CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mecliste görüşülecek olan iç güvenlik yasası ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. “Biz kendi ülkemizde birinci sınıf demokrasi istiyoruz. Almanya,Fransa, Japonya, ABD ne varsa İngiltere, Finlandiya birinci sınıf demokrasi istiyoruz kendi ülkemizde üçüncü sınıf demokrasi istemiyoruz.” diyen Kılıçdaroğlu, “Baskı, şiddet istemiyoruz. Uygar bir toplum olarak kendi yaşamımızı sürdürmek istiyoruz. Bizim derdimiz bu. En önemlisi kendi ülkemizde huzur istiyoruz. Bırakmışsın bunların tamamını bir köşeye efendim biz bu yasayı çıkaracağız buyur çıkar bakalım. Çıkar bakalım ne olacak.” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu konuşmasına geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden sanatçı Müzeyyen Senar’ı anarak başladı.

'CHP İKTİDARINDA SURİYE’YE BARIŞ GELDİ, GİT KARDEŞİM KENDİ ÜLKENDE ÇALIŞ DİYECEĞİZ'

4 yıldır Suriye’de iç savaş olduğunu, resmi rakamlara göre Türkiye’de 1 milyon 700 bin Suriyeli mültecinin bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bunun 250 bini Şanlıurfa’da yaşıyor. 20 liraya iş buluyorlar Şanlıurfalı aç. Bu faturayı kim ödüyor, Şanlıurfalı ödüyor. Hiçbir Şanlıurfalı Suriye iç işine karışmaktan yana değil, kavgadan yana değim. Ben Şanlıurfalılara söz veriyorum CHP iktidarında Ortadoğuya barışı getireceğiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak ben de Başbakan olarak asla ve asla savaştan yana olmayacağım, kavgadan yana olmayacağım. İnsanları silahlandırmadan yana olmayacağım. Suriye’ye de Irak’a da her tarafa barış ve huzuru getireceğim. Suriyeli kardeşlerime diyeceğim ki, 1 milyon 700 bin kardeşim git kardeşim baba ocağına geri dön, tarlanda çalış, fabrikanda çalış sana her türlü yardımı yapacağız. Sana şuana kadar 5 milyar dolar para harcadık helali hoş olsun ama CHP iktidarında Suriye’ye barış ve huzur geldi, git kardeşim kendi ülkende çalış diyeceğiz ve ben kendi ülkemin insanı için çalışacağım bunun sözünü veriyorum.” şeklinde konuştu.

Geçtiğimiz hafta Şanlıurfa’ya yaptığı gezi sırasında çocuk hastanesi ziyaretinde çekilen fotoğrafları gösteren Kılıçdaroğlu, “Size 2 fotoğraf göstereceğim. Bu çocuk hastanesinden çocukların yattığı 2 oda. Odalar 6 metrekare. Odalarda 9 çocuk ve anneleri beraber tedavi görüyor. Diyorlardı ya sağlıkta devrim yaptık. İşte devriminiz bu. İşte devriminiz bu sizin. Anneler bize şunu söylüyor. 9 çocuk yatak yok yerlere yatak sermişler anne ve çocuk yerde, bırakın tedavi olmayı hekimlerle konuşuyoruz yer yok. Burada özellikle bu hastanelerde çalışan tüm hekim kardeşlerime ve sağlık çalışanlarına yürekten teşekkür ediyorum. Kişi başına düşen doktor sayısı itibariyle Şanlıurfa 81'inci il. En geride. Şimdi sağlıkta devrim yaptık hangi devrimi yaptın sen. Kendine kaçak saray yapacağına Şanlıurfa’ya neden hastane yapmazsın sen.” diye konuştu.

Hükümetin meclise iç güvenlik yasası getirdiklerini söylediğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Bakın bakalım birisi konuşsun nasıl tepesine vuracağım. Ya diyoruz ki bu olmaz, bu doğru değil. Anayasa askıya aldınız. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni arka bahçesine çevirdiniz, yargıyı siyasallaştırdınız ya kardeşim eğer bunu yaparsanız bu süreç böyle devam ederse halkın direnme hakkı doğar dedim. Vay efendim direnme hakkı önüne molotof kokteyli taşıyan birisinin önüne ben düşecekmişim beraber gidecekmişim. Bu kadar da yalan olmaz. İnsaf denen bir şey var. Direnme hakkı evrensen bir haktır. Direnme hakkı baskıya zulme direnmektir. İnancımızda da vardır bu. Zulme teslim olmak bizim kitabımızda yoktur. Direnme hakkı, adam taksim meydanında ayakta durdu duran adam işte direnme hakkı odur. Polis copla geliyor elinde karanfil veriyor direnme hakkı odur. TOMA su sıkıyor açmış göğsünü sık ulan istediğin kadar sık diyor işte direnme hakkı budur. Vatandaşın direnme hakkı vardır. Bu Anayasa yüzde 92 ile kabul edildi mi? Edildi mi sen nasıl Anayasayı askıya alırsın. Kimden izin aldın sen. Efendim yeni yasalar getireceğiz. Ne olacakmış. Vatandaşı dinleyeceğim. Zaten dinliyordun. Yasal güvence getirecek. Hakimi savcıyı boşver ben karar vereceğim vatandaşı dinleyeceğim. Bir de sıkılmadan üzülerek söylüyorum. Sıkılmadan efendim bu yasa AB’de aynen uygulanıyormuş. Pes ya vallahi pes. Daha bakın yeni açıklama var AB yetkilileri bu yasanın demokratik olmadığı yönünde açıklamaları var. Başbakansın senin önüne bu açıklama metni konmuyor mu? Emin olun anlamakta zorluk çekiyorum. Ayrıca bir toplumu meşru müdafaa çizgisine çekerseniz baskıyı o noktaya getirirseniz toplumunda meşru müdafaa hakkı doğar.” açıklamasında bulundu.

'SENİN BAKANIN KALKTI BUNLARI ÖNLEYECEĞİ YERE RIZA SARRAF’IN ÖNÜNE YATTI'

“Emin olun 23 Nisan’da Başbakanlık koltuğuna bir çocuk otursaydı daha dirayetli davranırdı.” diyen Kılıçdaroğlu, “Ben o koltuk boştur diyorum efendim boş değil, ben burada oturuyorum. Oturuyorsun da ne kolun ne kanadın kaldı senin. Biz bunu da çok iyi biliyoruz. Sözde bu yasayı getiriyorlar, kamu düzenini korumak üzere. Ya bütün yasalar var sana yetki vermiş. Siz ne yaptınız senin bakanın kalktı bunları önleyeceği yere Rıza Sarraf’ın önüne yattı. Davutoğlu nereye yattı oda abisinin önüne yattı. Öyle. Ülkede işsizlik var tık yok, yoksulluk var tık yok, iş istiyor vatandaş tık yok, emekli ben geçinemiyorum diyor tık yok, doğu güneydoğu da eline silah alan kimlik kontrolü yapıyor tık yok, çıkmış ortaya kamu düzeni bozuk kamu düzenini düzelteceğiz. Yahu sen düzelttin de biz engel mi olduk. Açık ve net söylüyorum. Biz kendi ülkemizde birinci sınıf demokrasi istiyoruz. Almanya, Fransa, Japonya, ABD ne varsa İngiltere, Finlandiya birinci sınıf demokrasi istiyoruz kendi ülkemizde üçüncü sınıf demokrasi istemiyoruz. Baskı, şiddet istemiyoruz. Uygar bir toplum olarak kendi yaşamımızı sürdürmek istiyoruz. Bizim derdimiz bu. En önemlisi kendi ülkemizde huzur istiyoruz. Bırakmışsın bunların tamamını bir köşeye efendim biz bu yasayı çıkaracağız buyur çıkar bakalım. Çıkar bakalım ne olacak.”

'AYAKKABI KUTUSUNDA DOLAR SAKLAYANLAR KÖŞEYİ DÖNDÜ, DOLAR FIRLADI'

Türkiye’nin toplam dış borcunun 910 milyar lira olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “16 Ocak 2015 itibariyle. Dolar dün 2,5 lira oldu toplam dış borcumuz 990 milyar liraya çıktı. Aradaki fark 80 milyar lira. Hiç kimse taş atıp kolunu yormadı durduk yerde Türkiye’nin dış borç faturası 80 milyar lira arttı. Özel sektörün 16 Ocak itibariyle 632 milyar lira dış borcu var, dolar 2,5 lira çıktı dış borç 632 milyar liradan 687 milyar liraya çıktı. Toplam 55 milyar lira ek yükün altına girdi bizim sanayicimiz. Faturayı kim ödeyecek. Sanayici üretecek ne yapacak maliyet yükseldi fiyata yansıtacak. Ne olacak önümüzdeki günlerde zammı göreceksiniz. Bütün dünyada petrol düşüyor bizde petrole benzine zam geliyor, neden? İyi yönetilmiyor ülke, adam gibi yönetilmiyor. Vatandaşın çıkarları doğrultusunda ülke yönetilmiyor. Peki bundan kim kazandı. Ayakkabı kutusunda dolar saklayanlar köşeyi döndü. Dolar fırladı. İsviçre bankasında hesabı olanlar köşeyi döndü. Dün açıklandı. Eminim birinin yüreği perişan olmuştur. Eyvah benim adımda çıkacak mı diye. Ben bu vesile ile açıkça söylüyorum. Bir dönem sayın cumhurbaşkanının İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabı olduğu söylenmiştim. Gidip bir dilekçe ile başvurması ve temize çıkması gerekiyordu. Ama bir türlü başvurmadı biliyorum parayı çok seviyor, dolarları da çok seviyor. Ben milletin önünde söz veriyorum bana yetki ver, avukatına yetki ver, parasını ben vereceğim, sen hiç masrafa bile girmeyeceksin, gidip dilekçe verecek, benim İsviçre bankalarında var mı yok mu bana bildirin diyecek. Bu yürekliliği göster diyorum, gösterir mi?”