CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, hiçbir dönemde siyasi niteliği olan, vasfı olan hiçbir adalet bakanının yapmadığı hukuksuzlukların tarafsız diye geçinen bugünün Adalet Bakanı Kenan İpek tarafından yapıldığını söyledi. Hiçbir adalet bakanı döneminde 4 tane yargıcın, suçu soruşturdukları için, suç delillerini elde edebilmek için, terör örgütlerine silah gönderdikleri için, MİT TIR'larını durdurdukları için Cumhuriyet savcılarının cezaevine atılmadığını belirten Tanal, “Hiçbir dönemde yargıçlar verdiği kararlardan dolayı cezaevine atılmadı. Hiçbir dönemde savunması alınmadan haberi olmadan kendilerinin yaptıkları sınav ve mülakattan dolayı sınavını kazanan çocuklar ve 37 kişinin tekrar açığa alınması hiçbir dönemde olmadı. Siyasi niteliği, vasfı olan adalet bakanlığı döneminde olmadı, bağımsızım diyen, tarafsızım diyen Adalet Bakanı Kenan İpek döneminde oldu. Gerçekten bu da Türk hukuk tarihine geçen kara bir lekedir.” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, HSYK tarafından 37 yargıcın kopya gerekçesiyle mesleğe kabul kararlarının geri alınmasına ilişkin TBMM’de basın toplantısı yaptı. Son günlerde HSYK’nın faaliyetlerinin Avrupa’da birçok kurumun Türkiye’de yargı bağımsızlığının çürüdüğü, çöktüğü açıklamalarının yapıldığını belirten Tanal, “Adeta 'nasıl bir polis devleti yaratıldı ise ayna zamanda bir siyasi iktidarın yargıçları yaratıldı' açıklamalarında bulunulmakta. Güzel bir söz vardır ‘duruşma salonlarına siyaset girmişse adalet oradan kaçar.’ Türkiye’de son yıllarda olan duruşma salonlarına siyaset girmiş durumda, adalet duruşma salonlarından çıkmıştır.” şeklinde konuştu.

HSYK’nın ilgili dairesinin 37 yargıcı mesleğe alım kararını 11 Haziran 2015 günü aldığını kaydeden Tanal, “Bu hukukun katliamıdır. Aslında bugüne kadar tarihte görülmemiş ve dünyada da böyle bir benzeri bir örneği yoktur. Bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetlerine nasıl terör örgütü iddiası ile, nasıl terör örgütü üyelerini tanık göstererek Türk Silahlı Kuvvetlerini korkuttular sindirdiler, sonra emniyet mensuplarına geldi, şu anda sıra yargıçlarda. Bu 37 yargıç üzerinde cezaevine atılan 2 yargıç ve aynı zamanda IŞİD terör örgütüne MİT TIR'ları ile mühimmat ve silah gönderdikleri için yasa uyarınca onları durdurma kararı veren, arama kararını veren 4 savcının cezaevine atıldığı gibi bu da öyle bir gözdağı.” ifadelerini kullandı.

"HSYK SÖZLÜ MÜLAKAT HEYETİNİN DE PARALELCİ, CEMAATÇİ OLMASI GEREKİYOR"

Anayasa’nın 138. Maddesinin ‘Mahkeme kararları yasama, yürütme, yargıyı bağlar’ dediğini anlatan Tanal, “Şimdi diyorlar ki bu mahkeme kararları bizi bağlamaz. Ankara İdare Mahkemeleri cemaatçi, paralelci diyorlarmış, sözlü olarak söyledikleri bu. Bu Ankara İdare Mahkemesi, hepsi farklı farklı mahkemeler, bu idare mahkemeleri, siz hakaret ederek, bir zan altında bırakarak, bunlar paralelci, Danıştay’ınızda mı paralelci kardeşim. Bir tane paralelci, iki tane paralelci, bu idare mahkemelerinin hepsi mi paralelci? Danıştay’ın hepsi mi paralelci? Bunlar sözlü mülakattan geçmişlerdi. Sözlü mülakatta bunları kabul edilenler paralelci olmuyor da bu hakimler mi paralelci oluyor? Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun sözlü mülakata girmesi gereken kişiler komisyon başkanı o dönem Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hasan Dudaklı. Metin Kıratlı o dönemin Ceza İşleri Genel Müdürü, şimdiki Cumhurbaşkanı'nın danışmanı. O dönemin hukuk işleri genel müdür hala görevde. Teftiş kurulu başkanı, adalet akademisi başkanı, Birinci Yargıtay üyesi ve Danıştay üyesi o zaman sözlü mülakatta kazandırtan bu heyetin hepsinin paralelci, cemaatçi olması gerekir. Eğer böyle ise şu an bunların hepsi belirli ve çok önemli görevlerde, biri de Cumhurbaşkanı'nın danışmanı.” şeklinde konuştu.

Burada önemli olanın bu 37 adaydan daha yüksek oy alan veya onlarla benzer şekilde oy alan diğer savcıların görevde olduğunu anlatan Tanal, “Yargının siyasetten arındırılmasını istiyorsak bu şekilde partizanca davranılmaması gerekir. Abdullah Boyalı sınava girenlerden biri, şu an halen görevli. Abdullah Boyalı, AKP Demre Belediye başkan adayı. Kahramanmaraş AKP il yönetim kurulu üyesi Serdar Atalar. Bu isimler AKP’nin belirli kademelerinde yer almış, bunlarla birlikte sınava girmiş ve şu anda görevdeler. Kopya aranıyorsa, siyaset aranıyorsa, kayırmacılık aranıyorsa bu şekilde halk çocuklarının herhangi bir savunma alınmaksızın sırf yargıya gözdağı vermek için, meslekten ihraç edilmeleri için mesleğe kabul kararının geri alınması bir oyundur.” şeklinde konuştu.

Sınava giren 270 kişinin 108’inin sözlü mülakattan geçtiğini, sözlü mülakattan geçenlerin 37’sinin görevden alındığını kaydeden Tanal şunları söyledi: “Mevcut 71 kişi göreve devam etmekte. Bunların çoğu kapalı devre usulü denen sulh ceza mahkemelerinde görev alıyor. Veyahut savcıların, hakimlerin tutuklanmasında o heyetlerin içinde görev alan kişilerdir. Bunlara dikkat ettiğinizde tamamen siyasi, AKP’ye yakın, AKP ile geçmişte işbirliği olan, yakın teması olan kişiler olduğunu tüm kamuoyu biliyor. HSYK ve Adalet Bakanına sesleniyorum. Lütfen ama lütfen siyaseti duruşma salonlarına sokmayın. Eğer siz siyaseti duruşma salonlarına sokarsanız o ülkede adalet biter, adaletin bitmesi demek düzen biter, düzensizlik, kaos başlar ve kaosun başlandığı ülkede yaşanmaz. Uyarılarımızı inşallah göz önüne alırlar ve yargıyı bu kadar baskı altına almamış olurlar.”

Bugüne kadar adalet bakanlarının hepsinin siyasi olduğunu, sadece seçim kararları alındığı dönemlerde adalet, içişleri ve ulaştırma bakanlarının bağımsız kişilerin olduğunu ifade eden Tanal, “Ama bu dönemde bağımsız dediğimiz dönemin müsteşarın adalet bakanı olduktan sonra; hiçbir dönemde siyasi vasfı ve niteliği olan adalet bakanının yapmadığı hukuksuzlukları bugünün adalet bakanı, tarafsız diye geçinen Kenan İpek tarafından yapıldı. Hiçbir adalet bakanı döneminde 4 tane yargıç suçu soruşturdukları için, suç delillerini elde edebilmek için, terör örgütlerine silah gönderdikleri için, MİT TIR'larını durdurdukları için Cumhuriyet savcıları cezaevine atılmadı. Hiçbir dönemde yargıçlar verdiği kararlardan dolayı cezaevine atılmadı. Hiçbir dönemde savunması alınmadan, haberi olmadan, kendilerinin yaptıkları sınav ve mülakattan dolayı sınavını kazanan çocuklar ve 37 kişinin tekrar açığa alınması hiçbir dönemde olmadı. Hiçbir dönemde siyasi niteliği vasfı olan adalet bakanlığı döneminde olmadı, bağımsızım diyen, tarafsızım diyen Adalet Bakanı Kenan İpek döneminde oldu. Gerçekten bu da Türk hukuk tarihine geçen kara bir lekedir.” açıklamasında bulundu.