MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, internete 4 saatte sansür yetkisi veren torba yasanın AKP tarafından TBMM Genel Kurulu’na getirilmesini "AKP’li yetkililer ve başta Erdoğan ailesi kendileri ile ilgili yapılacak yayınlardan korkuyor." şeklinde değerlendirdi.

TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyen Günal, "Temel haklarla ilgili kişinin özgürlüğü ile ilgili bilgili gizliliği ile ilgil ibir takım düzenlemeler maalesef insanlara baskı kurmak amacıyla yeniden yeniden çıkarılıyor. Neden? Çünkü AKP yetkilileri ve başta Erdoğan ailesi kendileri ile ilgili yapılacak yayınlardan korkuyor. İşin özeti bu. Onun için de TİB’i bir baskı aracı olarak kullanarak insanlar üzerinde bu şekliyle bir an önce bizimle ilgili bir haber çıkarsa bunu kapatalım diyorlar. Onun için de anayasaya aykırı olduğunu bile bile iki defa iptal edilmiş hükmü üçüncü defa getirmekten çekinmiyorlar." diye konuştu.

TBMM Genel Kurulu’nda konuşulan bazı maddeler konusunda bilgi veren Günal, "YSK’nın seçimlerle ilgili denetleme yetkisini RTÜK’e aktaran bir madde vardı. Onu da çekeceklerini söylediler ama halen daha aşağıda biz bir takım şeylerin daha önce eklendiğini bildiğimiz için İç Tüzük’ün de iktidar tarafından çoğunluğuz biz diyerek dikkate alınmadığını bildiğimiz için endişelerimiz giderilmiş değil. Şimdilik kaydıyla gitti." dedi.

"TRT KAYNAKLARININ ANADOLU AJANSI ÜZERİNDEN BİR TAKIM ŞİRKETLERE VERİLMESİ MÜMKÜN HALE GELİYOR"

Ama hala çekilmeyen maddeler olduğunu belirten Günal, bunlardan birinin de Anadolu Ajansı ve TRT’yi ilgilendirdiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: "TRT’nin Anadolu Ajansı’na doğrudan ihalesiz diyeceğiz artık doğrudan temin yoluyla para aktarmasının yolunu açan bir madde dün tartıştık. 3 saate yakın tartışmamıza rağmen AA yetkilileri bir türlü gelmedi bilgi vermedi. TRT Genel Müdür Yardımcısının söylediği ise ‘biz bazı planlamaları yaptık bazı projeleri hayata geçireceğiz. Onun için kamu ihale mevzuatından istisna tutularak bunu yapmak istiyoruz. Peki ne yapacaksınız diyoruz. 7,7 milyon şu an itibariyle zaten doğrudan alım hakkı var. 7,7 milyon. Sorduk daha sonra. Bir takım gerçekleri öğrendik ki toplam geliri zaten 28 milyon. Yani toplam gelirinden fazla bir kaynak aktarılacak. Burada iki şey aklımıza geliyor. Birincisi; ilgili hazine yetkilisinin açıklaması sonrası öğrendik. 105 milyon şu anda zarar eden bir kuruluş. Anonim şirkete dönüştürülmüştü biliyorsunuz Anadolu Ajansı. Daha önce de defalarca hem gensoru da hem soru önergesinde bunları dile getirdik. 105 milyon zarar ediyor anonim şirket. E peki ne olacak? Demek ki birinci aşama bunun kapatılması için doğrudan para aktarılacak. Peki o paralar nereye gidecek? O kadar paranın karşılığında nasıl hizmet alınacak? Sayın Genel Müdür Yardımcısına sorduk. En fazla yıllık ücret ödediğiniz abonelik nedir? En fazla ne ödenmiştir? 2 nokta küsür milyon. Yurt dışına baktık hiç öyle büyük abonelikte büyük uluslararası ajanslarda dahi yok. Yani böyle bir şeyin uygulaması yok. Bunun arkasında bir bit yeniği var dedik. Burada bir takım yandaş firmalara daha önce TRT’de nasıl dış yapımlar aracılığıyla kaynaklar aktarıldıysa toptan Anadolu Ajansı’na verilip sonra bir takım şirketlere verilmesi mümkün hale getiriliyor. Bu maddenin çıkarılmasını istedik ama talebimiz dikkate alınmadı."

"SPK KANUNU, KİRLİ BİR REKABETİN ÖNÜNÜ AÇACAK"

Dün gece ayrıca çok çarpıcı başka bir madde daha görüştüklerini belirten MHP Milletvekili, "Burada özel olarak bakıldığı zaman Bank Asya ile ilgili davaları etkileyen o konuda yapılan tartışmaları etkisizleştirecek bir düzenleme geliyor. SPK kanununda yapılan bir düzenleme ama burada nasıl ki makul şüpheden somut delile somut delilden makul şüpheye diye sürekli geçişler olduysa burada da doğrudan menfaat temin etme eklenerek daha önce Banka Asya ile ilgili çıkarılan dedikodular bunları yapanlar ve yayanlar özellikle yayanlar açısından doğrudan menfaat temin etme şartı aranıyor. Sizin bir gazeteniz ya da televizyonunuz var. Başka hiçbir işle uğraşmıyorsunuz. Ama birileri geliyor size bir şirket ya da banka sahibi olarak. Birşeyler söylüyor siz de onu yayıyorsunuz. Sizin bir menfaatiniz var mı? Eğer ondan para aldığınız açıklanmıyorsa doğrudan bir menfaatiniz yok. Ne olacak bu kanunla? Hem devam eden davalar var bu konuda. Bu banka batmıştır bu banka batıktır diyenler ve bunu yayan medya organları cezasız kalacak. Daha vahimini söyleyeyim. Bununla sadece Bank Asya’yı hedeflemiş olsalar ayrı bir durum değerlendirmesi yapılabilir ama çok net bir şey söyleyeyim. Spor kulüplerinin bazıları anonim şirket mi? Evet. Halka açıkmı? Evet. Peki bir spor gazetesi kalksa, örneğin Fenerbahçe ile uğraşıyorlar, Aziz Yıldırım ile İsmail Kartal kavga etti dese ve bunu da yaysalar, Fenerbahçe’nin hisseleri dip yapsa, kanun bu şekilde geçtiği zaman ne söyleyenden ne de yayandan hesap soramazsınız. Ceza muğlak hale getiriliyor. Aynen daha önce başka soruşturmalarda olduğu gibi. Eğer bu haliyle çıkarsa bu söylediğim gerçek olduğu zaman kimseyi cezalandırmanız bu şartlarda mümkün değil. Çünkü ben spor medyasıyım. Duydum haberi yazdım, dedikoduydu yazdım diyecek. Bu SPK kanununda cezayı ona uygulamayacaksınız. Ancak Basın Konseyi bir kınama yapar, işte tekzip yayınlanır falan filan. Başka birşey olmaz. Dolayısıyla bu maddede gerçekten yarın bir cadı avına dönüşebilecek ve herkesin birbirine bu acımasız rekabet ortamında başka şirketleri karalamasına imkan sağlayacak kirli bir rekabetin önünü açacak bir düzenlemedir diyorum." şeklinde konuştu.

"ŞEHİTLERE BİLE SAYGI KALMAMIŞ"

Ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Günal’a, Çanakkale’de şehit topraklarına AVM yapılacak düzenlemelerin geçtiğine ilişkin haberler soruldu. Günal, "Aceleden ne yaptıklarını bilmiyorlar. AVM her taraf sarmış zaten. Ama Çanakkale gibi bir yere oraya bile AVM mantığı ile bakarsa biz artık buna birşey demiyoruz. Ne kanuna saygı kalmış, ne şehitlere saygı kalmış. Ne TBMM’ye saygı kalmış. Ne de kendilerine saygı kalmış." diye cevapladı.

ERDOĞAN AİLESİ KENDİLERİ HAKKINDA YAPILACAK YAYINLARDAN KORKUYOR

Günal’a ayrıca AK Parti tarafından dün TBMM’ye getirilen ve internete 4 saatte sansür yetkisi veren torba yasa soruldu. Günal’ın cevabı ise şu şekilde oldu: "Bu birinci defa değil daha önce de yapıldı. Muhalefet şerhimizde de var. O konuda yukarıda da çok sık şekilde eleştirdik. O düzenleme daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Henüz Cumhurbaşkanı’ndayken o zamanın ulaştırma bakanı ile yapılan karşılıklı görüşme sonucunda bakanın açıklamasının ardından akşam 20.30 civarında yeniden henüz daha cumhurbaşkanındayken o maddede değişiklik yapılmıştı hatırlarsanız. Aynı düzenleme Abdullah Gül gitti iş bitti ortaklık bozuldu şimdi biz bunu yeniden getirelim. Ama bu arada 2014 galiba ekim ayında olması lazım AYM yine benzer düzenlemeyi iptal etti. Yeniden daha geniş bir şekilde buraya getirildi. Temel haklarla ilgili kişinin özgürlüğü ile ilgili bilgili gizliliği ile ilgili bir takım düzenlemeler maalesef insanlara baskı kurmak amacıyla yeniden yeniden çıkarılıyor. Neden? Çünkü AKP yetkilileri ve başta Erdoğan ailesi kendileri ile ilgili yapılacak yayınlardan korkuyor. İşin özeti bu. Onun için de TİB’i bir baskı aracı olarak kullanarak insanlar üzerinde bu şekliyle bir an önce bizimle ilgili bir haber çıkarsa bunu kapatalım diyorlar. Onun için de anayasaya aykırı olduğunu bile bile iki defa iptal edilmiş hükmü üçüncü defa getirmekten çekinmiyorlar. Onun için diyorum zaten yargının yerine de Meclis kullanılıyor. Daha doğrusu parmak çoğunluğu kullanılıyor. Meclis demeyelim Meclis’in yine de bir tüzel kişiliği var. Her ne kadar Başkanmış gibi yapsa da arkadaşlarımız parmaklarını kaldırıp Yüce Divan’a gitmesi gereken bakanları aklasa da meclisin yine de tüzel kişiliği var. En azından ona saygımızı koruma açısından onu söyleyeyim ama Meclis maalesef bir yargı kararlarını üst yargı kararlarını Danıştay’ın AYM’nin Yargıtay’ın kararlarını geçersiz hale getirme devam eden davaları düşürme makamı halinde maalesef AKP tarafından getirilmiş durumda."