CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Avrupa Parlamentosu'nun son aldığı karar dolayısıyla ortak bir metin hazırlayıp imzalayabiliriz. Bu konuda görüşlerimiz ortak, dolayısıyla herhangi bir sorun bu alanda yok." dedi.

Kılıçdaroğlu, AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle görüşmesi sonrası Avrupa Parlamentosu'nda Ermeni tasarısının kabul edilmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle gerçekleştirdikleri toplantıda açık ve net biçimde bu karara karşı olduklarını ve kararı doğru bulmadıklarını ifade ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Avrupa’nın evrensel hukuku, uluslararası hukuku çok iyi bildiğini, soykırım tanımının ne olduğunu onların da, sayın büyükelçilerin de çok iyi bildiğini, Avrupa Parlamentosu’nun soykırım tanımı yapmasının ne kadar ağır sonuçlar doğuracağını da ifade ettik." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle
Letonya Büyükelçiliğinin ev sahipliğinde görüştü. Kılıçdaroğlu görüşmeye CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlı Aka ve CHP milletvekili edayı Utku Çakırözer ile birlikte geldi. Yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından Kılıçdaroğlu basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Bir gazetecinin, 'Avrupa Parlamentosu'nun kararı görüşmede gündeme geldi mi?' sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hem Türkiye hem Orta Doğu hem dünya hemen hemen her alan konuşuldu. Değişik sorular soruldu. CHP’nin o konudaki görüşleri istendi. Onlara CHP’nin görüşlerini aktardım. Seçim süreci konuşuldu. Tabi dün Avrupa Parlamentosu’nda alınan karar da soruldu. Açık ve net biçimde bu karara karşı olduğumuzu, kararı doğru bulmadığımızı ifade ettik. Avrupa’nın evrensel hukuku, uluslararası hukuku çok iyi bildiğini, soykırım tanımının ne olduğunu onların da sayın büyükelçilerin de çok iyi bildiğini, Avrupa Parlamentosu’nun soykırım tanımı yapmasının ne kadar ağır sonuçlar doğuracağını da ifade ettik. Ayrıca olayın Papa tarafından Müslüman-Hıistiyan eksenine çekilmesinin de ulusların barışı açısından ne kadar büyük bir risk oluşturduğunu da kendilerine aktardım." cevabını verdi.

'TÜRKİYE EN ÖNEMLİ KAZANIMLARINI KOALİSYONLAR DÖNEMİNDE ELDE ETMİŞTİR'

Bir başka gazetecinin, "Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bazı değerlendirmeleri oldu. Özellikle Parlamento'nun seçimden sonra güçlü bir muhalefetle tanışacağını ama tek başına bir iktidar gözüktüğünü dile getirdi? Türkiye’nin kayıp 10 yılı olacağını söylediği konuşuluyor. Neler söylersiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Sayın Gül önemli bir politikacı, cumhurbaşkanlığı süresince Türkiye’deki gelişmeleri yakından izleyen birisi. Görevi gereği de izlemek durumundaydı. Türkiye’de politik olarak yaşanan açmazları birinci elden görme imkanına sahip bir kişi. Geçen süreleri kayıp olarak değerlendirmesi bence çok önemli bir tespit. Seçimden sonraki süreçte önemli bir tespit ama ben sayın Gül kadar gelecek açısından umutsuz değilim. Muhalefetin Parlamento'da güçlü olması demokrasi açısından bir kazanımdır. Şunu herkesin çok iyi bilmesini isterim. Türkiye’de en önemli değişiklikler, Anayasa değişiklikleri dahil koalisyonlar döneminde gerçekleşmiştir. Demokrasiye inanıyorsak halkın iradesine saygı göstereceksek, seçimden süreyi kayıp olarak değerlendirmeyi doğru bulmuyorum."

CHP’nin yaptığı yazılı açıklamada ‘büyük felaket’ ifadesinin ABD söylemi gibi değerlendirilmesinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır öyle bir söylem değil. Öyle bir algı doğru değil. Yaşanan bir dram var, bunu hepimiz biliyoruz yaşanan dramı. Tarihimizle yüzleşmekten hiçbir zaman korkmadık, korkmayacağız, korkmamalıyız da. Ermenistan’ın kendi arşivlerini bir an önce açması lazım. Yine aynı şekilde yemekte şunu da dile getirdik. Ermeni komitacıları o dönemde yaptıkları şiddet eylemlerinin bölge insanına bir maliyeti var, bunun da çok iyi anlatılması ve anlaşılması gerektiğini yine büyükelçilere aktardık. Yani olayı tek taraflı değil bütün taraflarıyla görmek ve değerlendirmek lazım. Bugün maalesef Avrupa olayı tek boyutuyla görüyor ve öyle değerlendiriyor, bunun doğru olmadığını ifade ettik." şeklinde konuştu.

Büyükelçilerin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bu konuda onlar herhangi bir yorum yapmadılar, sadece bizim görüşümüzü sordular. Ben de görüşlerimizi dile getirdim." dedi.

"Dün Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun muhalefete bir çağrısı oldu. Türkiye Sözleşmesi ile ilgili; 'ya kendi kanaatlerinizi bildirin ya da kendi metninizi hazırlayın. Ortak bir metin hazırlayalım' dedi. Ortak metin çağrısına ne dersiniz?" sorusuna Kılıçdaroğlu şu cevabı verdi: "Seçim bildirgesinin ortak metin olması benim siyasette karşılaştığım ilk teklif oluyor. Acaba dünyada örneği var mı onu bilmiyorum. Kendisinin öyle anlaşılıyor ki siyaset deneyimi uluslararası perspektif açısından da oldukça yetersiz. Her siyasal partinin dünyaya bakış açısı vardı. Biz sosyal demokrat bir partiyiz. AKP gibi bakmıyoruz. Biz ezilenlerin partisiyiz. Biz fakir fukaranın garip gurebanın partisiyiz. Biz yoksulluğu silmek isteyen bir partiyiz, onlar yoksulluğu idare etmek istiyorlar. Yoksulları siyasal esir olarak, siyasal tutsak olarak kendi arka bahçelerinde tutmak istiyorlar. Nasıl bir ortak metin hazırlanabilir? Ama Avrupa Parlamentosu'nun son aldığı karar dolayısıyla ortak bir metin hazırlayabiliriz, ortak metni imzalayabiliriz, bu konuda görüşlerimiz ortak, dolayısıyla herhangi bir sorun bu alanda yok, onun dışındaki alanlarda var."

CHP’nin 'RETRO' adı altında devam eden bir seçim kampanyası olduğu, Türk filmlerinden alıntılar olduğu ve bu konuda Şener Şen’in kendisi ile görüşülmediğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bu sosyal medyada olan bir çalışma, benim bir bilgim yok." dedi.