Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, tanınan teröristleri yakalayamayan devletin avukatlara saldırdığını söyledi.

Partisinin Edirne il başkanlığında bir basın toplantısı düzenleyen Öztrak, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin “İstanbul Adliyesi’nde avukatların polis zoruyla yaka paça dışarı atılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Öztrak, “Tanınan teröristleri yakalayamayan devlet, bizleri savunmakla görevli olan avukatlara saldırıyorlar.” cevabını verdi.

Eski polis müdürlerinin bu şahısları resimlerinden tanıdığını vurgulayan Öztrak, “Tanınan teröristler bunlar. Tanınan teröristlere yakalayamayan devlet bizleri savunmakla görevli olan avukatlara saldırıyorlar. Böyle bir şey olmaz. Bunu kabul etmek mümkün değil. Baştan itibaren söylüyorum. Bu memleketin en önemli sorunlarından bir tanesi güçlü bir kuvvetler ayrılığı ilkesinin sürekli yıpratılmasıdır. Dönemin başbakanı, şimdi ki cumhurbaşkanı o zaman da söylemiştir. Kuvvetler ayrılığı bizim ayağımıza bağdır. Zaten uçakta da ifade etmiş kaç zamandır avukatları arayarak adliyeye alınmasını düşünüyormuş. Allah Allah çok açıkça ifade edeyim. Türkiye bu kendisine yakışmayan manzaradan kurtulmak zorundadır. Herkes anayasada yazan çizgisine geri çekilmek zorundadır.” açıklamasını yaptı.

'DEVLET, TÜRKİYE CUMHURİYETİ SAVCISINI KORUYAMAMIŞTIR. NOKTA.'

“Türkiye’nin en korunaklı adliyesinde savcının şehit edilmesi ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan saldırı” ile ilgili bir soruyu da cevaplayan Öztrak, yaşanan manzaranın son derece ilginç olduğuna işaret etti. Savcının hayatına mal olan bu saldırıyı lanetlediğini vurgulayan Öztrak, insanların haklarını demokrasi çerçevesinde araması gerektiğini kaydetti.
“Hiçbir kimse, kimseyi öldürmemelidir” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı, hele hele yargı mensuplarına karşı yapılan bu girişimlerini masum görülmesinin mümkün olmadığının altını çizdi. Olayın peşinin bırakılmaması, faillerin, ucu nereye kadar giderse gitsin mutlaka yakalanması gerektiğini açıklayan Öztrak, şunları söyledi: “Bu olaydan sonra özel olsun mu olmasın mı tartışması başlatıldı. Arkasından avukatlar aranarak girsin mi girmesin mi tartışması başlatıldı. Ama kimse şunu sormuyor. Bu olay nasıl oldu? Savcının yaşamı korunmadan operasyondaki başarı düzeyi nedir?”

Çağdaş, demokrat bir Avrupa ülkesindeki gibi bir olayı açık gönüllülükle her yönüyle tartışma imkanı bulamadıklarından yakınan Öztrak, “Hemen bir suçlama faslıdır gidiyor. Siz öyle yaptınız böyle yaptınız? Yani bakın senaryo o kadar ilginç gelişiyor ki, buradaki muhalefet partilerine bulaştırılmak isteniyor. Muhalefet partileri eleştiriliyor. Burada eleştirilecek bir tek yer var. O da hükümet. Ve yönetim biçimidir. Türkiye Cumhuriyeti savcısını koruyamamışlardır nokta. Cumhuriyet savcısı neden koruyamamıştır. Bunun hesabını vermek durumundadırlar. Onu bunu suçlamak yerine. Cumhuriyet savcısı öldürülmüştür bu çok önemli bir olaydır. Şehit edilmiştir. Görevinin başında savcı İstanbul’un en büyük adliyesinde şehit ediliyor. Bu öyle hafife alınacak bir olay değildir. Bu tür olaylar yaşandığında ilgili bakanlar dünyanın her yerinde istifa eder. Herhangi bir bakanın istifa sesini duydunuz mu? Aksine çıkmışlar muhalefeti suçluyorlar. Memleketi siz yönetiyorsunuz. Memleketi doğru dürüst yönetilsin diye onlara oy verdi. Buna karşın sürekli otoriterleşiyorlar.” dedi.