Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, "İmar kanunu ile ilgili çok ciddi bir çalışma yapıyoruz. Cillop gibi, eksiği olmayan, gediği olmayan bir imar kanunu üzerinde çalışıyoruz." dedi.

Bakan Güllüce, Uludağ Üniversitesi (UÜ) tarafından Prof. Dr. Mete Cengiz Salonu'nda düzenlenen '2. Bursa İnşaat Zirvesi'ne katıldı. Konuşmasında üniversitelerin proje kalitesi konusunda çalışmasını isteyen Güllüce, şöyle konuştu: "Bu alanda çok iyi değiliz. İnşaatçı, müteahhit arkadaşlarımız projenin angarya olduğunu, alın teriyle uğraşan mühendise mimara, ona verilen para havaya gidiyor bakışı vardır. Batılılar bunu eleştirirler. Bu konuda kafa yapımızı biraz değiştirmemiz lazım. İdeoloji yerliliktir. Yani her şeyin yerli olması ideolojimdir. Yerli müşavirliği güçlendirme konusunda benim bir çabam var. Bizim yerli müşavirlikler oluşturmamız nasıl olacak. El ele vererek, nasıl inşaat sektöründe dünya ikincisi olduksa, hatta ben birinci olabiliriz diye düşünüyorum. Çin var karşımızda ama biz yine birinci olabiliriz diye düşünüyorum. Dünyanın 250 büyük firmasından 42'si Türk olması çok güzeldir. Her geçen gün sayısı da artacaktır. Dünyada diğer yaptığımız işlerin de Türkiye'deki işlerin de müşavirliği konusunda kafa kafaya verip bu eksiğimizi giderelim."

'YEREL MİMARİ KONUSUNDA ÇOK İYİ DEĞİLİZ'

Yerel mimari konusunda Türkiye'nin iyi olmadığına dikkat çeken Güllüce, şöyle devam etti: "Üniversitelerimize iş düşüyor. Geçtiğimiz hafta Peru'ya gittim. Latin Amerika ülkelerinde müthiş bir konut açığı var. Bizim 1930'lı yıllarımızı yaşıyorlar. Müteahhitlerimizin oralara gitmesi lazım. Afrika öyle. Her büyükelçiye ben Tapu Kadastro'yu anlatırım. Bizim tapu kadastro mühendislerimizin çok iyi olduğunu söylerim ve size yardımcı olabiliriz diyorum. Biz şu an dünyanın en ileri teknolojisi ile haritalar yapıyoruz. 5-6 santim hatayla tüm Türkiye'nin kadastrosunu bitireceğiz inşallah. Bunun dışarıya açılmasını istiyorum. Biz gittiğimiz her ülkeye kazan-kazan mantığı ile gidiyoruz. Her şey bizim olsun size bir şey kalmasın demeyiz. Afrikalılar, 'beyaz adam geldi elimize kitap verdi, kaynaklarımızı aldı' diyor. 'Biz öyle değiliz, biz gelirsek siz de kazanırsınız, biz de kazanırız, bize öyle bakmayın' diyorum. Bu bizim erdemli halimizdir. Afrika ve Latin Amerika'da çok büyük boşluk var. İşadamlarımızın hedefini biraz büyütmemiz lazım. Sermayem yetmiyor diyen olabilir. Ben akıl verecek değilim, fikrimi söylüyorum: birkaç tane firma bir araya gelebilir. Bazı ülkelerde çok ciddi altyapı sıkıntısı var. Bizim İller Bankamız bir okuldur. Bütün Türkiye'deki altyapıyı yapmış, belediyelerin yandaşı, kardeşi olmuş, birlikte çalışmış. Bunun dışarıya pazarlanması ile ilgili çaba harcıyoruz. Kalkınma Bakanlığımızla birlikte müteahhitlerimize yol açmaya çalışıyoruz."

'VİYANA KAPILARINDA AKINCI BEYİ GİBİ HİSSEDİYORUM'

Geçtiğimiz günlerde Ankara'da açılışı yapılan Dioksin/Furan Analiz Laboratuvarı'nı hatırlatan Güllüce, "Geçenlerde bir laboratuvar açılışı yapıyoruz, mühendis arkadaşlarımız 'bundan dünyada 5 tane var' dedi. Ben müthiş gurur duydum. Yani dünyanın diye başlayan bir cümleyi düşünün. Böyle bir ülkenin bakanıyım diye düşündüm. Kendi adıma değil, ülkem adına, millet adına sevindim. Çünkü mahkeme kadıya kalmaz. Bugün varsınız yarın yoksunuz. Mesela, 'dünyanın en büyük havaalanı yapıyoruz' dediğimde kendimi Viyana kapılarında akıncı beyi gibi hissediyorum. Müthiş bir şey bu. Bardağın dolu tarafına baktığınızda, nereden geldiğime baktığımızda daha ileri dememiz lazım." diye konuştu.

"Çini yapamayan bir ülkeden, dünyanın en iyi ve en teknik gemisini yapan bir ülke olmuşuz" diyen Güllüce, şunları ekledi: "Türkiye bunlara doğru gidiyor. 150 yıl silah satın alamadığı için vatanını nasıl korurum diye korku yaşayan bir milletin çocuklarıyız. Altın ile silah alamamışız. Hitler girerse ne yaparız diye korkmuşuz. Ama şu an dünyanın en iyi teknolojisi ile silah, gemi yapıyoruz."

'TÜRKİYE'DE KONUT FAZLASI OLMAZ'

Yabancıya konut satışına da değinen Güllüce, sözlerini şöyle sürdürdü: "İmar planında bir sıkıntı varsa onun suçlusu bakanlık, belediyedir, ki öyle bir şey yok zaten. Konut fazlası diyorlar ama doğru değil. Türkiye'de konut fazlası olmaz, pazarlama problemi olabilir. İkisi aynı şey değil. Eski çekirdek aile yapısından şimdi modern aile yapısına geçtik. Evlendiği gün yeni bir eve gidiyor. Nüfusu genç bir ülkeyiz. Bunun nasıl karşılanacağını aslında düşünmemiz lazım. Deprem kuşağı üstündeyiz. Binalarımızın çok önemli bir kısmı, 6,5 milyon diyorlar, bence daha fazla, analiz yaptırıyoruz, 81 ile gideceğiz. Böyle bir ülkede konut fazlası nasıl olur. Böylesine riskli yapısı da olan bir ülkede. Yabancıya daire satma konusu, Türkiye satılıyor diyorlar. Yok öyle bir şey, bakış açımızı değiştirmemiz lazım. Almanya da bizim vatandaşlarımıza satış yaptı ama yerinde duruyor. Bir Fransız da gelsin bizden alsın. Yani daire aldı diye vatan bütünlüğümüz gidecekse biz ölelim. Azerbaycan'da iş yapmaya giden bir arkadaşımız imarla ilgili bir şey söylüyor, biz Türk firmasıyız deyince şu cevabı veriyorlar, 'sen bu binayı sırtına alıp Türkiye'ye mi götüreceksin'. Evet sırtına alıp götürecek hali yok. Artık bu bakış açımızı değiştirmemiz lazım. Keşke daha çok insan gelse de satın alsa."

Kurnaz müteahhitlerin önüne kesmeye çalıştıklarını belirten Güllüce, "Kurnazlıkla müteahhit olunmaz akılla olur. Okul olan bir firma olmalıyım diye bakmalıyız." ifadesini kullandı.

'RANTSAL DÖNÜŞÜM İLE İLGİLİ DOĞRU CÜMLELER KURULMALI'

Kentsel dönüşüm çalışmalarının 'rantsal dönüşüm' diye sunulduğunu vurgulayan Güllüce, şunları dile getirdi: "99 depreminde belediye başkanıydım. Kaç yüz ceset çıkarttım, kaç bina yaktım. Psikolojik tedavi gördüm. Deprem deyince 6 harf söylüyorsunuz, o kadar değil o. Türkiye deprem kuşağında mı, evet. İnşaat malzemelerimizin kahir ekseriyeti kalitesiz mi evet. Rant nerde burada oldu şimdi. Yok kardeşim ne alakası var, deprem yok, binalar sağlam, inşaat malzemeleri çok iyi, mühendislikler iyi diyorsan, o zaman nereden çıktı kentsel döşünüm diyorsan o zaman benim söyleyecek bir şeyim yok. Ben tartışmam o zaman. Ama Türkiye böyle. Gençler internete girin görün, o binaların nasıl göçtüğünü, karton kağıt gibi katlandığını görün. Çok komik bina tarzları var. Her bölgede onlarca örneği var. Zemin kartta 15-15 kolon iki demir var. Üst katta kolon 20'ye 20, demir sayısı 4. Ekonomi biraz iyileşmiş. En üst katta olması gereken sayıda kolon ve olması gereken sayıda demir. En altta hiç demir yok ama en üstte parası olunca var. Ama göç nedeniyle bir anda yapılaşma nedeniyle bu oldu. Niye yapmışlar diye yargılamak için söylemiyorum. O bina ayakta durur mu, durmaz. Bu rantsal dönüşüm ile ilgili herkesin doğru cümleler kullanması lazım."

'BEN İYİ BİR BAKANSAM İSTANBUL'DAKİ BİNALARI 2 KATA İNDİRMELİYMİŞİM'

Bir mimarın, İstanbul'da binaların 2 kata indirilmesi gerektiği yönünde fikir söylediğini kaydeden Güllüce, şunları ifade etti: "İstanbul'da iki kata indirilmeli binalar diyor bir mimar. Bütün binaları yıkıp, iyi bir bakansam 2 kata indirmem lazımmış. Bu bir temenni ise romansa sıkıntı yok. Kız kulesinin yanına oturup roman yazarsınız. Hatta katkı vereyim. Ama eğer gerçekleştirilecek bir şey diye anlatıyorsan bunu bana, o zaman sabahleyin baba işe gider, akşam işine dönerken, eve kaçta olacaksın diye sorarlar, '4,5 saatte' der. 'Niye' denince, 'Kızılcahamam'da oturuyorum da ondan' Şimdi İstanbul'un bir de Kızılcahamam'ı var. O yüzden kaça olacağını, kaç metrekare olacağı gibi bazı soruların cevabı olmayan temenniler romanlarda olur da teknik konularda konuşulmaz. Onlarca mektup yazıyorlar bana, hocalar da yazıyor. Yav tamam da bu nasıl uygulanabilir?"

'CİLLOP GİBİ BİR İMAR KANUNU YAPIYORUZ'

İmar kanunu konusunda da konuşan Güllüce, "Otopark yönetmeliği ile ilgili çok ciddi bir çalışma yapıyoruz. İmar kanunu ile ilgili çok ciddi bir çalışma yapıyoruz. Cillop gibi, eksiği olmayan, gediği olmayan bir imar kanunu üzerinde çalışıyoruz. Otopark ile ilgili Türkiye sıkıntılı. Bununla ilgili bir yönetmelik düşünüyoruz. Çevre ile ilgili, genel değerlerimiz olduğunu, kültürümüzde olduğunu, dünyada 1972'lerde fark edilmişken, biz binlerce yıllık ahlakımızla bizde olan bir şeydir." dedi.

Toplantıya, Vali Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, UÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek, ilçe belediye başkanları, sektör temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.