MHP'li Emin Haluk Ayhan, "Kağıt üzerindeki Başbakan'ın bizzat saray tarafından düşürüldüğü durum içler acısıdır. Meydanlarda 400 milletvekili isteyen bir cumhurbaşkanı neredeyse başbakanın yerine seçime girmeye hazırlanıyor." dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Çağlayan Adliyesi'ndeki vahim ve elim bir saldırıda hayatını kaybeden Cumhuriyet Savcısı Mehmet Kiraz’a Allah'tan rahmet, kederli ailesine, yargı camiasına ve tüm millete başsağlığı dileyen Ayhan, "Toplumu teröre boğmak, adaleti silahla aramak hevesleri kursaklarda kalacaktır. Bu ülkede Kaostan beslenenler, terörden nemalananlar, baskı ve antidemokratik yöntemleri topluma reva görenler, her kim olursa olsun karşılarında Türk milletini ve onun engin sağduyusunu bulacaklardır." dedi.

Ülkenin, vesayet altındaki hükümet tarafından idare edilemediğini dile getiren Ayhan, Başbakan'ın muhalefete yol göstermeye çalıştığını, hâlbuki vesayetten kurtulup başbakanlık yapmayı öğrenmesinin memleketin öncelikli sorunu olduğuna dikkat çekti.

"AKP'NİN ŞARTELİ İNDİ"

"AKP’nin şarteli indi. Milletçe elektroşoka girdik." diyen Ayhan, 31 Mart günü Türkiye'nin AK Parti’nin sorumlusu ve ranta dayalı enerji politikalarının kurbanı olduğunu söyledi. Ülkenin bir gün boyunca karanlığa gömüldüğünü, iş hayatının durduğunu anlatan Ayhan, "AKP’yi ayakta tutan saadet zincirinin, enerji halkasında oluşan kopukluğun cezasını yine milletimiz çekmiş, maliyetini vatandaşımız ödemiştir. AKP döneminde 21 dağıtım bölgesinin tamamı özelleştirilmiştir. Paralar yatırıma değil yandaşa gitmiştir. Kesintinin sanayiye maliyeti ağır olmuştur. Sanayi bölgelerinde makineler susmuş zarar yüz milyonlarca TL’yi bulmuştur. Enerji Bakanı Taner Yıldız da açıklamalarında, enerji yetersizliği diye bir şey olmadığını söylemiş ama meselenin iletim boyutunu boş bırakmıştır. Mevzu, yeterli enerjinin enerji borsası sebebiyle sisteme verilip verilmemesi midir? Milli enerji politikasını terk eden hükümet enerji piyasasını yandaş rantına teslim etmiş, hâkimiyeti kaybetmiştir. Ortaya çıkan sonuçlara şaşırmamak gerekir. Sorumlular millete hesap vermelidir." diye konuştu.

'ERDOĞAN'IN EGOSU SONUNDA AKP'YE DE SAVAŞ AÇMIŞTIR'

Milletin ve AK Parti seçmeninin MHP'ye gösterdiği teveccühün AK Parti’yi ve Cumhurbaşkanını paniğe sevk ettiğini savunan Ayhan, AK Parti oylarının her geçen gün eridiğini, MHP korkusunun, AK Parti’yi bölmeye başladığını ileri sürdü.

"Siyasi rant elde etmek için yıkım sürecini ve Sevr’i hortlatmaktan çekinmeyenler oyların eridiğini görünce yine çark etmiştir. Sayın Erdoğan’ın egosu sonunda AKP’ye de savaş açmıştır." diyen Ayhan, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanı kağıt üzerinde başbakan olan Sayın Davutoğlu ve hükümetine güvenmiyor ve soluğu meydanlarda alıyor. AKP seçim propagandasını bile Sayın Cumhurbaşkanına yaptıracak kadar özgüven eksikliği içerisindedir. Cumhurbaşkanı halktan aldığı yetkiyi istismar etmekte, milli iradenin yerine kendi iradesini, Anayasa'nın yerine kendi siyasi hırslarını koymaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı demokratik parlamenter rejimi Anayasa'ya rağmen fiilen değiştirmekte. AKP’nin seçim bildirgesi taslağını ben de bizzat orada kendim de okudum. Kendi kanaatlerimi de ifade ettim diyor. Neresinden tutsak elimizde kalacak, ama asıl anlaşılması gereken bunu Sayın Cumhurbaşkanı niçin söyleme gereği hissetmiştir. Kağıt üzerindeki Başbakan'ın bizzat saray tarafından düşürüldüğü durum içler acısıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nde seçim beyannamesini büyüklerine sorarak hazırlayan bir başbakan, meydanlarda 400 milletvekili isteyen bir cumhurbaşkanı neredeyse başbakanın yerine seçime girmeye hazırlanıyor."

'PARALEL BİR İDARE ŞEKLİNİ FİİLEN ORTAYA KOYMAKTADIR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "10 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesiyle Türkiye'de bir dönem fiilen bitmiştir, bekleme salonuna alınmıştır." diyerek adeta olağanüstü hal ilan ettiğini, Anayasa'yı ve ettiği yemini de çiğnediğini belirten Ayhan, "Başbakanlığın örtülü ödeneğine de göz dikerek, seçim sonuçlarında halktan alamayacağı anlaşılan desteği ve yetkileri şimdiden gasp etme yoluna gitmekte, sarayı millet iradesi üzerinde konumlandırmakta, otokratik, paralel bir idare şeklini fiilen ortaya koymaktadır. Sarayda başbakan yardımcılarının ancak danışmanlarla muhatap olabildikleri basında yer almaya başlamıştır. Sarayın gündeminde millet yoktur. Saltanatın devamı vardır. Milletin gündeminde ise saray ve başkanlık sistemi yoktur. Sandığa gidecek milletimizin eğilimleri bunu ortaya koymaktadır. Toplumsal eğilim anketlerinde milletimizin yüzde 70’inin başkanlık sistemine sıcak bakmamaktadır. Yüzde 66’sı çözüm sürecine destek vermemektedir. Çözüm sürecinin bir milli birlik projesi olmadığını düşünenlerin oranı yüzde 64'dür. Silah bırakılacağını ve terör sorununu bitireceğine dair inancı ise yoktur. Halkımızın yüzde 73’ü, ihanet sürecinin terörü bitireceğine inanmamaktadır. Milletimin yüzde 66’sı AKP döneminde yolsuzlukların arttığını düşünüyor. Halkın yarısı ekonomik istikrarın pamuk ipliğine bağlı olduğunu düşünüyor, yüzde 54'ü borçlu, yüzde 51'i ya geçinemiyor ya da kıt kanaat geçiniyor." şeklinde konuştu.

'AKP EKONOMİSİ DUVARA TOSLAMIŞTIR'

"Ekonomi bir kâbusa doğru durgunluk içinde enflasyona sürüklenmektedir. Ekonomiye güven kaybolmuş, büyüme durmuş, ihracat serbest düşüşe geçmiştir." diyen Ayhan, son iki yıldır irtifa kaybeden ihracatın, sonunda serbest düşüşe geçtiğini, paraşüt açan olmazsa ekonominin yere çakılacağını vurguladı.

"AKP’nin yol haritası kaybolmuş, planları ve vizyonu yok olmuştur. Türkiye ekonomisi rehbersiz kalmıştır. Meçhul bir istikamete doğru hızla sürüklenmektedir." diyen Ayhan, "Ekonomide testi çatlamıştır. Büyüme durmuş, ihracat azalmaya başlamış, enflasyon ve işsizlik almış başını gitmiştir. AKP ekonomisi sonunda duvara toslamıştır." ifadelerini kullandı.

Şehit savcının cenaze töreninde uygulanan akredite uygulamasıyla ilgili bir soruya Ayhan, "AKP, terör örgütleri arasında bile ayrım yapıyor." karşılığını verdi.