CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hayata geçirdiği bütün politikaların çöktüğünü belirterek, "Başarılı oldukları bir tek politika bile yoktur. Hırsızlığı, yolsuzluğu eğer politik bir başarı olarak algılıyorsalar onda başarılılar." dedi.

Evrensel hak olan direnme hakkından söz ettiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu'nun konuya ilişkin eleştirilerine tepki gösterdi: "Hayatımda en saçma, en düzeysiz, en ahlaksız eleştiridir. Ne zamandan beri biz molotof kokteyli savunduk, yüzünü kapatan insanları ne zaman savunduk?"

CHP Parti Meclisi, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantı öncesi konuşan Kılıçdaroğlu, Mersin'in Tarsus ilçesinde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın vahşi bir şekilde katledilmesine tepki gösterdi. Bir üniversite öğrencisinin acımasızca katledildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, dün ailesiyle görüştüğünü söyledi.

"Biz ne kadar vicdan azabı çeksek de ateş düştüğü yeri yakıyor." diyen Kılıçdaroğlu, bu tür travmaların bir toplumu aslında kendine getirmesi gerekteğini ifade etti. "Ne oluyor, neler oluyor Türkiye'de?" diye soran Kılıçdaroğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, manevi değerler büyük yaralar aldı diye iktidara geldiğini hatırlattı.

Manevi değerleri, ahlaki değerleri güçlendirecekler diye iktidara geldiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, toplumun kendi içinde kaynaşması, düşüncelere saygı gösterilmesi, mutlu bir toplum için iktidara geldiklerini kaydetti. AK Parti'nin; geçmiş iktidarların ahlak çöküntüsüne yol açtığını söylediğini, ahlakı güçlendireceklerini söylediklerini ve iktidar olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, 3 Y olan yoksullukla, yasaklarla, yolsuzluklarla mücadele edeceklerini söylediklerini hatırlattı.

"77 milyon yurttaşa sesleniyorum; verdikleri hangi sözü yerine getirdiler." diye soran Kılıçdaroğlu, "Hangi ahlaktan, dinden bahsediyorlar, ben anlayamıyorum. 7 kardeşi olan, en büyük ablası okuma-yazma bilmeyen bir aileden gelen bir olarak ben anlamıyorum. Yoksullukla mücadele değil, yoksulların sayısını artırdılar 12 yılda. Yoksulluğu yönetiyorlar, önlemek istemiyorlar. Ne kadar olursa, onlar bizim siyasal esirimiz olur diyorlar. Onu istismar ederek, oy deposu görmek hangi ahlakta, hangi dinde vardır. Hangi yasakla mücadele ettiler. Hergün Parlamentoya yeni bir yasak getiriyorlar. En son 'hırsız var' demek yasak oldu. Bizim inancımız, dinimiz, ahlakımız buna izin vermez. Bunlar yolsuzluk için yasal izin almak istiyorlar." diye konuştu.

TÜİK rakamlarından da örnekler veren Kılıçdaroğlu, 12 yılda mutlu toplum sayısında ciddi bir düşüş olduğuna dikkat çekti. insanların huzurlu ve mutlu olmadığını söyledi. Her dört vatandaştan birisinin anti depresan ilaç kullandığını anlatan Kılıçdaroğlu, iktidarın üç çocuk istediğini hatırlatarak, "Aç olsun, bana muhtaç olsun diyorlar. Benim kulum kölem olsun diyorlar. Hangi inaçta vardır, kulun kula köle olduğu." ifadelerini kullandı. Boşanmaların da hızla arttığının altını çizen Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının derdinin sabah, öğlen, akşam, ikindi CHP olduğunu vurguladı: "Onların baskıları bizi yıldıramaz, biz doğruları topluma söylemeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Her beş evlilikten birinin boşanmayla sonuçlandığının altını çizen Kılıçdaroğlu, çocuk yoksulluğunun çok yüksek olduğunu söyledi. Okulların önlerinde uyuşturucunun peynir ekmek gibi satıldığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin çeşitli resmi rakamlar vererek, "Bu bir felakettir. Sentetik kullanım artışı yüzde 658,7. Kimin döneminde, manevi değerleri çöp sepetine atan Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde." şeklinde konuştu.

29 milyon kişinin yoksulluk sınırında olduğunu ve bu atmosferi oluşturanın siyasi iktidar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hayata geçirdiği bütün politikalar çökmüştür. Başarılı oldukları bir tek politika bile yoktur. Hırsızlığı, yolsuzluğu eğer politik bir başarı olarak algılıyorsalar onda başarılılar. Ekonomi, sağlık politikası, neresi başarılı bunların. Tarım politikalarının nesi başarılı. Hayatından memnun olan bir çiftçi göstersinler, bakalım bu çiftçi kim. Dış politikada yanlızlaşan bir Türkiye. Eski bir diktatör bozuntusu demişki 'Benim umrumda değil Türkiye'nin yalnızlaşması.' Zaten dünya da Türkiye de senin umrunda değil. Aile boyu hırsızlık yaparsınız senin umrunda. Sen Türkiye'yi nasıl yalnızlaştırırsın? İçine kapanan, dışta yalnızlaşan, Kuzey Kore modeli. Her şey yasak, bunlar hayatlarından memnun."

"Suriyelilere iş vereceğiz diyorlar. 5,5 milyon insan işsiz, sen önce vatandaşına iş bul." diyen Kılıçdaroğlu, "Karamsar bir tablo çizdiğimi biliyorum ama gerçekleri bu ülkenin insanlarının öğrenmesi lazım. Ama hiç kimsenin de umutsuzluğa kapılmaması gerekiyor. Umutsuzluk bizim kitabımızda yok. Türkiye'yi aydınlığa taşıyacağız, bu bizim namus borcumuz. Ne kadar baskı olursa olsun mücadele yapacağız. Bu mücadele hak ve insan mücadelesidir. İnsanın onuru, demokrasi, ahlak mücadelesidir, sıradan mücadele değildir. O nedenle hepimiz onun mücadelesini verecğiz." dedi.

Kutuplaşma olmasını, toplumun bölünmesini istemediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu'na seslenerek, "Davutoğlu temizlik, ahlak, düzen istiyorsanız; gelin siyasi ahlak yasasını çıkaralım. Açık çek veriyorum, gelin siyasi ahlak yasasını çıkaralım. Şeffalık paketi kanun tasarısını getirin CHP olarak destekleyelim. Seçim öncesi sonrası değil hemen destekleyeceğiz. Hiçbir tereddüt yok, ahlaka, namusa CHP'den destek var, hemen destek vereceğiz. Ülkenin menfaatine ne ise ona destek vereceğiz." diye konuştu.

"İşsizliği bu ülkede çözeceğiz, bunlar çözemezler. Dış politikayı yeniden yapılandıracağız. Türkiye'nin saygınlık kazanması için yeniden mücadele edeceğiz. Suriye'de kavga bitecek, Müslümanlar birbirine öldürmeyecek." diyen Kılıçdaroğlu, aile sigortası getireceklerini ifade ederek, bu ülkeye yoksulluğun yakışmadığını söyledi.

Siyasette kutuplaşmaya son vereceklerini, bunun insana zarar verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Birbirimizi karalamak doğru değil ama bu eksiği, yanlışı söylememe olarak algılanmamalı. Her siyasi görüş Parlemanto'da temsil edilmeli. 12 Eylül darbe yasasının değişmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Evrensel hak olan direnme hakkından söz ettiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu'nun konuya ilişkin eleştirilerine tepki gösterdi: "Hayatımda en saçma, en düzeysiz, en ahlaksız eleştiridir. Ne zamandan beri biz molotof kokteyli savunduk, yüzünü kapatan insanları ne zaman savunduk? Bunlar zaten kanunda suç, neden tutuklamıyorsun, gözaltına almıyorsun? Niçin; hükümet yok, boşluk var. Şimdi boşluk var, yeni yasaklar getirecekler. Hırsız demek yasak. Dünyanın hangi ülkesinde hırsız var demek, ayakkabı kutusunu göstermek yasak? Onları içeri atacaklar. Saklıyorlar, vatandaş öğrenmesin. Ama bu toplumu, çağdaş uygarlığa taşıyacağız. Gücümüz, kapasitemiz var. Bir kişi kalsak bile bunun mücadelesini vereceğiz."