CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Koza İpek grubunun ele geçirilmesi için özel bir çaba harcandığını adeta haykırıldığını söyledi.

NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, Koza İpek grubuna yönelik kayyum kararının kaygı verici olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Bu kaygı sadece bende değil, iş dünyasında yoğun olarak var, yabancı sermayede de var. Türkiye'de can ve mal güvenliği yok. Her an sizin mal varlığınıza el konulabilir makul şüpheyle. Makul şüpheye dayanarak sizin dosyanıza gizli kararı koyabilirler ve avukatınız bile neden tutuklandığınızı öğrenemez. Bu tablonun kesinlikle değişmesi lazım. İpek Grubu’nun tüm mal varlığına kayyum atandı. Burada iki temel sorun var. Cumhuriyet Savcısı eğer bir yazıyla bir gruba el koyup kayyum atayabiliyorsa orada hukuk askıda, demokrasi askıda demektir. Daha vahim olanı kayyum olarak atanan kişinin iktidar partisine yakın olmasıdır. Bu yargının bağımsız olmadığını iktidarın emrinde olduğunu... Öyle kayyum atarlardı ki, kimse tarafsızlığından şüphe duymazdı. Ama şimdi oraya bilinçli bir operasyon yapıldığını, oranın ele geçirilmesi için özel bir çaba harcandığını adeta haykırarak söylüyorlar.” düşüncesini paylaştı.

“MAL VARLIĞINA EL KOYMAK KESİNLİKLE KABUL EDİLEMEZ”

“Savcıya sormak gerekiyor; hangi gerekçe ile siz el koyuyorsunuz?” şeklinde sözlerini sürdüren Kılıçdaroğlu, “Denetim yapılmıştır diyelim. Vergi denetçileri gidebilir, pek çok denetim organı gider cezası varsa kesersiniz ama mal varlığına el koymak kesinlikle kabul edilemez. Buna aydınlar, barolar, üniversiteler ciddi tepki göstermezse iktidar bir savcının yazısıyla istediği medya grubuna, istediği holdingin mallarına el koyabilir, istediği kayyumu atayıp istediği gibi yönetebilir. Bu sadece bizde kaygı yaratmaz, bütün uygar dünyada kaygılar artarak devam eder.” dedi.

'GAZETECİLER ELEŞTİREBİLİRLER, DÜŞÜNCELERİNİ SÖYLEYEBİLİRLER'

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, eğer bir ülkede medya özgürlüğü yoksa halkın haber alma özgürlüğünün kapanmış demek anlamı taşındığına işaret ederek, “Medyanın varlık nedenini sınırlarsanız iktidardan yana haber yapmalarını isterseniz bu demokrasi açısından vahim bir tablodur. Hele hele iktidardaki bir partinin milletvekilinin öncülüğünde bir gazetenin basılması ve sonra bunun övünülerek ifade edilmesi. Bir başka gazetecinin bir başka gazeteciyi seni sinek gibi ezeriz demesi doğru değil. Gazeteciler eleştirebilirler, düşüncelerini söyleyebilirler.” açıklamasını yaptı.