımcı ruh, tabi bir yerden emirler geliyor. Nereden, dağdan emirler geliyor. Dağdan emir aldıkları için bu ülkenin sistemi içinde değiller, bunlar sistemin dışındalar. Ve nezaket kuralları diye bir şey bunlarda söz konusu değil. Onlar varsın öyle devam etsinler." diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "İkballerini Kürt vatandaşlarımın yaşadığı sıkıntılar üzerine kurmuşlar. Bu sıkıntılar çözüldüğünde altları boşalıyor. Onun için de bölgede baskı iklimini, tehdit ortamını devam ettirme gayretindeler. Çözüm sürecinde devlete üzerine düşeni yaptı. Bölücü örgüt ve onun güdümündeki parti verdikleri sözleri tuttu mu? Örgüt silah bırakacaktı, bıraktı mı? Hiçbir sözlerini tutmadılar."

Erdoğan, şunları kaydetti: "Biz çözüm süreci konusunda samimiyiz. Bu sürecin mimarı bizzat şahsım. Bu sürece tüm vücudumu koydum. Şahsımı çözüm sürecini bitirmekle itham edenler, bugüne kadar sözlerini tutmayarak, bu sürece en çok zararı vermiş olanlardır. Çözüm süreci onların sayesinde değil, onlara rağmen bugünlere geldi. Örgüte ve örgüt güdümündeki partiye kalsa, işte Van'da billboardlara bazı afişler asmışlar. Bir musluk, musluktan ne akıyor? Kan akıyor. Şu hale bak ya. Siz bununla ne kastediyorsunuz? Kendilerini tanımlıyorlar. Çünkü onların olduğu yerde kan var. Bizim olduğumuz yerde o musluklardan kan değil, berrak su akar, su. Farkımız bu. Örgüte, örgüt güdümündeki partiye kalsa, Türkiye çoktan 1990'lı yılların karanlık günlerine geri dönmüştü."

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu devleti bir kesimin değil, herkesin devleti haline getireceğiz. Bu ülkenin geleceğini ne bölücü örgüte, ne paralel örgüte teslim etmeyiz. Şimdi bu iki yapı el ele vermişler. Yeni Türkiye'ye giden yolu tahrip etmeye, mayınlamaya çalışıyorlar. Her ikisi de aynı üst aklın farklı yöntemler kullanan birer taşeronu. Milletimiz bunların gerçek yüzünü attıkları her adımda ağızlarından çıkan her sözde biraz daha görüyor, tanıyor. Bir de bunların hamiliğine soyunmuş muhalefet var. Fareli köyün kavalcısının arkasına takılmış, hepsi de akıbetlerine doğru gidiyorlar. O akıbetin ne olduğunu biliyorsunuz değil mi? Gittikleri yolun sonu uçurum. Biz ikazımızı yapıyoruz. Artık gerisi onlara kalmış."

Erdoğan, şunları söyledi: "Bulunduğum makam şikayet etme yeri değil. Tespitle birlikte teklif de ortaya koymak durumundayım. Benim teklifim; Türkiye'nin 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra yeni anayasasını hazırlaması ve bununla birlikte başkanlık sistemine geçmesidir. Yeni Türkiye'nin inşası için yeni anayasa şart. Yeni anayasayla birlikte başkanlık sistemine geçmek de aynı şekilde artık bir zorunluluk haline geldi. Bu formül Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasının garantisidir."

Erdoğan, şöyle konuştu: "Biz Türkiye'nin 230 milyar dolardan 800 milyar dolara çıkardığımız milli gelirini 2 trilyon dolara ulaştırmanın projelerini yaparken, onlar gözü 800 milyar dolara dikmiş durumdalar. Seçim taahhütleri birbirinin aynı sadece ona şunu vereceğiz, buna şunu vereceğiz diyorlar. Şimdi de asgari ücreti açık artırmaya çıkardılar. Birisi 1500, öbürü 1800 diyor. Ya asgari ücret verilmez, bir korumadır. Ucu açıktır."

Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Öyle yağma yok. Bu ülkenin, bu milletin kazanımlarını kimseye yağmalatmayız. Yeni Türkiye'nin inşasının önünde kimse duramaz. Su akar yatağını bulur."

Erdoğan, "Batman başkanlık sistemini destekliyor mu? Bunun için ne yapması gerekiyor. 400 milletvekili verdiğinizde bu işi süratle bitirmek mümkün." dedi.