Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Düşünün yabancıların bildiği bir rapor bizim için sır. Niye bizim için sır? Yabancıların bildiği, başka ülkelerin bildiği bilgileri biz niye öğrenemeyeceğiz? Çünkü kendi kusurları var orada. Kendi kabahatleri var orada. Kimse görmesin bu kabahatleri, kimse görmesin bu kusurları. Biz, sözüm söz, cennetin ortasına cehennemi kurdurtmayacağız.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisi tarafından Sinop’ta düzenlenen mitingde partililere seslendi. Sinop’tan doğa harikası olarak söz eden Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: “Yüzde 64’ü orman. Olağanüstü bir doğası var. Getirdiler nükleer santrali buraya kuracağız diyorlar. Sizden izin aldılar mı? Referandum yaptılar mı? Ama şunu düşündüler. Ne dersek diyelim, ne yaparsak yapalım, Nasıl olsa Sinop’un oyları çantada keklik 1 milletvekili çıkarırız idare ederiz. Buna izin verecek misiniz? O zaman yapacağımız bir şey var. Sandığa gideceğiz iki milletvekilini de CHP için seçeceğiz. İki milletvekili verin, Sinoplu Bakan sözünü de ben size veriyorum. Bugün Hürriyet gazetesinin manşetinde bir haber var. Uluslararası Enerji Ajansı Türkiye’deki nükleer santrali ile ilgili bir rapor düzenlenmiş. 2014 yılında, mahkeme raporu istiyor. Diyor ki 'raporun bir örneğini gönderin mahkemeye.' Hükümet cevap veriyor o Ankara’da oturan beyler. 'Efendim bu rapor gizli'. 'Devletin güvenliği için bu rapor gitmez.' Düşünün yabancıların bildiği bir rapor bizim için sır. Niye bizim için sır? Yabancıların bildiği, başka ülkelerin bildiği bilgileri, biz niye öğrenemeyeceğiz? Çünkü kendi kusurları var orada. Kendi kabahatleri var orada. Kimse görmesin bu kabahatleri. Kimse görmesin bu kusurları. Biz, sözüm söz cennetin ortasına cehennemi kurdurtmayacağız. Ama bunun için sizin bize yetki vermeniz lazım. Yetki vereceksiniz göreceksiniz sadece cennetin ortasına cehennemi kurdurtmayacağız sözüm söz. Bu ülkede 4 yılda yoksulluğu bitireceğim. Yoksulluğu bitireceğim.”

ONLAR SİZİ UNUTTULAR

Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Onlar sizi unuttular. Halkı unuttular. Sizin aranıza girmeye bile cesaret edemiyorlar. Herhangi bir caddede raht yürüyemiyorlar. Bir koruma ordusuyla gezmek zorundalar. Bir şey olduğu zaman hakaret sayıyorlar. Hiçbir eleştiriye tahammül edemiyorlar. ‘Bu yanlıştır arkadaş, doğrusu şudur’ dediğiniz zaman doğru derdest edip karakola götürüyorlar. Bunlar milletten koptular. ‘Millet, millet’ dediler, milletin en temiz duygularını sömürdüler. O nedenle ben size 1. Sınıf demokrasi vadediyorum. Ben size yoksulluğun olmadığı bir Türkiye’yi vadediyorum. Bin size işsizliğin olmadığı bir Türkiye’yi vadediyorum. Ben size çocukların yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi vadediyorum.”

BAŞBAKAN OLACAĞIM, BU HARAMİ DÜZENİNİ YIKACAĞIM

“13 yıldır iktidardalar, onların çocukları KPSS sınavına bile girmeden doğrudan devlet memuru oluyor.” diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Sizin çocuklarınız alın teri döküyorlar. KPSS sınavına giriyorlar bekliyorlar. 'Acaba ne zaman devlet memuru olacağım' diye. Emin olun Sinoplular, Allah’ın izni ile Başbakan olacağım, bu harami düzenini yıkacağım. Fakir fukaranın çocukları o gariban çocuklara haklarını teslim edeceğim. Bugün biliyorsunuz, Beraat Kandili Kandiliniz mübarek olsun. Bakın mübarek gün, siz nasıl yaşıyorsanız ben de evimde öyle yaşıyorum. Ben aristokrat bir aileden gelmedim. Zengin bir aileden de gelmedim. 7 kardeşten üniversiteye giden sadece benim. Devlette önemli makamlarda bulundum. Vergi nasıl toplanır, nasıl harcanır? Benim uzmanlık alanımdır. Onlar bilmezler. Ama ben bilirim. Ama benim bir özelliğim daha var. Bugünün hatırına söylüyorum. Benim en büyük özelliğim kul hakkı yemem. Kul hakkına saygı gösteriyorum. Bütün hayatım yolsuzluklarla mücadele ile geçti. Eğer siz kul hakkını korursanız her parayı yerli yerinde harcarsanız bu ülke zengin ülke olur. 1 liralık işi 5 liraya yaptırmazsanız yandaşa para aktarmazsanız, benim kardeşlerimin ne iş yaptığını kimse bilmez. Hiç birisinin hanı hamamı yoktur. Hiç birisinin gemisi yoktur. Hiç birisinin dünya malında gözü de yoktur. Çok şükür hepimiz geçinip gidiyoruz. Çok şükür.”