Kayseri’de toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlığı döneminde yapılan icraatları anlatarak muhalefet, paralel yapı iddiaları ve Mursi üzerinden Doğan medyasını eleştirdi. Erdoğan, "Ey Kılıçdaroğlu, ey Doğan medyası, ey Pensilvanya, Ey Kandil aslında cevap vermeye değmezsiniz. Ama size tekrar tek bir sözüm var; hak yolunda kefenimizi giydik. Evet biz buna inandık. Böyle iman ettik. Bizi şehitlerin akıbetiyle tehdit ederek yolumuzdan çevireceğinizi sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Bu millet size ne kadar yanıldığınızı 7 Haziran’da bir kez daha gösterecek." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu açılış töreni öncesi Kayseri Valiliği'ni ziyaret etti. Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen törende konuşan Erdoğan, AK Parti iktidarının 12 yıllık icraatlarını anlattı. Erdoğan, "Birileri cek cakla konuşuyor. 'Gelince memura şunu bunu vereceğim' diyor. Bunların sırtında boş yumurta küfesi var ama bizim sırtımızda dolusu var. Bunlar, başında bulunduğum iktidarın 27.5 milyar dolar Merkez Bankası rezerviyle aldık, 122 milyar dolara çıkardık. Onu nasıl boşaltırız bunu düşünerek söylüyorlar. Çünkü geçmişte 40 küsur banka böyle boşaldı." diye konuştu.

KOALİSYONU KÖTÜLEDİ

Koalisyon hükümetlerin ülkeye zarar vereceğini düşüncesini burada da tekrarlayan Erdoğan, "Biz iktidarı MHP DSP ve ANAP koolisyonundan aldık. Ben 'koalisyonlar zarar verir' dediğim zaman beyefendiler rahatsız oluyor ve çok da hakaretler ediyorlar. Herhalde bu ülkede hakaret edilen nadide cumhurbaşkanlarından bir tanesiyim. Varsın etsinler. Kem söz sahibine aittir. Ben bunlara hakaret etmiyorum, sadece mahkemeye gönderiyorum. Yargıda bunlar hesabını versinler. Burada Mehmet Özhaseki kardeşim bol bol sucuk dağıtıyordu, ben farklı bir uygulama yapmayı düşünüyorum daha sonra. Bunlar 5 yıl görev aldı mı? Aldı. Peki 3,5 yıl sonra niye bırakıp kaçtınız. Ah benim Kayserili kardeşlerim, bunlar Düzce depreminin altından kalkamadılar. Sakarya, Kocaeli, Bolu’nun altından kalkamadılar. Biz Bingöl, Van depremini gördük. Anında 24 saatte ordaydık. Yeni Bingöl ve Van, Simav inşa ettik. Bunun ekonomik sıkıntısını duydunuz mu? Ama orada okullar, hastaneler hepsi yapıldı. Çünkü biz dürüstlüğün timsaliydik. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunları yapamazdı. Koalisyon hükümetleri o dönemki yolsuzlukların altında eğildi, çöktü. Bankalar aynı şekilde, 40 banka. Bunların hesabını versinler. Şimdi kalkmışlar bize dürüstlük ve ahlak dersi veriyorlar. Bir zamanlar birileri diyordu ki 'ben Kayseri'ye deniz getireceğim'. Tabi kimse imanmadı ama biz getirdik. Millilik ve milliyetçilik bu. Lafla yürümüyor bu iş." dedi.

'KILIÇDAROĞLU KAYSERİ’DE HEP DUVARA ÇARPTI'

Ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklenen Erdoğan, "Hep dürüst olmayan vaatlerle ortaya çıktı. Hep Kayseri'de duvara çarpa çarpa burada tazminatlar ödedi. Bu kadar tazminatı ödediğin halde halâ aynı şeylere devam ediyorsun. İşte maalesef siz gerekli dersi verdiniz, mahkemelerden de gerekli dersi aldı. Tamam da şimdi Kılıçdaroğlu'nun bu yalanları nereden bulduğu ortaya çıktı. Meğer kendisi para vaadiyle bir şahsa önce kitap yazdırıyor, sonra bu kitaptaki iftiraları belge diye gösterip milleti kandırmaya çalışıyormuş. Üstelik bu kitabı yazdırdığı şahsa vadettiği parayı da ödememiş. Sayın Kılıçdaroğlu'nun 'değerli bir vatandaş' dediği bu adam şimdi dolandırıldım diye ortada geziyor. Ana muhalefenin genel başkanı bu yalanlarla asıl milleti dolandırmaya çalıştı ama olmadı." ifadelerini kullandı.

"Sadece hükümete ve şahsıma saldırıyorlar." diyen Erdoğan, "Hadi hükümeti anladık, bana niye saldırıyorsunuz, ben seçime girmiyorum ki bana niye saldırıyorsunuz. Bir oyum var 7 Haziran'da gönlümdeki partiye vereceğim. YSK'ya müracaat ediyorlar; 'cumhurbaşkanı meydana inmesin, cumhurbaşkanını konuşturmayın.' YSK da 4 kez reddetti. Cumhurbaşkanı'nı engelleyemezsin, meydanlarda televizyonlarda her şeyde konuşur. Cumhurbaşkanı'nın vatana ihanet dışında bir suçu da olmaz. Olay bu. Ama bunlar Anayasa ve babayasa da okumuyorlar. Siyaseti proje üzerinden değil şahıslar üzerinden yapmak kolaylarına geliyor. Şimdi biliyorsunuz Menderes’in akıbetiyle bizi tehdit eden savcılar çıktı. Anamuhalefet genel başkanı bu savcıya 'hukuk adamı' diyor. Dün DHKP-C'nin militanlarına hukuk adamları diyor, bugün paralel örgütün militanları için aynı sıfatı kullanıyor. Bunların hukuktan anladıkları 27 Mayıs hukuku olunca, paralel örgütün ve terör örgütününün militanlarını da hukuk adamı olarak görürler. Kayseri'de teröriste terörist derler. Öyle mi? Bunlar hukukçu falan değil; örgüt militanı." şeklinde konuştu.

'BİZ HUKUK DEVLETİYİZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİT TIR'ları davasıyla ilgili de "Adana'daki MİT TIR'ları meselesini hatırlıyorsunuz değil mi? Suriye'deki Bayırbucak Türkmenlerine yardım götüren TIR'ları paralel örgütün savcıları, polisleri, askerleri durdurup tüm dünyaya bir mesaj vermeye çalıştılar. Amaçları Türkiye'yi terör örgütlerine destek veren bir ülke gibi göstermekti. Maalesef 'milliyetçiyim' diyenler bile bizim karşımıza dikildi o zaman. Bunun adı açıkça vatana ihanettir. Benim gönlümde de milletimin gönlünde de bunlara verilecek ceza aslında bellidir. Ama Türkiye bir hukuk devleti. Hem de onlara rağmen bir hukuk devleti. Bizim anamuhalefetin genel başkanının özlediği 27 Mayıs hukukunun bunlara dahi uygulanmasına gönlümüz razı gelmez." dedi.

MURSİ’YE İDAM CEZASI VERİLMESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır’da darbeyle indirilen Cumhurbaşkanı Mursi ve 122 kişiye idam cezası verilmesi konusunda da konuştu. Erdoğan, "Türkiye'de de bu haberi Doğan Medya Grubu nasıl verdi? 'Şok karar 'yüzde 52 ile idam' Ey Doğan Grubu, seni muhatap almam. Ama şunu bilmen lazım. Siz afedersin hayatınızı korkuyla geçiriyorsunuz. Şunu bil, biz bu yola çıkarken her zaman söyledim söylüyorum kefenimizi giyerek çıktık. Bizim ölümümüz şahsiyetlidir, Mursi'nin idamı şahsiyetlidir. Nitekim eşi de çocukları da mahkemeye gitmedi. Niye? 'Biz bu mahkemeyi kabul etmiyoruz' dediler. İşte onur budur, şahsiyet budur. O insanların hiçbirisi adam öldürmediler, kimseyi katletmediler. Ama buna rağmen onun Milli Savunma Bakanı olan bu darbeci Sisi kendi memurlarıyla bu kararı aldırdı. Ey Avrupa, ey Batı; hani AB'de idam yasaktı. Niye sesiniz çıkmıyor. Niye darbeci Sisi'nin yanında yer aldınız. Tüm dünyaya sesleniyorum, niye yaptırım uygulamadınız? Türkiye’deki Gezi olayları olduğu zaman bütün medyanızla bize saldırdınız. Gezi olaylarında ne oldu. Orada dert Türkiye’yi zaafa uğratmak, ekonomiyi çökertmek istediler ama başaramadılar. Mursi’ye yapılan bu olay yenilir yutulur değildir. Sandık diyorsanız dünkü kararla sandık idama mahkum edilmiştir. Demokrasi, milli irade idama mahkum edildi. Doğan Grubu ve beraber hareket ettiğiniz paralel yapı siz de avucunuzu yalarsınız. Adana'da MİT TIR'ları bile bu örgütün asıl gayesini ortaya koymaya yeter, KPSS sorularının çalınması, Türkiye’nin enerji, savunma sanayi ve dış politika polikalarını dinleyerek dışarıya servis etmek yeterli değil midir. Mursi şayet idam edilirse, inanmıyorum inşallah edilmeyecek. Edilirse terör örgütünden dolayı bir kardeşim şehadete ulaşacak. Ben de böyle bir akibete uğrarsam inşallah o makama ben de ulaşacağım. Biz Allah'ın huzurunda eğiliriz. Başka hiçbir güç karşısında bugüne kadar olmadı olmayacaktır. Şehitler tepesi boş değil, biri var bekliyor, bir göğüs nefes almak için rüzgar bekliyor. Biz bu yola şehitler tepesinde kendimizi bekleyen yeri şerefle, şanla ve gururla buraya çıktık. Biz ölürsek bu yolda şehit oluruz. Asıl o malum takım onlar ölünce düşünsünler. Menderes demokrasi şehidi olarak onları öldürenler nasıl anılıyor."

Kurdele kesilmesiyle birlikte 458 milyon lira yatırım bedelli 50 tesis hizmete alınmış oldu.