DSP, ANAP ve MHP koalisyonunun olduğu dönemde ANAP’tan Diyarbakır milletvekili olarak görev yapmış bir isim olan Sivil Siyaset Platformu Sözcüsü Abdülbaki Erdoğmuş, Türkiye’de bir koalisyon kurulmamasının "hem ülke açısından hem de demokrasi açısından büyük bir kayıp olduğunu" söyledi.

Partiler arasında bir koalisyon kurulması imkanı varken erken seçimin tartışılmasının “Türkiye’de bir demokrasi krizi olduğunu göstereceğini" kaydeden Erdoğmuş, “7 Haziran seçimlerinden sonra yaşadığımız her olumsuz siyasi olayın müsebbibi, 4 partidir.” dedi. Gerilimin çok açık hale geldiği bir ortamda bir koalisyon hükümetini tek parti hükümetinden daha yararlı gördüğünün altını çizen Erdoğmuş, “Cepheleşmenin giderilmesinin yolu koalisyondan geçiyor. Bugün gelinen noktada siyasi krizi atlatmak için AK Parti - CHP koalisyonunun doğru bir koalisyon adresi olacağına da inanıyorum” diye ekledi. Erdoğmuş, “Türkiye bir savaşla karşı karşıya ve bu savaşın olmazsa olmaz sonuçlarından biri iç savaşla karşı karşıya. Dolayısıyla bir CHP-AK Parti koalisyonunun bu tehlikeleri bertaraf edeceğini düşünüyorum. Sanıyorum kamuoyu da seçimden daha ziyade böyle bir hükümet modeli bekliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Aktif siyasi yaşantısına Refah Partisi’nden başlayıp, ANAP’la devam ederek TBMM’ye girmiş bir isim olan Erdoğmuş, halen aktif olarak Sivil Siyaset Platformu’nda çalışmalarını sürdürüyor. Erdoğmuş, aynı zamanda Diyarbakır’da uzun zaman Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde müftü olarak da çalışmıştı.

BİR KOALİSYON KURULMAMASI HEM AYIP, HEM DE KAYIPTIR

Meclis’te olduğu dönemde koalisyon hükümetiyle çalışmış olan deneyimli siyasetçi, bugüne kadar bir koalisyon hükümetinin esas itibarile kurulmuş olması gerektiğini vurguladı. Cihan Haber Ajansı’na konuşan Erdoğmuş, “Kurulmaması hem Türkiye açısından önemli bir kayıptır hem de demokrasi açısından büyük bir ayıptır. Hükümet kurulmaması gerekçesiyle yeniden bir seçim olması durumunda ben bunu hem bir kayıp hem de ayıp olarak değerlendiriyorum.” dedi.

YENİDEN SEÇİM GÜNDEME GELİRSE 7 HAZİRAN ÇÖZÜM DEĞİL KRİZ ÜRETMİŞ SAYILIR

Erdoğmuş, “Partilerimizin demokrasi kültürü açısından ne kadar geride olduklarını, demokrasinin gereği olan uzlaşma diyalog anlaşma gibi önemli zeminlerden uzak olması yeni bir siyasal krize neden olabilir. Seçimler esas itibariyle krizleri çözmek için yapılır. Eğer yeniden bir seçim gündeme gelecekse 7 Haziran seçimleri çözüm yerine krize neden olmuş sayılır. Bu dünya tarihinde demokrasi tarihinde eşine rastlanılacak bir durum değildir. Türkiye siyasi krizi yaşıyorsa bir seçim kaçınılmaz hale gelebilir.” diye kaydetti.

ERKEN SEÇİMİN TARTIŞILMASI DEMOKRASİ KRİZİ OLDUĞUNU GÖSTERİR

Bugün hükümet alternatiflerinin ikiden bile fazla olduğunun altını çizen Erdoğmuş, “Yani muhalefet partilerinin kendi aralarında hükümet kurma imkanı olduğu gibi iktidar partisinin de herhangi bir muhalefet partisi ile hükümet kurma imkanı varken bir seçimin tartışılmış olması bizde demokrasi krizinin olduğunu gösterir. 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşadığımız her olumsuz siyasi bir olayın müsebbibi her dört partidir.” şeklinde konuştu.

ERKEN SEÇİM YENİ BİR TEHDİTLE KARŞI KARŞIYA OLACAĞIMIZ ANLAMINA GELİR

Erdoğmuş, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Seçim çözüm olur mu? Seçim neyi çözecek? Seçim tekrar yeni bir tehditle karşı karşıya olacağımız anlamına geliyor. AK Parti bakın bize vermezseniz hükümet kurulmaz, muhalefet de bize vermezseniz yeniden AK Parti tek başına iktidar olursa eski dönemine döner, otoriter siyasete döner. Toplum olarak hangisinin tercih edersek bizim aleyhimizedir. Biz uzlaşıyı tercih ettik. Biz bir koalisyonu tercih ettik. Biz tek parti döneminin Türkiye’ye artık sıkıntı oluşturduğunu düşündük seçmen olarak. İrademizi ortaya koyduk. Yapılması gereken şey öncelikle muhalefet blokunun bir araya gelmesi, topluma verdiği taahhütler çerçevesinde kendi kırmızı çizgilerini geriye çekerek demokrasi zemininde bir uzlaşma sağlamaları lazım. Bu uzlaşma hükümet olmak anlamında değil, en azından yasama organını hayata geçirebilmek için elzemdir. Ne yazık ki TBMM Başkanlığı seçiminde bu uzlaşmayı bu ittifakı göremedik. Şimdi beklentimiz iktidar partisiyle muhalefet partilerinden herhangi biriyle bir hükümettir.”

GERİLİM ORTAMINDA KOALİSYON HÜKÜMETİ TEK PARTİ HÜKÜMETİNDEN DAHA YARARLIDIR

Meclis’teki tabloya göre birkaç tane koalisyon çıkabileceğini dile getiren Erdoğmuş, “O zaman demokrasinin gereği hükümetin kurulmasıdır. Bir koalisyon hükümetinin kurulmasıdır. Ben Türkiye’nin geldiği bu durumda kutuplaşmanın gerilimin cepheleşmenin siyasi husumetin çok açık hale geldiği bir ortamda koalisyon hükümetini tek parti hükümetinden daha yararlı görüyorum. Çünkü bu cepheleşmenin giderilmesi lazım. Bu siyasi husumetin giderilmesi lazım. Bunun yolu da koalisyondan geçiyor. Mevcut partilerden herhangi birinin tek başına iktidar olması bir rövanşizme de sebep olabilir. Varsayalım CHP tek başına iktidara geldi. AK Parti iktidarında çok farklı birşey mi olacak? Sadece yönetenler değişecek. Ama koalisyon aynı zamanda bir dengedir. Toplumsal dengeleri de gözetir. Siyasal dengeleri de gözetir.” dedi.

İÇ SAVAŞI ÖNLEYİCİ HÜKÜMET FORMÜLÜ ANCAK KOALİSYONLA MÜMKÜN OLUR

Bugün toplum olarak bir koalisyona ihtiyaç olduğunun altını çizen Erdoğmuş, “Bizim bir siyasi uzlaşıya siyasi mutabakata ihtiyacımız var. Türkiye’nin içeride ve dışarıda kaybedilen prestijini bozulan imajını yeniden düzeltmek için bir koalisyona ihtiyacımız var. Komşularımızla yeniden barışın tesisi için iç savaşı önleyici tehditleri giderici bir hükümet formülü ancak koalisyonla mümkün olur. Bunu görmek lazım ve ben şahsen hükümetin hiçbir gerekçeyle kurulamamasını iddia etmenin doğru olduğunu düşünmüyorum.” diye ekledi.

EN DOĞRU KOALİSYON ADRESİ AK PARTİ - CHP KOALİSYONU

Bugün en yakın görülen koalisyon modelinin de AK Parti - CHP koalisyonu olduğunu vurgulayan Erdoğmuş, kendisinin de böyle bir koalisyondan yana olduğunu anlattı: “Her ne kadar tablo böyle bir iradeyi ortaya koymamış olsa da bugün geldiğimiz noktada siyasi krizi atlatmak için doğru bir koalisyon adresi olacağına da inanıyorum AK Parti - CHP koalisyonunun. Çünkü bizim dönemimizde de merhum Ecevit’in başbakanlığında DSP - ANAP ve MHP koalisyonu gerçekten sanıyorum Türkiye tarihi içerisinde en uyumlu uzlaşıyı en kolay sağlayan birlikte cepheleşmeden gerilime neden olmadan hükümeti götüren en numune bir koalisyon modelidir. Bugün de aynı koşullar var mı? Partiler açısından olmayabilir ama Türkiye yine aynı koşullarla karşı karşıya. Türkiye bir siyasi krizle karşı karşıya. Bir ekonomik krizle karşı karşıya. Türkiye bir savaşla karşı karşıya ve bu savaşın olmazsa olmaz sonuçlarından biri iç savaşla karşı karşıya. dolayısıyla bir CHP-AK Parti koalisyonunun bu tehlikeleri bertaraf edeceğini düşünüyorum. Sanıyorum kamuoyu da seçimden daha ziyade böyle bir hükümet modeli bekliyor.”