SP lideri Mustafa Kamalak, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yapılan saldırıda teröristin daha önce Taksim'deki polis noktasına silahlı saldırıyı gerçekleştirdikten sonra kaçan DHKP-C üyesi Elif Sultan Kalsen olmasını değerlendirdi. "Eğer gerçekse bir gafletle değil ihanetle karşı karşıyayız" diyen Kamalak, "Sen o saldırıyı, filan terörist olduğunu biliyorsun, burada ortaya çıktığını biliyorsun. Takibe niye almıyorsun o zaman? Aciz misin diye sorarlar adama." şeklinde konuştu.

Cihan TV Network'te yayınlanan Anadolu'da Sabah programına katılan Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak gündemi değerlendirdi. Kamalak, Türkiye’nin her bakımdan sıkıntılı bir sürece girdiğini, ancak bugün yaşanan sürecin bugünkü olaylardan ibaret olmadığını, açılım sürecinin başladığı tarihlerden itibaren olduğuna işaret etti.

'SÜREÇ BOYUNCA TERÖR BESLENDİ, GELİŞTİ'

Kamalak, şöyle konuştu: "Biz çözüm süreci denildiği vakit dedik ki 'paketinizde neler var. Süreciniz hangi güzergahlardan geçecektir bunu bilemiyoruz kamuoyu da bilemiyor. Muhtemeldir ki iktidarın bir kısım önde gelenleri dahi bilmiyor' dedik. Ama bu süreç boyunca terör beslendi, alabildiğine gelişti. Neticede iktidar sahipleri de bu durumu fark etti. Saadet Partisi'nin sözlerinin haklı olduğunu, endişelerimizin yersiz olmadığını gördü. Bununla ilgili 3 delilimiz var. Güneydoğu illerimizin birçok yerinde kalekollar inşa edilmeye başlandı. HES denilen hidroelektrik santral barajları oluşturuldu. PKK'nın rahat geçmesini engelleyici tabiri caizse barikatlar kuruluyor. Son olarak da resmi planda iç güvenlik paketi diye bilinen sivil sıkıyönetim kanunu çıkarıldı. Bütün bunlar gösteriyor ki önümüzdeki günler bakımından devlet yetkilileri de büyük bir tedirginlik içerisinde. Çünkü altyapıya baktığımızda zemin buna müsait. 3 yıllık bir uygulama da bunu güçlendiriyor. 6-8 Ekim olaylarını düşündüğümüzde bir işaretle binler sokağa dökülebiliyor. Şu an bakıyoruz teröristler, 'biz istediğimiz zaman istediğimiz eylemi gerçekleştirebiliriz' diyorlar. Verilen mesaj odur. Türkiye resmi planda yol haritası belirlemek durumunda." ifadelerini kullandı.

Kamalak, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yapılan saldırıda teröristin daha önce Taksim'deki polis noktasına silahlı saldırıyı gerçekleştirdikten sonra kaçan DHKP-C üyesi Elif Sultan Kalsen olmasının gerçeği yansıtmadığını düşünmek istediğini ifade ederek, "Eğer gerçeği yansıtıyorsa o zaman gafletle değil bir ihanetle karşı karşıyayız demektir. Sen o saldırıyı filan terörist olduğunu biliyorsun, burada ortaya çıktığını biliyorsun, takibe niye almıyorsun o zaman, aciz misin diye sorarlar adama. Açıklamalarda bir tutarsızlık var, meseleye oradan bakmak lazım. Bu olay olduktan sonra mı kimliği ortaya koyuyorsunuz, kabul edilebilir değil bu. Devlet ciddiyetiyle katiyen bağdaşmaz." değerlendirmesini yaptı.

'ELEKTRİK KESİNTİSİ TÜRKİYE’Yİ DERİN DERİN DÜŞÜNDÜRMELİDİR'

Salı günü yaşanan elektrik kesintisi ile tüm Türkiye’nin karanlıkta kalması ile ilgili durumu da değerlendiren Kamalak, "Türkiye güpegündüz karanlığa büründü, ama bu Türkiye’yi derin derin düşündürmelidir. Fabrikalar durdu, resmi dairelerde bilgisayarlar durdu, bunun sadece elektrik kesimi ile anlaşılmaması lazım, iktisadi hayat bir bakıma durdu. Hesabı yapılmadı ama bunun ekonomiye faturası birkaç yüz milyon dolardır. Daha da önemlisi Türkiye’nin bir güvenliği yok demektir. Kesintinin sebebi belli olmadığına göre demek ki bir dış müdahale var işin içerisinde, eğer öyle değilse uzmanlar derdi ki filan yerde arıza oldu. Öte yandan Türkiye’nin bütün elektrik sistemini sadece bir merkeze bağlamanın da vahim süreçler doğuracağını Türkiye’nin bunu hesaba katıp bir takım tedbirler almalıdır." diye konuştu.

'İÇ VE DIŞ POLİTİKADAKİ TUTARSIZLIK İŞSİZLİĞİ DAHA DA ARTIRACAK'

Kamalak, Türkiye'nin 2014'e ilişkin ekonomik verilerini de 'ekonomi daralıyor' şeklinde değerlendirdi. İşsizliğin daha da artacağını ifade eden Kamalak, bu rakamların mevcut iktidarın iç ve dış politikasındaki tutarsızlığın bir sonucu olduğunu kaydetti.

Kamalak, şunları söyledi: "Gerçekten bugün Türkiye’nin mevcut iktidarın dış politikasının tutarlı olduğunu söyleyen bir Allah’ın kulu var mı? Libya ve Mısır konusunda oralardaki insanlarımız akın akın Türkiye’ye dönmek zorunda kaldı. Kaddafi’ye muhalif olan güçlere karşı destek gönderdik. Sonuç oradaki insanlar Türkiye’ye akın etti, dolayısıyla mevcut işsizler ordusuna oralardan takviye geliyor. Suriye’de böyle 1 milyon 800 bin civarında sığınmacı kardeşimiz var. Türkiye bunları ya karşılıksız olarak besleyecek veya çalışmak isteyecek olanlara iş verecek. Türkiye’nin zaten 6 milyon vatandaşı işsiz. Ne demek bu, Türkiye her gün 6 milyon iş gününü toprağa gömüyor, havaya savuruyor demektir. Halbuki Türkiye’nin israf edecek tek bir günü ve parası yok. Öte yandan üniversitelerimizde 5,5 milyon gencimiz var, aslında bunlar da potansiyel işsizdir. Demek ki Türkiye’de halihazırda 11 milyon civarında insanımız işsiz. Yani milli gelire 1 kuruşluk dahi katkı yapmıyor ama tüketiyor. Bu ekonomiyi daraltır. Nüfus artıyor, gelir düşüyor. Bu, fakirliğin artması demektir."

'CUMHURBAŞKANIN FAİZ KONUSUNDAKİ SÖYLEMİNİN ZARARI 151 MİLYAR 200 MİLYON LİRA'

Son bir ay içerisinde Cumhurbaşkanı’nın faiz konusunda söylemiş olduğu birkaç cümle sebebiyle Türkiye’nin uğramış olduğu zararın 151 milyar 200 milyon lira olduğunu vurgulayan Kamalak, "Bunun ekonomik maliyeti ise 604 bin 800 insanımızın iş yeri açmasını engellemek demektir. 2015 yılı bütçesinde tüm kamu personeli için, işçi, memur ve emekliler için ayrılan ödenek 119 milyar lira. Bunun yüzde 30 üzerinde dış aleme biz faiz aktaracağız." dedi.