Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya, “Bizim ortaya koyduğumuz hususlar, partimiz için, kendimiz için değil ülkemiz içindir, bunun bilinmesi lazım.” dedi.

Adana Milletvekilleri Muharrem Varlı ve Seyfettin Yılmaz birlikte teşkilatlara iftar veren Karakaya, koalisyon arayışları sürecinde partisinin ‘uzlaşmaz, dayatmacı’ olarak öne çıkarılmak istenmesine tepki göstererek, bunun doğru olmadığını söyledi.

Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin seçimden sonra ortaya koyduğu hassasiyetlerin, çizdiği çerçevenin güncelliğini koruduğunu vurgulayan Karakaya, şunları ifade etti: “Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. İçeride başka, milletimize başka konuşmuyoruz. Onların ‘Açılım’ dedikleri, bizim ise ‘çözülme’ dediğimiz sürecin bitmesini istiyoruz. Açılım süreci kapsamında HDP-PKK ile nasıl bir mutabakat yapıldı, Oslo’da, İmralı’da, Kandil’de yapılan gizli görüşmeler nedir; bunları millete anlatın diyoruz.” ifadelerini kullandı.

‘HDP’yi biz yok sayıyoruz’ derken, halkın iradesine söz söylemediklerini vurgulayan Mevlüt Karakaya, “HDP’nin terör örgütü ile arasına mesafe koymasını, hatta bunun muğlak değil mutlak olması gerektiğini söylüyoruz. Milli iradeyi bir terör örgütünün amaçlarına, hedeflerine ulaşma aracı olarak kullananlara karşı olduğumuzu söylüyoruz. Yani ülkemizin bütünlüğü adına duyduğumuz endişeyi dile getiriyoruz. Ülkenin bütünlüğünü savunuyoruz. Buna karşı çıkanlar, MHP’nin bir dayatması olarak görenler aslında terör örgütüne kapalı, dolaylı ve gizli bir biçimde destek vermekten başka bir şey yapmıyorlar.” dedi.

Karakaya devamla, “Yolsuzlukla ve rüşvetle alakalı 17-25 sürecinin açıklığa kavuşturulmasını, bu sürece katılanların, yolsuzluk ve rüşvete bulaşanların yargı önünde hesap vermesi gerektiğini söylüyoruz. Ayrıca Cumhurbaşkanının Anayasal sınırları içinde kalmasını, yasaları çiğnememesi gerektiğini ifade ediyoruz. Bütün bu hassasiyetlerimiz için bizi uzlaşmaz, dayatmacı göstermeye çalışıyorlar. MHP üzerinde psikolojik baskı kurmaya çalışıyorlar. Bunların hepsini alt alta yazıp baktığımızda Allah için hangisi dayatmadır. Aslında hiç biri şart bile değildir. Yani ne yapalım; ‘Hırsızlıkların üzeri itina ile kapatılır’ mı diyelim? Bunları yapanların yanına kâr mı kalsın diyelim? ‘Anayasaya uyulmasın, Yasama organını çiğneyelim, hukuk devleti olmanın temel niteliklerini yok sayılım’ mı diyelim? ‘Açılıma, bölünmeye devam’ mı diyelim?” şeklinde konuştu.