Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendisinin her partiye eşit mesafede olduğunu savunarak "Ben her partiye eşit mesafedeyim. Kime verecekseniz verin ama 400’ü verin." dedi. Şoför esnafına konuşan Erdoğan, Özgecan’ın katili başka bir mesleğin mensubu da olabileceğini ifade ederek, "Bu konuda şoför esnafımıza yöneltilen eleştirileri son derece haksız ve insafsız buluyorum." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara otobüs ve minibüsçü esnafı ile ATO Congresium’da bir araya geldi. Her gün trafikte direksiyon sallamanın çok zor olduğunu kaydeden Erdoğan, 2002 yılında 8,5 milyon araç olduğunu bugün ise bu rakamın 14 milyonu geçtiğini söyledi. Türkiye’nin zenginleşmesi ile trafikteki araç sayısının arttığını savunan Erdoğan, Türkiye’yi anlamak isteyenin şoförlere kulak kabartması gerektiğini vurguladı.

Şoförlere "Sizi görmeyen Türkiye’yi göremez" diyen Erdoğan şöyle konuştu: "Sizler bu kavşakların kıymetini bilirsiniz. Sizler yapılan alt-üst geçitlerin, dal-çıkların kıymetini bilirsiniz. Ama bunların kıymetini bilmeyenler var. Hayatında dal-çık bilmeyen belediyeler bilirim. Çünkü oradan geliyorum."

Mersin'de bindiği minibüsün şoförü tarafından vahşice öldürülen 20 yaşındaki Özgecan Arslan’dan da söz eden Erdoğan, "Bunun bir münferit olay olduğunu biliyorum. Cani, canidir. Caninin mesleği olmaz. Eğitimi olmaz, sıfatı olmaz. Özgecan’ın katili başka bir mesleğin mensubu da olabilirdi. Bu konuda şoför esnafımıza yöneltilen eleştirileri son derece haksız ve insafsız buluyorum. Bu olayı vesile bilerek şoför esnafın içindeki mesleğin ahlakına uygun davranmayanları, çürük elmaları ayıklamanız gerektiğine inanıyorum." diye konuştu.

ERDOĞAN: HDP’NİN YOL AÇTIĞI SORUNLAR GELECEĞİMİZ İÇİN TEHDİT

Türkiye’nin çok kritik bir dönemden geçtiğini ifade eden Erdoğan, "Bölücü terör örgütü ve onun güdümündeki partinin yol açtığı sorunlar geleceğimiz için tehdit oluşturmaya devam ediyor. Bu ülkede dini sorunlarımızın yürütüldüğü yer Diyanet İşleri Başkanlığı’mızdır. Eğer bir sözde siyasetçi ‘biz gelince Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracağız’ diyorsa bunların dine yaklaşımı nedir, işte ortada. Bu ülkede eğer bizim dini değerlerimize, inancımıza hakaretler, saldırılar yapılıyor da tüm bunlara karşı birileri sessiz kalıyorsa, işte bu millet bunu en iyi şekilde değerlendirecektir diye inanıyorum." şeklinde konuştu.

‘ATATÜRK’ÜN AÇTIĞI İMAM HATİP OKULLARINI KAPATACAKMIŞ’

Birilerin silahla oy temin etmenin peşinde olduğunu kaydeden Erdoğan, "Ülkemizi ve dünyayı okumaktan aciz bir takım partiler, halâ eski Türkiye’yi ihya etmenin çabası içinde. Ne diyorlar? ‘İmam Hatip okullarını kapatacağız’. Yav, milletin açtığı imam hatip okullarını nasıl kapatırsın? Bir taraftan ‘biz Atatürk’ün partisiyiz’ diyor ama Atatürk’ün açtığı imam hatip okullarını kapatacakmış. Ben bir imam hatip mezunuyum. Dört çocuğumun dördü de imam hatip mezunu. Hepsinden de memnunum." dedi.

‘SEÇİLDİĞİM GÜN TÜRKİYE YENİ BİR DÖNEMİN KAPISINI ARALAMIŞ OLDU’

"Türkiye’nin 2023 kutlu yürüyüşüne ulaşması için istikrar gerektiğini" belirten Erdoğan, "Gelin Türkiye’nin bu istikrar ve güven iklimini kalıcı hale getirelim. Bugüne kadar uygulanan parlamenter sistem artık miadını doldurdu. Esasen 10 Ağustos 2014 tarihi itibariyle yani şahsımın doğrudan milletin oylarıyla cumhurbaşkanı olarak seçildiğim günden itibaren Türkiye yeni bir dönemin kapısını aralamış oldu. Biz buna yeni Türkiye diyoruz." ifadesini kullandı. Yeni Türkiye’nin artık bir zemine oturması gerektiğini belirten Erdoğan, bunun yeni anayasa ve başkanlık sistemi ile mümkün olduğunu söyledi.

‘BEN HER PARTİYE EŞİT MESAFEDEYİM’

"Ortada artık bir gerçek var. Demek ki 400’ün verilmesi lazım. 400’ü verin ve yeni anayasa rahatlıkla kurulsun" diyen Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Ha şunu da söyleyeyim; ben her partiye eşit mesafedeyim. Kime verecekseniz verin. Ama 400’ü verin. Biz eğer bugün bu adımları atmazsak çocuklarımız, torunlarımız yarın bizden davacı olur. Bu dünyada olmazsa öteki dünyada olur. Başkanlık sistemi, Türkiye’nin akıntıya karşı kürek çekmek yerine akıntının gücünü arkasına almasının adıdır. Artık motoru tekleyen, kaportası dökülen, her tarafından ses gelen bu arabayla yolumuza devam edemeyiz."

Arabanın benzinin bitmek üzere olduğunu ve yakıt lambasının uyarı sinyali verdiğini söyleyen Erdoğan, 7 Haziran’ı bu anlamda bir yakıt istasyonuna benzetti.

‘BEN HERHANGİ BİR PARTİNİN TARAFINDA DEĞİLİM’

Erdoğan, "Artık cumhurbaşkanlığı makamında vesayetin muhafızı değil, milletin bizzat kendi eliyle yetki verdiği kendi temsilcisi var. Bu milletin kazanımlarını savunmak benim en başta gelen görevimdir. Bunun tarafsızlıkla bir ilgisi yoktur. Bu, milletin tarafında olmanın şartıdır. Ben herhangi bir partinin tarafında değilim. Tercihim vardır, o ayrı bir konu. Milletin tarafındayım." diye sözlerini tamamladı.