Demokratik Gelişim Partisi (DGP) Genel Başkanı ve Kütahya Milletvekili İdris Bal, 2007’de Dolmabahçe’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt arasında gerçekleşen görüşmeyi yeniden gündeme taşıdı.

Yazılı bir açıklama yaparak, “bu gizli” toplantı konusunda kamuoyunun aydınlatılması gerektiğini savunan Bal, “4 Mayıs 2007 tarihinde Dolmabahçe Sarayı'nda dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt ile dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen görüşme, basından ve kamuoyundan gizlenmiş, sır perdesi bir türlü aralanamamıştır. Bu görüşmede çok ciddi pazarlıklar yapıldığı iddialarını, daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın basına yaptığı açıklamada, ‘Bu görüşmenin benimle mezara kadar gideceği’, 27 Nisan Muhtırası'nın sahibi Org. Yaşar Büyükanıt’ın da aynı minvalde açıklamalarda bulunması, çok ciddi pazarlıkların yapıldığını akıllara getirmektedir.” ifadelerini kullandı.

Yazılı bir açıklama yapan Bal, “Aşağıdaki soruları ilgili makamlara sorup cevap bekliyoruz” diyerek sorularını şöyle sıraladı:

1- Bu görüşmede dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Org. Yaşar Büyükanıt hakkında ailesi, şahsı ve sağlığı ile alakalı dosyalar ortaya koyarak, Org. Yaşar Büyükanıt’ı tehdit etmiş midir? Yaptığı tehditler sonrası Yaşar Büyükanıt’tan neler istemiştir?

2- Org. Yaşar Büyükanıt da Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la ve etrafıyla alakalı ve ciddi dosyalar ortaya koyarak karşı tehditte bulunmuş mudur?

3- R. Tayyip Erdoğan, önüne konulan şahsı ve etrafıyla alakalı dosya ve kasetler karşılığında Yaşar Büyükanıt’ın “…- Sayın Erdoğan, ihale, para, makam vb. ne istiyorsan sana bunları vereceğiz. Buna karşılık bugünden sonra biz ne diyorsak yapacaksın, oluşturacağımız özel ekibin talimatlarını siz ve hükümetiniz aynen uygulayacaksınız. Söylediğimiz şahısları, talep ettiğimiz makam ve görevlere atayacaksınız. Başta Fetullah Gülen cemaati, Süleyman Efendi cemaati, Adıyaman Menzil cemaati olmak üzere tüm cemaatleri sırayla bitireceksiniz. Söylediğimiz bu hususları bir operasyon şeklinde hem ulusal hem de uluslararası alanlarda yapacaksınız. Bu cemaatleri terör örgütü kapsamına sokup tüm mal varlıklarına el koyacaksınız. Başlarındaki kişileri ve üst düzey yöneticilerinin tamamını terör örgütü suçlamasıyla cezaevine attıracaksınız.

Oluşturduğumuz özel ekip, sürecin tüm detaylarını planlayacak ve kamuoyunun desteğini alacak şekilde de uygulamanızı sağlayacaktır. Aksi halde elimizdeki tüm dosya ve kasetleri kamuoyuna servis ederek itibarsızlaşmanızı sağlarız. Bir hafta içinde toplumun içine çıkamaz hale gelirsiniz, bunun akabinde biz de yapacağımız askeri müdahale ile şahsını ve Abdullah Gül’ü yağlı ipte sallandırırız. Kamuoyu, yayınladığımız dosya ve kasetlerle bunları hak ettiğinizi düşünerek, bizim yaptığımız müdahaleyi meşru kabul edecektir. Menderes, Özal ve Erbakan için kaç kişi sokağa çıkıp kurşun sıktıysa senin ve hükümetin için de o kadar kişi sokağa çıkacaktır.” diyerek tehditte bulunmuş mudur? Bu toplantının ve içeriğinin kamuoyundan gizlenmesinin sebebi yukarıda iddia ettiğimiz konuşma mıdır?

4- Dolmabahçe görüşmesi, AKP hükümetinin 180 derecelik bir dönüşüme uğradığı milat mıdır? Bu tarihten sonra cemaatleri bitirmek için hükümetiniz bir çalışma yapmış mıdır? Dolmabahçe görüşme tarihinden bugüne kadar yaptığınız tüm uygulama ve faaliyetler tamamen cemaatleri bitirme projesinin gereksinimleri için midir?

5- Org. Yaşar Büyükanıt’ın bahsettiği bu özel ekip nedir ve ekipte kimler vardır? Bu ekibin talimatı ile bakan yaptığınız kişiler var mıdır, isimlerini açıklar mısınız? Bu ekip tarafından devlet bürokrasisinde görevlendirilmiş genel müdür, müsteşar, bakan müşaviri, vali, emniyet müdürü, hakim, savcı vb. ünvanlarda kişiler var mıdır, isimlerini açıklar mısınız? Yine bu özel ekibin talimatı ile görevden alınan bürokratların isimlerini açıklar mısınız? Bu ekipten talimatları yazılı mı yoksa sözlü mü alıyorsunuz?

6- Bu özel ekibe, dönemin başbakanı Erdoğan tarafından kamusal alanda başörtüsü yasağını yüzeysel kaldırma teklifi yapılarak halkın teveccühü kazanılmak istenmiş midir ve “böyle yaparsam halk nezdindeki itibarım artar” denilmiş midir? Anayasamızda başörtüsünün kamusal alanda kullanılmasına yönelik bir yasa değişikliği teklifi yok iken, bu “ben yaptım oldu” türü uygulama ile ne amaçlanmıştır?

7- Ergenekon, Balyoz, Sarıkız, Ayışığı darbe davaları, askeri casusluk davaları, Hrant Dink cinayeti ve davası, Turgut Özal’ın ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehit edilmesi davaları, Uğur Mumcu, Necip Hablemitoğlu, Nesim Malki, Üzeyir Garih cinayetleri ile Doğu ve Güneydoğu illerinde işlenen yaklaşık bin 900 faili meçhul cinayetlerin dosyaları ve KCK dosyası, mafya-kara para aklama dosyaları, 28 Şubat ve 27 Nisan e-muhtıralarının üzerini kapatmak amacıyla özel ekip tarafından cemaat-paralel yapı projesi oluşturularak, bu dosyaların kapanmasının sağlanması da Dolmabahçe görüşmelerinde görüşüldüğü iddiası doğru mudur? Ve bunun için yapılacakların talimatını özel ekipten kimler almıştır?"