CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve baskıya ilişkin "Türkiye nefes alamaz konumda" değerlendirmesinde bulundu. Kılıçdaroğlu, “Nefes alamayan bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız. Yoğun bir baskının hissedildiği bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Özgecan Aslan’ın öldürülmesiyle yeniden gündeme gelen Türkiye’de kadına şiddet konusunda değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına bu konuya ilişkin bir cümle ile başlayan Kılıçdaroğlu, “Nefes alamayan bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız. Yoğun bir baskının hissedildiği bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız.” dedi.

Grup toplantısında çok sayıda kadın olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Kadının annelik görevinin ne olduğunu onun çocukları olarak hepimiz çok iyi biliyoruz. Eğer çocuğu hastaysa anne de hastadır. Çocuğu ağlıyorsa anne de ağlıyordur. Çocuk bu kadar değerlidir anne için. Bir vazgeçilmezdir. Kendisi yemez ona yedirir, içmez ona içirir. Onu geleceğin umudu olarak görür. Bakar besler, elleriyle büyütür. Ninniler söyler rahat uyusun diye. Geceleri hastalandığında sabaha kadar başında bekler. Onun için demişler Cennet anaların ayakları altında. Ve doğrudur. Ama gelin 21. yüzyılın Türkiye’sine bakalım. Bu söz güzel bir söz neden gereğini yapmıyor, kadına neden önem vermiyoruz?” şeklinde konuştu.

İDAM SORUNU ÇÖZECEK Mİ?

Ardından Özgecan’ı anan CHP Genel Başkanı, “Bir üniversite öğrencisi Özgecan, okula gidiyor. Bir anneyi düşünün çocuğunu yetiştirmiş ve üniversiteye gönderiyor. Ne hayalleri ne umutları var. Kendisinden daha iyi hayat koşullarına sahip olacak kızı onu düşünüyor. İşi olacak gücü olacak torunları olacak bu umutlarla yetiştiriyor çocuklarını anneler. Ama vahşice öldürülüyor. Beni üzen temel nokta şu; ölümü unuttuk nasıl ceza vereceğiz onu tartışıyoruz. Asıl tartışmamız gereken konu bu olayları nasıl engelleyeceğiz? Tutturmuşlar idam olsun başka şey olsun. İdam olsa ne olur? Sorun çözülecek mi? Bu bir kişinin olayı değil. Türkiye nefes alamaz konumda. Yarı açık cezaevine döndürüldü Türkiye.” ifadelerini kullandı.

'TOPLUMUN VİCDANI RAHATSIZ'

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Şöyle bir gerçeği oturup bu milletin önünde rahat rahat tartıştık mı, kadına gerekli desteği verdik mi? Acılarına ortak olduk mu sevincine ortak olduk mu? Hayır. Oturup düşündük, düşündüler. Ve söylediler. Kadın kaç çocuk doğuracak, birisi karar verir. Kaç çocuk doğuracak ona da karar verecekler. Nasıl giyinecek, ona da karar verecekler Sokağa hamile kadın çıkmasın, ona da karar verecekler. Zinhar ha ha kadın gülmesin ona da karar verecekler. Eğer siz bunu toplumun belleğine bunu şırınga ederseniz beslerseniz bu tür cinayetleri engelleyemezsiniz. Türkiye gerçeği budur. KADER’in eski genel başkanı güzel bir cümle söylemiş. ‘Devletin her katında kadınları aşağılamaya, sindirmeye, erkekleri azmettirmeye yönelik politikalar uygulanıyor’. Yanlış mı, yüzde yüz doğru. Sana ne kadının kaç çocuk doğuracağından, sana ne nasıl doğum yapacağından, sana ne nasıl giyineceğinden. Sana ne? Özgecan toplumun vicdanı oldu. Biz ne söylersek söyleyelim ateş düştüğü yeri yakar. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Acıların en büyüğüdür. Bunu yaşayan birisi olarak söylüyorum. Ateş düştüğü yeri yakar, doğrudur. Ama Özgecan onun ateşi bütün Türkiye’ye düştü. Doğu batı güney kuzey. Bütün kadınlar ayağa kalktılar. Toplumun vicdanı rahatsız.”

'SİYASAL İKTİDAR KADINLARA NEFES ALDIRMAMAYA AND İÇMİŞ'

Ardından bütün kadınlara seslendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bu siyasal iktidar size nefes aldırmamaya ant içmiş bir siyasal iktidardır. Bunu sakın unutmayın. Her şeye, her olaya müdahale ediyorlar, her olaya müdahale ediyorlar. Bırakın biraz rahatlık olsun. İnsanlar huzur içinde sokaklarda gezsinler. Buna izin verilmiyor.” dedi.

2002 - 2015 döneminde öldürülen kadın sayısının 5 bin 406 olduğu bilgisini paylaşan CHP Genel Başkanı, “Tam bir katliam. Bazı arkadaşlar soruyorlar, kaç kadın öldürüldü diye, ‘bizde böyle bir istatistik yok deniliyor’ AKP’li bakanlar. Bereket bu ülkenin sivil toplum dernekleri var. Onlar bu gerçekleri kamu ile paylaşıyorlar. Kadına yönelik şiddet yüzde bin 400 arttı. İlgili bakan diyor ki ‘Kadına yönelik şiddet abartılıyor.’ Yüzde bin 400 şiddetin olduğu senin bakanın tarafından dile getirilirse bunu abartı olarak dillendirmek ne kadar vicdani? Ne kadar doğru? Üzerinde hepimizin durması gereken temel bir noktadır.” değerlendirmesinde bulundu.

'TOTALİTER REJİMİN KADINLARA YANSIMASI'

Kılıçdaroğlu ayrıca “Dünya Ekonomi Forumu kadınlarla ilgili bir istatistik yayınlıyor. Bütün dünyayı izliyorlar ve sonuçlarını paylaşıyorlar. Türkiye son 10 yılda 20 basamak geriledi. Kadınlar 20 basamak geriye itildiler son 10 yılda. Efendim ‘Bunu niye dillendiriyorsunuz' diyorlar. E napalım? Bu rakamlar bizim rakamlarımız değil uygar dünyanın rakamları. Ekonomik aktiviteye katılım açısından 142 ülke arasında 132 sıradayız. İş gücüne katılım 128. sıradayız. Bizim küçümsediğimiz Afrika ülkeleri bizim çok çok önümüzdeler. Hepimiz, özellikle kadınlarımız, oturup yeniden düşünmeliler. Totaliter bir rejimin maliyeti kadınlara nasıl yansıyacaktır? Emin olun evlerinden çıkmasını yasaklarlar bir süre sonra. Türkiye’de kadınları o noktaya getireceklerdir. Bunlar kendileri söylüyorlar zaten. Aşama aşama bunu hayata geçirmeye çalışıyorlar.” diye kaydetti.

Kılıçdaroğlu, konuşmasına başlamadan önce Özgecan Aslan ve şiddete maruz kalarak hayatını kaybeden kadınlar adına grup salonundakileri bir dakikalık saygı duruşunda bulunmaya davet etti. Öte yandan Kılıçdaroğlu'nu salona gelişinde ön sıralarda polis şiddetinden hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını ve İç Güvenlik Reform Paketi’ne karşı pankartlar taşıyanlar karşıladı.

Grup salonunda Gezi Olayları'nda hayatını kaybeden Ethem Sarısülük, Berkin Elvan, İsmail Korkmaz'ın aileleri ile aynı olaylarda gözünü kaybeden 30'a yakın kişiden beş tanesi yer aldı.