HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AK Parti'deki bazı yetkililerin, eğer çözüm ve barış konusunda yeniden çaba sarf etmek istiyorlarsa daha ciddi rol üstlenmelerini, öne çıkmalarını özellikle rica ettiklerini söyledi. “Biz, ülkemizi birilerinin hırsı için feda edemeyiz.” diyen Demirtaş, “Toplumumuzun huzurunu, barışını, gençlerin canını birilerinin hırsı için feda edemeyiz. CHP'de de AKP'de de barış isteyen herkesin sesi yükselmelidir. Parlamento'ya niye gittik biz? Halk bizi niye seçti? CHP'li, AKP'li miletvekilleri halk size, bize oy verirken savaş çıksın da insanlar birbirini öldürsün diye mi oy verdi? Parlamenterler olarak sesimizi yükseltmeliyiz. Bakın, ben, açık çağrı yapıyorum. Karşılıklı çatışmasızlık, karşılıklı, derhal silahlar durmalı. Bunu AKP'de de CHP'de de söyleyebilecek çok sayıda insan var, miletvekili var, biliyorum. Hep birlikte sesimizi yükseltelim. Partiler üstü bir barış duruşu sergileyelim. Toplumun bu barış isteğini öne çıkaralım. Bakın ondan sonra bazı işler daha kolay olacak.” şeklinde konuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş başkanlığında, aralarında MYK üyeleri ve milletvekillerinin de bulunduğu heyet, Halkevleri Genel Başkanı Sayın Oya Ersoy'u Halkevleri Genel Merkezi'nde ziyaret etti. Bir gazetecinin, “Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, ‘HDP çözüm sürecini feda etti. Öcalan’ın imkanı olsa sopa ile kovalar HDP’lileri. Dolmabahçe'de okunan bir mutabakat değil onlar Öcalan’ın çağrısını okudu, ben de hükümetin görüşlerini ifade ettim’ dedi. Nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna Demirtaş, “Barış yapmak, barış inşa etmek kurmak kolay bir iş değil. Evet zorlu süreçlerdir. Halk barış ister, barış her yerde halkın temel arzusudur. Nereye giderseniz gidin yurttaşlarımız bütün bu ölümlerden, eylemlerden, silahlardan rahatsızdır. Fakat halkın bu barış hakkını, isteğini siyasette kurucu bir unsur olarak hayata geçirmek cesaret ister. Siyasetteki cesaret şudur: Koltuklarınızdan vazgeçebiliyor musunuz? Halk için halkın hakkı halkın hukuku için koltuklarınızdan vazgeçebiliyor musunuz? İkincisi; yeri geldiğinde canınızdan vazgeçebiliyor musunuz? halkınız için. Bunu yapan siyasetçiler ancak barış kurabilirler. Aksi takdirde koltuk sevdasına, makam hırsına kapılmış olanlar, siyasette sınırsız bir güç, sınırsız para, sınırsız bir rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık batağına bulaşmış olan zihniyetler barışın ne kadar kıymetli olduğunu anlayamazlar. Ben polemiğe girmek istemiyorum. Kendi düşünceleridir. Kendisi aynı zamanda Dolmabahçe mutabakatı okunurken orada oturan bakanlardan biridir. Açıklamayı da kendisi yapmıştır. İsmi Dolmabahçe mutabakatıdır. Niye ismi mutabakattır, o zaman birbirimizi suçlayarak, birbirimizi zan altında bırakarak hiçbir yere varamayız. Bizim yeniden çok hızlı derhal karşılıklı çatışmasızlık ve yeniden diyalog müzakere sürecine dönüş koşullarını yaratmamız lazım. Bu ülkenin evlatları yaşamını yitiriyor. Gençlerimiz ölüyorlar, asker polis, gerilla sivil bunların hepsi bu toplumun insanları bizim kardeşlerimiz. Bir an önce karşılıklı silahların susacağı basıncı, demokratik bir basıncı yaratmamız lazım. Bunun için çaba sarfeden her siyasetçi ile biz birlikte hareket etmeye hazırız. Hangi partiden olursa olsun. Siyasi kimliği ne olursa olsun. Ben, barış için kardeşim elimi taşın altına koymaya hazırım, şu silahları tekrar bir daha susturalım, öncelikle karşılıklı silahlar sussun, ölümleri durduralım. En acil olan budur. Biz konuşurken insanlar ölüyorsa konuşmamızın ne anlamı var. Onun için herkes biraz daha sağduyu ile hareket etmeli. Barış dili kullanmalı. Bu zor günlerle, bu sıkıntılı zahmetli günlerde bunları aşabilmenin yolu siyasette birbirini suçlama değildir. Ben kimseyi suçlamak, zan altında bırakmak için o açıklamayı yapmadım. Zorlu barış müzakereleri süreçlerinde de birbirini suçlama üzerine güven oluşturulamaz. Ortada bir güvensizlik var, ciddi bir güvensizlik var. Bunu aşmak için ben özellikle AKP'deki bazı yetkililer, eğer çözüm ve barış konusunda yeniden çaba sarfetmek istiyorlarsa daha ciddi rol üstlenmelerini, öne çıkmalarını özellikle rica ediyorum. Biz, ülkemizi birilerinin hırsı için feda edemeyiz. Toplumumuzun huzurunu, barışını, gençlerin canını birilerinin hırsı için feda edemeyiz. CHP'de, AK Parti'de barış isteyen herkesin sesi yükselmelidir. Parlamento'ya niye gittik biz? Halk bizi niye seçti? CHP'li AKP'li miletvekilleri halk size, bize oy verirken savaş çıksın da insanlar birbirini öldürsün diye mi oy verdi? Parlamenterler olarak sesimizi yükseltmeliyiz. Bakın, ben, açık çağrı yapıyorum. Karşılıklı çatışmasızlık, karşılıklı, derhal silahlar durmalı. Bunu AK Parti'de, CHP'de söyleyebilecek çok sayıda insan var, miletvekili var, biliyorum. Hep birlikte sesimizi yükseltelim. Partiler üstü bir barış duruşu sergileyelim. Toplumun bu barış isteğini öne çıkaralım. Bakın ondan sonra bazı işler daha kolay olacak. Zorlaştırmayalım, kolaylaştıralım. Bizim görevimiz bu. Biz, kendimizi böyle bir misyon sahibi olarak görüyoruz ve barış sesimizi yükselteceğiz ve heryerde yükselteceğiz. Hangi partiden olursa olsun insanlarımız barış arzuluyorsa parti ayrımı gözetmeksizin ben yurttaşlarımızdan el ele tutuşmalarını, barış için gönül gönüle bu ülkede huzur içerisinde birlikte yaşayacağız mesajını vermelerini özellikle rica ediyorum. Yukarıdan kışkırtıyorlar, hedef gösteriyorlar. Aldanmayın bunlara. Sizler, kardeşsiniz, bizler kardeşiz. Bu topraklarda bir arada yaşayacağız ve bunu birilerinin saltanatı, birilerinin tek başına bu ülkeyi yönetme hevesine feda etmeyeceğimizi de her gün daha fazla sesimizi yükselterek göstermek durumundayız diye düşünüyorum.” cevabını verdi.

"550 MİLLETVEKİLİ TIPIŞ TIPIŞ GİDELİM, HEP BİRLİKTE DOKUNULMAZLIĞIMIZI KALDIRALIM"

Başka bir gazetecinin, “Dokunulmazlıklarla ilgili adım atma kararı almıştınız. Dilekçeler Meclis'e sunulacak mı? Nasıl bir yol haritası izleyeceksiniz?” sorusuna Demirtaş şu karşılığı verdi: “Arkadaşlarımız, dün hazırladılar, bugün herhalde verirler. Dokunulmaz konusundaki düşüncelerimiz belli. Seçim beyannamemiz, parti programımız okunursa orada biz dokunulmazlıkların tümden kaldırılmasını zaten savunuyoruz. Yurttaştan daha fazla niye dokunulmazlığımız olsun ki. Söylediğimiz sözler, kürsü dokunulumazlığı dışında ifade özgürlüğü dışında milletvekillerine dokunulmazlık gerekmez. Biz, ona ihtiyaç duymuyoruz. Hırsızlık mı yaptık, derhal yargılanmalıyız. Yolsuzluk mu yaptık, derhal yargılanmalıyız. Vatandaşın parasını mı çaldık, darhal yargılanmamız gerekiyor. Ne dokunulmazlığı? Biz, dokunulmazlık zırhını falan istemiyoruz ama öyle ayrımcılık yaparak da değil. 550 milletvekili tıpış tıpış gidelim hep birlikte dokunulmazlığımızı kaldıralım. Biz, evet oyu vereceğiz. Kendine güvenen hodri meydan. Dokunulmazlığımızı kaldıralım. Bak, yargı da onların elinde. Buna rağmen biz yargılanmaktan korkmuyoruz. İçimiz rahat. Eğer kendinden şüphesi yoksa milletvekillerinin Sayın Davutoğlu başta olmak üzere hep birlikte dokunulmazlıkları kaldıralım, maddeyi değiştirelim. Herkes rahat etsin.”

Başka bir gazetecinin, “Kılıçdaroğlu ile bir görüşme niyetinde olduğunuza dair bilgiler var böyle bir girişiminiz var mı?” sorusu üzerine Demirtaş, “Bir girişimimiz yok ama ben eş başkanımızla birlikte Kılıçdaroğlu ile birlikte başka parti yetkilileri ile bir araya gelip ülkenin içinde bulunduğu durumu değerlendirebiliriz diye düşünüyorum. Diyaloğa kapalı değiliz, Kılıçdaroğlu’nun da kapalı olacağını düşünmüyorum, böyle bir ihtiyaç doğabilir. Önümüzdeki günlerde tabiki bir araya gelmek gerekir. İçinden geçtiğimiz süreçte karşılıklı bilgilendirme ve karşılıklı neler yapabiliriz mevzusunu enine boyuna tartışmakta fayda var.” şeklinde konuştu.