Halkların Demokratik Partisi’nin akademik kökenli milletvekilleri, Mardin Artuklu Üniversitesi’nde rektörlük makamı tarafından farklı bölümlerde görev yapmakta olan 14 uluslararası öğretim üyesinin görevlerine son verilmesine tepki gösterdi. HDP milletvekilleri Mithat Sancar, Hişyar Özsoy, Mahmut Toğrul ve Sezai Temelli, Meclis’te bir basın toplantısı düzenleyerek konunun takipçisi olacaklarını belirttiler.

İlk olarak söz alan HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, “Mardin Artuklu Üniversitesi’nde bir süredir devam etmekte olan politikanın bir uzantısı olarak son 14 yabancı uyruklu ya da uluslararası diye nitelendirilen öğretim üyesinin sözleşmesi feshedildi. Bu öğretim üyelerinin epeyce bir kısmı Avrupa ülkelerinin vatandaşları. 5 tane Kürt var bir tane de Arap var içlerinde.” dedi.

ÜNİVERSİTENİN BÖLGEYE AÇILAN KANALLARI VAR

Ardından da “Mardin Artuklu Üniversitesi çoğulcu bir yapıyla bölgede özellikle diller konusunda uluslararası düzeyde saygı ve kabul gören bir yapılanma içine girmişti. Çok çeşitli insanların katkılarıyla üniversite kentin kimliğine uygun, çoğulcu, demokratik bir ortam yaratmayı mümkün kılacak bir altyapı oluşturmuştu. Uluslararası öğretim elemanları da bu yapının tamamlayıcı, zenginleştirici bir unsuru oldu her zaman. Belki de Türkiye’de kapasitesiyle kıyaslarsanız gidiş gelişler sirkülasyon açısından en zengin uluslararası öğretim elemanı istihdamının olduğu üniversiteydi. Hem Mardin’e hem bölgeye hem Türkiye’ye hem de Ortadoğu’ya açılan kanalları var.” ifadelerini kullandı.

KÜRDOLOJİ BÖLÜMÜNÜN FAZLA GELİŞTİĞİ TESPİTİ YAPMIŞLAR

Son bir yıldır yeni bir planın devreye sokulduğunun anlaşıldığını iddia eden Sancar, “Kürdoloji bölümünün fazla geliştiği gibi muhtemelen bir tespit yapmışlardır. Buranın kontrol dışına çıkmakta olduğu, fazla çoğulcı hale geldiği fazla demokratik ruh ürettiği gibi bir kaygı bir huzursuzluk yaşamaya başladığı belli çevrelerin anlaşılıyor. Mardin Artuklu Üniversitesi bir operasyon merkezi olarak seçildi. 14 tane uluslararası öğretim elemanı kurallara aykırı bir şekilde görevden uzaklaştırılıyor. Daha doğrusu sözleşmeleri daha bitmeye çok varken sonlandırılıyor.” şeklinde konuştu.

ÖZSOY: IRKÇI VE YABANCI DÜŞMANI BİR ADIM

Sancar’ın ardından söz alan HDP Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy da üniversitede Kürdoloji alanında çok ciddi çalışmalar yapıldığını vurguladı. Özsoy, “Kendi içerisinde birçok aksaklık sorun politik çekişme olsa da yine de Mardin Artuklu Üniversitesi bir açılım sürecinde ortaya çıkmıştı. Bölgede resmi ideolojinin dışından çok dille eğitim yapan biraz daha içeren bir eğitim siyaseti vardı. Bunun için de dünyada kabul gördü. Ciddi anlamda dışarıda eğitim görmüş dünyanın en iyi üniversitelerinde eğitim görmüş akademisyenleri transfer etmeyi başardılar. Bir çekim merkezi olmuştu bölgede. Tam da bu uluslararasılaşma konsepti varken üniversitenin, dünyanın en iyi üniversitelerinden gelen akademisyenlerini hiçbir yasal gerekçe gösterilmeden çıkarılmalarını gayet ırkçı, yabancı düşmanı, ve kadın düşmanı, 8 tanesi kadın, ilginç bir durum söz konusu.” dedi.

ÜNİVERSİTEYİ KÜÇÜLTÜP KONTROL ALTINA ALMAYA ÇALIŞIYORLAR

Geçen seneden beri yapılan bazı operasyonlar olduğunu hatırlatan Hişyar Özsoy, “Biliyorsunuz yolsuzluk operasyonu dediler. Hiç kimseye hiçbir şey olmadı. Somut suçlama da olmadı. Süreç askıya alındı. Ama o operasyon çerçevesinde üniversitenin yönetimini değiştirdiler. O günden bu yana sürekli olarak terfi yaptırmam işten atma gibi son derece sistemli bir şekilde Mardin Artuklu Üniversitesi’ni küçültüp kontrol altına almaya çalışıyorlar.” şeklinde konuştu.

Bu tür işleri yapan arkasında olan insanları “akademik anlamda kifayetsiz insanlar” olarak niteleyen HDP Gaziantep milletvekili, “Columbia Üniversitesi’nden YÖK’ün onayıyla bu insanlar gelmiş.” diye ekledi.

AKADEMİK ALANI POLİTİZE ETMENİN FAYDASI YOK

Özsoy, son olarak “Bunun peşini bırakmayacağız. Akademik alanı bu kadar politize etmenin kimseye faydası yok. Akademik konvansiyonlar belli. Bir insanı işten çıkarırsanız siz daha önceden haber verirsiniz bu insanlara. En azından bir sonraki akademik yılda iş başvurusu yapabilsinler. Bir yıl önceden uyarırsınız. MArt ayında bir toplantı yapılıyor ve yabancı uyruklu personele garantiler veriliyorlar. Şu an kaba tabirle cıs cıbıldak ortada kalmışlar. Böylesine de usulsüz bir durum var.” vurgusunda bulundu.

BU ARTUKLUYU BÖLGE ÜNİVERSİTELERİNE BENZETME ÇABASI

Özsoy’un ardından konuşan HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul ise gelişmeyi “Bu Mardin Artuklu’yu diğer bölge üniversitelerine benzetme operasyonudur.” diye değerlendirdi. Toğrul, “Diğer bölge üniversitelerinin her biri bir cemaat grubuna tahvil edilmiş ve her biri bir cemaat grubunun üniversitesine dönüştürülmüş durumda. O cemaatlerin dışında bir gruba dahil olsanız bile başka cemaate dahil olsanız bile asla orada kadro bulamazsınız. İlanlar kişiye özgüdür. Akademik koşullar ve kurallara uygun değildir. Önce kişi tespit ediliyor, kişi uygunsa ona uygun kadro tahsis ediliyor. Artuklu’da yapılan şey, bölgedeki diğer üniversitelerin yaşadığı duruma Artukluyu benzetme çabasıdır.” ifadelerini kullandı.

Mahmut Toğrul, “Bölgedeki üniversitelerin hepsi orada yükselen Kürt siyasi muhalefetine karşı bir alternatif üretme kalesine dönüştürülmüş durumdadır. Artuklu’yu da bunun dışında gördükleri için operasyonu Artuklu üzerinden yaparak onu da bölgenin diğer üniversitelerine benzetmeye çalışıyorlar. Bu gidişata 'dur' demek zorundayız. Akademinin arkasında duracağız.” şeklinde konuştu.

SINIRA ASKER SEVKIYATI DEĞİL BİLİMSEL ÇALIŞMALARIN ÇOĞALMASINI İSTİYORUZ

Son olarak söz alan HDP İstanbul milletvekili Sezai Temelli de şu değerlendirmeyi yaptı: “Çok kısaca bir fotoğrafa dikkatinizi çekmek istiyorum. Mardin Artuklu Üniversitesi’nde akademisyen arkadaşlarımızın işine son verilirken, bu fotoğrafın yanın da bugün gördüğümüz fotoğraf sınıra asker sevkiyatıdır. Bu iki fotoğrafı birlikte izlediğinizde aslıda bugünkü siyasetin, bugünkü iktidarın zihniyet yapısını çok açık görmekteyiz. Biz sınıra asker sevkiyatı değil sınırda bu bilimsel çalışmaların çoğalması yönünde bir hayatın gerçekleşmesini istiyoruz.”

Üniversitedeki 14 yabancı öğretim görevlisinin görevlerine, sayıları YÖK’ün ayırdığı kontenjandan fazla olduğu gerekçesi ile üniversite yönetimi tarafından son verilmişti.