Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, Türkiye’de sağlıklı bir seçimin önündeki en büyük engelin bizatihi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı’nın anayasadaki tarafsızlık rolüne sığmayacak, tarafsızlık rolü ve konumuyla bağdaşmayacak yaklaşımları olduğunu belirten Bilgen, “Kamplaştırıcı dili, itham edici tarzı, bir partiye doğrudan doğruya oy istemekteki ısrarı, seçim ve sandık güvenliğinin doğrudan doğruya sağlıklı bir biçimde iradenin parlamentoda temsilini engellemenin önündeki en ciddi engellerden birisidir.” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, partisinin genel merkezinde seçim çalışmaları ile ilgili basın toplantısı düzenledi. 7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan iradenin yok sayılmış olmasının, uzlaşma çağrısının ülkeyi birlikte yönetme beklentisinin görmezlikten gelinmesinin son derece önemli olduğunu kaydeden Bilgen, “Özellikle de 7 Haziran’ın hemen arkasından 10 gün sonra YSK başkanının bu seçimler şeffaf ve güvenli bir biçimde yapıldı açıklamasına rağmen 7 Haziran seçimlerinden sonra ciddi hiçbir itiraz ve başvuru AKP’yi temsilciler tarafından yapılmamış olmasına rağmen temmuz ayından itibaren artık koalisyon kurulmayı engelleme kararlılığı netleşince, yeniden 7 Haziran’ı tartışılır kılmak, 7 Haziran sonuçlarını içine sindirememek ve yenilginin başarısızlığın sebepleri bir takım spekülasyonlarla ve HDP’yi itham eden açıklamalarla geçiştirme hevesidir bu gün ki tartışmaların sebebi.” diye konuştu.

HDP’nin yüzde 100 oy aldığı sandıklardaki toplam oy sayısının 50 bin civarında olduğunu ifade eden Bilgen, “Yani bütün bu kopan fırtına bütün spekülasyon itham, 7 Haziran sonuçlarıyla ilgili şaibe varmış algısı oluşturmanın ifade ettiği toplam oy 50 bin civarında. Bizde tersine dönüp soruyoruz yaklaşık 24 bin sandıkta HDP’ye hiç oy çıkmadı ve oyların hepsinde AKP birinci partiydi. 24 bin sandıkta HDP’yi hiç oy çıkmamış olması normal bir durum mu? Bu seçimlerde özellikle bütün duyarlı yurttaşlarımızı, barış ve demokrasi beklentisi olanları ve seçmenin iradesine saygılı olan ve büyük zorluklarla elde edilmiş her bir oyu korumak için herkesi sandık kurullarında görev almaya ve sorumluluk üstlenmeye çağırıyoruz.” şeklinde konuştu.

'SANDIKLARIN BİRLEŞTİRİLMESİ İÇİN ŞİMDİDEN GİRİŞİMLERE BAŞLANMIŞ'

Seçimin her halükarda yapılmasını özellikle de sağlıklı biçimde yapılmasının altını çizmek istediklerini ifade eden Bilgen, “Şu anda Diyadin, Antep’te farklı yerler ve bugünde aldığımız bilgilere göre girişimlere başlanmış. Kimi şehirlerde muhtarlardan dilekçeler toplatarak ulaşım imkanı olmadığına dair, güvenli olunmadığına dair o bölgenin ve yolların güvenli olmadığına dair, hatta hatta bazı yerlerde o tarihte kar yağacağı iddiası ile yani şimdiden meteorolojinin 1 Kasım’a dair öngörü ve duyarlılığı ile zaten yaşama imkanları son derece zor ve oldukça ağır olan insanların oy kullanamayacağı kaygısıyla sandıkların merkezi yerlerde kurulması, sandık birleştirme yoluna gidilmesine dair girişimler başlamış durumda. Biz Cumhurbaşkanı muhtarlarla neden bu kadar içli dışlı olduğunu ve neden fiilen muhtarlar üzerinden bir seçim kampanyası yürütmeye çalıştığını daha iyi anlıyoruz. AGİT’in Türkiye ile ilgili değerlendirmeleri de gösteriyor ki, Türkiye’de sağlıklı bir seçimin önündeki en büyük engel bizatihi Cumhurbaşkanının kendisidir. Cumhurbaşkanının anayasadaki tarafsızlık rolüne sığmayacak, tarafsızlık rolü ve konumuyla bağdaşmayacak yaklaşımları, kamplaştırıcı dili itham edici tarzı bir partiye doğrudan doğruya oy istemekteki ısrarı seçim ve sandık güvenliğinin doğrudan doğruya sağlıklı bir biçimde iradenin parlamentoda temsilini engellemenin önündeki en ciddi engellerden birisidir.” açıklamasında bulundu.

10 İLDE MİTİNG 20 ŞEHİRDE KİTLESEL ETKİNLİK ORGANİZE EDİLECEK

Listelerin kesinleşmesinin ardından 2 Ekim’de seçim beyannamesini hazırlayıp kamuoyuyla paylaşacaklarını kaydeden Bilgen, “O tarihe kadar tüm teknik hazırlıklarımızı, seçimlerde kullanacağımız sloganları müziğimizi de netleştirmiş olacağız. 10 büyük ilde miting düzenleyeceğiz. 20 civarında şehirde de kitlesel etkinlikler organize edeceğiz. Bizim açımızdan bu seçim aslında demokrasinin kurumsallaşması ya da sinsi darbe alışkanlıklarının meşrulaşması açısından bir yol ayrımıdır. 1 Kasım'ın önemi değeri budur. Hem son derece ciddi bir hazırlık, çalışma yürüteceğiz, göz dağı ile korkutma ile tabelalarımızı indirerek, binalarımızı yakarak, bizi demokrasi mücadelesinden, barış mücadelesinden ve siyasal çözümden vazgeçirmeye dair girişimlere, çabalara, arayışlara gereken dersi 1 Kasım’da vereceğiz.” dedi.