Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı çevrelerin yurtiçi ve dışı gezilerinden rahatsız olduğunu ifade etti. Erdoğan, "İstiyorlar ki cumhurbaşkanı otursun önüne gelen evrakları imzalasın. Biz yatan, oturan değil koşan bir cumhurbaşkanı olacağız dedik. Siz de bize yüzde 52’yi verdiniz. Buna layık olmamız lazım. Şimdi verdiğimiz sözü yerine getiriyorum." diye konuştu.

Bursa Büyükşehir toplu açılış törenine katılan Erdoğan, Atatürk Caddesi’nde vatandaşlara hitap etti. Önümüzdeki hafta Latin Amerika’ya gideceğini hatırlatan Erdoğan, Kolombiya, Küba ve Meksika’ya gideceğini kaydetti. Ardından yine Afrika’ya gideceğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Bundan birileri rahatsız oluyor. İstiyorlar ki cumhurbaşkanı otursun, önüne gelen evrakları imzalasın. Biz yatan oturan değil koşan bir cumhurbaşkanı olacağız dedik. Siz de bize yüzde 52’yi verdiniz. Buna layık olmamız lazım. Şimdi verdiğimiz sözü yerine getiriyorum. Onların istediği gibi Ankara’da oturan bir cumhurbaşkanı olursam emanete ihanet etmiş olurum. Cumhurbaşkanı meydanlara indi diyorlar, yav asıl mesele sizin meydanda olmamanız. Bunlar vesayet dönemlerinde, lobiler üzerinden güç devşirmeye koalisyon ortaklığı devşirmeye alışmışlar. Artık o dönemler geride kaldı. Artık eski Türkiye yok. Yeni Türkiye'de gücünü milletten almayan hiç kimsenin esamesi okunmuyor, okunmayacak. Benim yerim tam burası, benim yerim milletin yanı. Asıl siz durduğunuz yere bakın, yanlış yerde duran sizsiniz. Ülkesine milletine ihanet içinde olan bir çete ile kol kola yürümek sizi iktidara götürmez, felakete sürükler."

Erdoğan’ın konuşmasındaki diğer başlıklar şöyle:

'CUMHURBAŞKANINI SORGULAYANLAR DÖNÜP KENDİNE BAKSIN'

"Pensilvanya ile iş birliği tutan, kirli ilişkilere giren ve bu kirli ilişkileri şu anda Parlamento'nun içinde de devam ettiren bu yanlış yapılanma onları er geç bir yere taşıyacak. Siz dünyanın her yerinde tüm gücünü Türkiye’ye zarar vermek, Türkiye’yi sıkıntıya sormak, Türkiye’yi şikayet etmek için çalışan bir yapı ile nasıl yoldaşlık edeceksiniz. Yoldaşlık edecekseniz işte Bursalılara, Erzurumlularla, Trabzonlulara, Antalyalılarla yoldaşlık edin. Milletimizle yoldaşlık edin. Bu mesele parti meselesi değil, bu mesele benim meselem hiç değil, bu mesele düşmanımın düşmanı benim dostumdur mücadelesi hiç değildir. Bu melese milletin bekası meselesidir. Çete kurup seçilmiş hükümete, başbakana, siyasete, milli iradeye karşı darbe yapmak isteyenlere payandalık yapanları milletimiz affetmez. Milletin değil, darbecilerin, çetelerin yanında saf tutanlar, bu tercihlerinin hesabını millete verdiler, verecekler. Cumhurbaşkanını sorgulayanlar dönüp kendilerine baksınlar. Ne demiş atalarımız, asıl azmaz, bal kopmaz, kokarsa yağ kokar onun da aslı ayrandır."

'MOLOTOFLA HALKIN DÜKKANINA SALDIRAN TERÖRİSTTİR'

"Bizim aslımız belli. Abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. Bizden bu ülkeye zarar gelecek bir şey olmaz. Bizim murakıbımız milletimizin ta kendisidir. Çıkıyor bir tane siyasi genel müdür diyor ki 'ben o teröristlerin önünde yürürüm' diyor. Yani eli molotoflu, elinde her türlü sapan var, neymiş genç. Bir defa elinde molotof varsa, sapan, misket, bunlarla beraber halkın dükkanına saldırıyorsa bunlar teröristtir, bunun başka izahı yoktur. Onun önünde yürüyeceğini söyleyen kişi de ondan nasibini almış demektir. Bu ülkenin huzura ihtiyacı var. Bizler şu anda İç Güvenlik Yasası ile alakalı bir an önce atılması gereken adımların ülkemizin aydınlık yarınları için önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü elinde molotofla ülkenin her yerinde terör estiren insanlara sahip çıkamayız. Bunun bedelini ağrı ödedik. Yeter ki bu Meclis Genel Kurulu'ndan geçsin, bize gelsin."

'TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNİ HAZMEDEMEYENLER VAR'

"Türkiye büyüyecek ama bunu hazmedemeyenler var. İçerde de var dışarıda da var. İhtiyaçlar doğuyor, bunları karşılamak için yeni yollar bulmamız gerekiyor. Yeni anayasa ve başkanlık sistemi işte bu çerçevede Türkiye’nin gündemine gelmiş konular. Bugün dünyanın gelişmiş ülkelerinde hızlı karar alma yeteneğine sahip devletlere bakın, çoğunun başarısının gerisinde başkanlık sistemini görürsünüz. Eğer 2023 yılında Türkiye’yi gelişmiş 10 ekonomi haline getirirsek bunları konuşmak zorundayız. Türkiye çok başlılığın bedelini çok fazla ödedi. Biz diyoruz ki madem bu gömlek bu bedene dar geliyor, gelin daha iyisini, daha güzelini getirelim. O şekilde devam edelim."

BAŞKANLIK SİSTEMİNİ ELEŞTİRENLERE: BUNLAR DÖRT DÖRTLÜK CAHİL

"Diyorlar ki başkanlık sisteminde denetim mekanizması yok. Bunlar gerçekten dört dörtlük cahil. Şu an Amerika’da denetim yok mu? Bir sağlık reformunu Obama yapamadı. Senato, meclis izin vermedi. Biz sağlık reformunu yaptık. Bizim derdimiz başka. Bizim derdimiz başka. Bunların da önünü açacak başka adımlarla, mesela biz çift kamaralı parlamento istemiyoruz, tek kamaralı istiyoruz. Niye, daha seri olsun. Engellenmemesi lazım, önünün açık olması lazım. Parlamento her zaman o denetim mekanizması görevini yerine getirmesi lazım."

'BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN BERİ BAŞKANLIĞI SAVUNUYORUM'

"Bakın ben ta belediye başkanlığı döneminden bu yana, ne zaman soruldu ise başkanlık sistemini hep savundum. Diyorum ki Türkiye başkanlık sistemi ile yöneltiyor olsaydı bugün bulunduğumuz yerin çok daha ilerisinde olurduk. Çünkü mevcut sistem hükümetlere patinaj yaptırıyor. Hele bir de cumhurbaşkanı ile hükümet arasında görüş ayrılığı varsa bu patinaj daha fazla oluyor ve hatta geriye gidiş oluyor. Türkiye bunları yaşadı. Bu, 1960 ve 80 darbecileri tarafından bilinçli olarak kurulmuş, Anayasaya zerk edilmiş bir sistem. Bir yanda ülkede işlerin çok daha hızlı yürümesini sağlayacak bir sistem var, öbür yanda ülkeye sürekli patinaj yaptıran, fatura ödeten bir sistem var. Biz gelin aklın yolunu, gerçekten de kabul gören yolu kültürümüze, tarihimize daha uygun olan yolu seçelim. Neymiş başkanlık sistemi padişahlık getirirmiş. Bugün dünyada başkanlık sistemini kullana birçok ülke var. Hangisi padişahlık oldu. Davulun seçmenin boynunda, tokmağı başkasının elinde olan bir sistemde ısrar etmenin faydası yoktur. Biz başkanlık sistemini kendimize paye çıkarmak için istemiyoruz. Milletimiz bize gereken payeleri vermiş: İstanbul’un başkanlığı, başbakanlığı, cumhurbaşkanlığını vermiş, daha ne versin. Türkiye’nin geleceği için istiyorum bunu. Başkanlık sistemini cebimize alıp öbür dünyaya götürecek halimiz yok. Kefenin de cebi yok. Bu meseleyi şahsıma indirgeyenler, benim üzerimden tartışanlar kusura bakmasınlar, dünyaya at gözlüğü ile bakıyorlar demektir. Aslında bunlar milletten, milli iradeden korkuyorlar. Kendilerine inanmıyorlar. Mevcut sistemde iyi kötü bir konum bulmuşlar istiyorlar ki böyle devam etsin. İyi de bu gidiş milletin yararına değil. Ben milletime bedel ödetecek, onun aleyhine olacak bir işin içinde olmadım. Geçmişimiz, geleceğimizin teminatıdır."

'ÇÖZÜM SÜRECİ İÇİN HAYATIMIZI ORTAYA KOYDUK'

"Çözüm sürecini kararlılıkla sürdürüp bu meseleyi ilelebet geride bırakmak zorundayız. Ben bunun için ailece hayatımızı ortaya koyduk. Bunun zorlu bir yol olduğunu, sabır isteyen bir yol olduğunu biliyoruz. Türkiye’yi içeride ve dışarıda geçmişin acı günlerine döndürmek isteyenler boş durmuyor. Tüm sabotajlara, provokasyonlara rağmen bu duruma kadar getirdik."

FETHULLAH GÜLEN’İN NYT’DEKİ YAZISINA ELEŞTİRİ

"Amerika’nın bir gazetesinde Pensilvanya'daki zat makale yazıyor. Niye yazıyor, Türkiye’deki bir katılım bankası ile ilgili. Yav sen hoca mısın banka patronu musun? Hale bak. Ve sırtını nereye dayıyor, New York Times. Patronajı nerede, onu siz bulun. Acaba niye burada yazdırıyorlar. Hesap başka, içeride ve dışarıda güçlü bir Türkiye istenmiyor. Bir yandan çözüm sürecini devam ettirirken, bir yandan halkın güvenliğini korumak zorundayız. Güvenlik özgürlük dengesinden taviz vermeden bu meseleyi sonuca bağlamak zorundayız. Bir yandan paralel yapının ihanet şebekeleri, Türkiye’yi içeride ve dışarıda sıkıntıya sormak için çaba sarf ediyorlar."

'BUGÜNE KADAR SABIRLA ÇALIŞTIK'

"Mısır’da masum insanları idama mahkum edenlerin de yıkılıp gittiğini göreceğiz. Sabırla ekşi koruk helva olur. Biz bugüne kadar sabırla, azimle çalışarak ne sorunların üstünden geldik. İnşallah bunları da aşacağız. İşte o gün tüm bu coğrafyada, tüm dünyada milletimiz, ülkemiz, mazlumun yanındaki bu fedakar tavrı ile çok farklı bir noktaya gelecek. 12 yıl önce malumlara 45 milyon dolar yardım yapıyorduk. Şimdi 4.5 milyar dolar. Nereden nereye. Veren el alan elden üstündür."

Erdoğan’a, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İçişleri Bakanı Efgan Ala, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Vali Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve milletvekilleri eşlik etti. Erdoğan konuşmasının ardından toplu olarak açılışı gerçekleştirdi.