Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, özerklik ile ilgili yaptığı açıklamada, “Toplumun her iki sistemi mukayese etme şansı olsaydı kesinlikle toplumun yüzde 95’i demokratik özerklikten yana tutum alırdı” dedi.
DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, parti yöneticileri ve üyeleriyle birlikte Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) basın mensuplarıyla bir araya geldi. DBP’nin 22 Mayıs’ta Ankara’da 4. Olağanüstü Kongresi’ni gerçekleştireceğini belirten Yüksek, Türkiye’de değişimin yönünün demokrasi yönünde, çoğullaşma, yerelleşme yönünde olması gerektiğini söyledi. Yüksek, “Biz bu kapsamda, tekçiliğe karşı merkeziyetçiliğe karşı demokratik özerklik olarak formüle ettiğimiz projeyi Türkiye’nin gündemine bir kez daha koymak istiyoruz” diye konuştu.
“GÖZALTILAR TUTUKLAMALAR DEVAM EDERSE KAOTİK BİR ORTAM DOĞMUŞ OLACAK”
HDP’li milletvekilleri hakkındaki fezlekeler ile ilgili de konuşan Yüksek, şöyle devam etti:
“Eğer HDP’yi tümüyle meclis dışında itme durumu gerçekleşirse, beraber yerelden demokrasiyi örmeye devam edeceğiz. Tümüyle meclis dışında elbette demokratik yol ve yöntemleri esas alarak fakat eğer bu operasyon dalgaları, gözaltılar, tutuklamalar devam ederse artık herkesin bildiği yol ve yöntemlerle değişim sürecine katılacağı kaotik bir ortam doğmuş olacaktır. Tribünlere oynayan yaklaşımlar, kendi politik tutumunu korumaya kendini politik olarak güvenceye almaya çalışan CHP gibi yaklaşımlar ülkeyi adım adım kaotik bir ortama sürüklüyor. Bunun herkes farkında olmalı. Böylesi bir ortamda biz DBP olarak 22 Mayıs 2016 tarihinde 4. Olağanüstü Kongremizi gerçekleştireceğiz.”
“BÜTÜN HALKLARIN KENDİNE YETEBİLECEĞİ DÜZEYE GELMESİNİ SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Demokratik özerkliğin, yerinden yönetimin, yerel demokrasinin toplum açısından ülke açısından gerekliliğini çok daha fazla anlatmaları gerektiğini aktaran Yüksek, şunları söyledi:
“Sadece Kürtler değil bütün halkların özgürce kendi kendini yönetebileceği, kendi kendine yetebileceği bir düzeye gelebilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Türkiye toplumu da henüz bizim gerçekten demokratik özerklikle neyi istediğimizi ve demokratik özerkliğin neler getirebileceğini bilmiyor. Diğer taraftan hükümet bunu anlatmamıza, geliştirmemize müsaade etmiş olsaydı bu süreç şiddet zeminine kesinlikle kaymazdı. Toplumun her iki sistemi mukayese etme şansı olsaydı kesinlikle toplumun yüzde 95’i demokratik özerklikten yana tutum alırdı. Ayrı bir başkent ifade ediyor muyuz hayır, ayrı bir bayrak söylüyor muyuz hayır, ayrı bir İstiklal Marşı söylüyor muyuz hayır. Cumhuriyet rejimi anlamında başka bir rejim diyor muyuz, cumhuriyetin demokratikleşmesi diyoruz. Şimdi buradan baktığınız zaman Anayasa’nın ilk dört maddesine aykırı hiçbir şey yok.”