Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, ülkemizde 2007 yılında 38 bin 61 olan madde bağımlılığı için tedavi gören sayısının 5 yılda 7 kat artarak 258 bin 441’e ulaştığını söyledi. Kamalak, “Kuran-ı Kerim bizim hayat rehberimizdir, öyle de olmak zorundadır. Eğer manen kalkınmak istiyorsak, evde huzur istiyorsak, gönülde huzur istiyorsak, caddede huzur istiyorsak, toplumda huzur istiyorsak, mecliste huzur istiyorsak Kuran’a sarılmaya mecburuz. Aksi halde göz yaşları dinlemeyecektir." dedi.

Mustafa Kamalak, Din Görevlileri Birliği Derneği’nin (DİN-BİR-DER) 100. Yıl Çarşısı Toplantı Salonu’nda düzenlediği ‘Milli Görüş Temelinde Manevi Kalkınma’ konulu panele katıldı.

PEKİ CAN DOSTUM SEN KAÇ AYAR MÜSLÜMANSIN

Cihatsız İslam olmayacağını ama şuursuz da cihat olmayacağını belirten Kamalak, “İslam ne yaptığının bilinmesi durumundadır ve yapılan her bir fiilide Kuran- kerim’e uygun olarak icra etmelidir. Kuran-ı Kerim her bir Müslümanın hayat rehberi olmalıdır. Hani günlük ifadesi ile başucu kitabı deniyor ya, tabiri caizse Kuran-ı Kerim manevi kalkınmada günlük hayatta huzurlu yaşayabilmek için mutlak suretle duvarda asılan kitabımız değil de başucu kitabımız olmalıdır. Acaba elhamdülillah hepimiz Müslümanız sorum şu. Misalen bakkaldan manavdan bir iki kilo patates, acı soğan alacak olsanız tart dersiniz yani ölçüye uy dersiniz. Manifaturacıdan bir iki metre bez alacak olsanız ölç dersiniz metreye vur dersiniz. Düğün bayram münasebeti ile bir kuyumcudan bir çeyrek altın alacak olsanız ayarını sorarsınız kaç ayar. Peki can dostum sen kaç ayar Müslümansın. Kendi ayarını kitap ve sünnete göre hiç düzelttin mi? her birimiz kendimizi test etmek zorundayız.” diye konuştu.

MADDE BAĞIMLILIĞI TEDAVİSİ GÖREN SAYISI 7 KAT ARTTI, ASIL TEDAVİ MANEVİ DEĞERLERE SARILMAKLA OLUR

Yüce Türk milletine ve İslam ümmetine seslenmek istediğini belirten Kamalak, “Bil hassada yarın yakalarından tutacağım hacıların, hocaların müftülerin cevap vermesini istiyorum. Sen hocam Avrupa birliği diyorsun İslam peygamberine sorsan acaba Avrupa Birliği mi der İslam birliği mi der. Bu soruyu her bir Müslümanım diyen kişinin cevaplandırması lazım. Efendim reel politika falan filan. Reel politikanın bizi nerelere getirdiği şu gazete haberlerinden anlaşılmakta. Net.” dedi.

“Kuran-ı Kerim bizim hayat rehberimizdir, öylede olmak zorundadır.” diye konuşan Kamalak, “Eğer manen kalkınmak istiyorsak, evde huzur istiyorsak, gönülde huzur istiyorsak, caddede huzur istiyorsak, toplumda huzur istiyorsak, mecliste huzur istiyorsak Kuran’a sarılmaya mecburuz. Aksi halde göz yaşları dinlemeyecektir. Bir anne düşünün hepinizin bildiği gibi bir anne düşünün diyor ki anne ‘Bekledim, bekledim bekledim gelmedi.’ Özgecandan bahsediyoruz. Nereden bekliyor üniversiteye gönderdiği kızını bekliyor. Bekledim bekledim gelmedin ve gelmeyecekte. Bir baba düşünün kapanmış yavrusunun mezarına ‘yavrum meleğim feryadını duymadım, imdadına gelemedim afeyle beni’ diyor. Bu baba içinizden herhangi biriniz olabilir. Bu anne bacılarımızdan her hangi biri olabilir. Olaylar bitmiş değil çünkü. Bakıyoruz olayların vahametini belirtmek adına ifade edeyim ülkemizde 2007 yılında 38 bin 61 olan madde bağımlılığı için tedavi gören sayısı 5 yılda 7 kat artmış ve 258 bin 441’e ulaşmıştır. Vahim bir olay daha acısı bunların 5’te biri çocuk. Uyuşturucu kullanım yaşı ilkokullara inmiştir. Bu olaylarla ilgili olarak yetkili makamlar ne yapıyor. Meclisin durumunu görüyorsunuz. Öteki taraftan yetkili makamlar çözümü daha fazla hastane yapmakta, daha fazla mahkeme sayısını arttırmak da görüyor. Yargıtay’da bu işlere bakan uyuşturucu ve benzeri işlere bakan ceza daire sayını 2’den 4’e çıkarılmış.Bunların hastanelerin sayısını arttırmakta ceza dairelerinin sayısını çoğaltmakla bu tür hastalıkların tedavi edilemeyeceği muhakkak. Peki bunlar gereksiz mi? gereksizdir demiyorum ama hastalığı tedavi edebilmek için köküne inmek ve sebeplerini bilmek lazımdır.asıl tedavi manevi değerlere sarılmakla olur.”