CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Emekliye iki ikramiye deyince kıyameti koparıyorlar. Yüzünüze gözünüze dursun. Sıkılmadan, utanmadan parayı nereden bulacaksın diyorlar. Sen kaçak sarayına para bulurken aklına gelmeyen kaynak, şimdi mi aklına geliyor?" dedi.

Kılıçdaroğlu, emekçi kenti Zonguldak'ta merhum Bülent Ecevit'in "Ne ezen, ne ezilen; insanca, hakça bir düzen" sözünü vurguladı. Madenci Anıtı'nda halka hitap eden Kılıçdaroğlu'nu bir grup madenci baretli işçi selamladı.

Madencileri anlamak için bir yılbaşını maden ocağında geçirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "13 yıl kredi açtı. Dediler ki biz yolsuzlukla, yoksullukla, yasaklarla mücadele edeceğiz. 13 yıl kredi açtınız. Bu rakamları lütfen hiçbir yurttaşım unutmasın. 6 milyon 200 bin işsizimiz var. Sormazlar mı adama; 13 yıldır ne yaptın? 17 milyon yoksulumuz, var. Sormazlar mı adama? Nerde yaşıyor? 3 milyon 750 bin hanede yaşıyor? 13 yıl sonunda borç batağında olan 5 milyon vatandaş var. Aylık geliri 1000 liranın altında olan 8 milyon emeklimiz var. Bu adam nasıl geçinecek? 350 bin atama bekleyen öğretmenimiz var. 200 bin derslik ihtiyacımız var. 13 yılda 200 bin derslik ihtiyacını neden karşılamadın diye sormayacak mıyız?" dedi.

"Biz Türkiye'yi nasıl yaşanabilir hale getireceğimizin hesabını yapıyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Refahın tabana yayılmadığı toplumda huzur ve barış olmaz. Herkes büyümeden kalkınmadan nasibini alacak. Ne diyordu rahmetli Ecevit, "Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen' diyordu. Hakça bir düzeni nasıl oluşturacağız? Bunun yolu, toplumun alt kesimlerine kaynak aktarmaktır. Bir şey söyledim. Dedim ki Ramazan ve Kurban bayramlarında emeklilere birer maaş ikramiye vereceğim. Söz, Kemal Kılıçdaroğlu sözü."

Projelerine yönelik 'kaynağı nereden bulacaksın' sorusuna tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Kıyameti koparıyorlar. Ya, zaten altı üstü ne veriyorsunuz? Yüzünüze gözünüze dursun. Kaynak soruyorlar. Nerden bulacaksın bu parayı? Ben mütevazi bir insanım. Ben sizden birisiyim. Asla unutmayın. Benim yalılarım, katlarım yok. 7 çocuklu aileden geliyorum. Rahmetli annem ve ablam okuma bilmezdi. Okudum çalıştım emek harcadım, siyasete girdiğim gün de malvarlığımı açıkladım. Çünkü hepsi de alın terimle harcadığım malvarlığımdı. Acılarınızı biliyorum. Ben bunların hepsini biliyorum. Bunları bildiğim için emekliye bayramlarda birer maaş ikramiye vereceğim diyorum. Sıkılmadan, utanmadan parayı nereden bulacaksın diyorlar. Sen kaçak sarayına para bulurken aklına gelmeyen kaynak, şimdi mi aklına geliyor? Onlar size diyor ki kaynak yok. 11 milyon emekli var bu ülkede. 11 milyon emekli de fire vermeden 'bana kaynak yok diyorsun değil mi, benden de sana oy yok' desin. Yeter desin artık. Yeter ya. Geçinemiyor bu millet. Bir emekli düşünün, parası olmadığı için bayramlarda parası olmadığı için torunlarından kaçacak. Bir ülkenin emeklilere vefa borcu vardır. Bana hep kaynağı söylüyorlar. O paraları bulacağım ilk Ramazan bayramında kaynak nasıl bulunurmuş onlara göstereceğim." şeklinde konuştu.

Esnafın emekli aylıklarından bir kuruş kestirmeyeceği sözünü veren Kılıçdaroğlu, "Diyelim ki esnaf dükkanı açtı primi ödeyemedi. Hastalandığında sana bakmayız diyorlar. Esnaf kardeşime sesleniyorum. Düne kadar ağırlıklı olarak AKP'ye oy verdin. Sen hak etmediğin muameleyle karşı kaşıyasın. Gel beraber huzurlu bir Türkiye'yi kuralım. Değiştirelim. Ayrılık gayrılık olmadan beraber yürüyelim. Zonguldak meydanından bütün esnaflara çağrı yapıyorum. Gelin güzel Türkiye'yi beraber inşa edelim diyorum. Emekliye pirim verince onlar İsviçre'ye bankaya yatıracak sanıyor. Vallahi fazla para değil. Esnaf lokantaya gidecek bakkaldan bir şey alacak, esnaf kazanacak. Kim kaybedecek hortumcular kaybedecek. Onların derdi o. Bizim projelerimiz akılcı projeler." şeklinde konuştu.

21. yüzyılın çağdaş kölesi olarak tanımladığı taşeron işçiliği kaldıracağını hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Taşeron işçilerin hepsi kadrolu işçi olacak. Parayı nerden bulacaksın. Hayatımda duyduğum en saçma soru. Sen zaten işçiye para ayırıyorsun ben de onu kullanacağım. Bu kadar basit kardeşim. Devlete yükü olmadığı gibi kazancı var. Taşerona öderken yüzde 18 KDV ödüyor. Devletin yüzde 18 kazancı var. Biz emek diyoruz, onlar çalan diyorlar. Biz emek diyoruz, onlar malı götüren diyorlar. Herkes çalışacak herkes. Kimse malı götürmeyecek. Benim size sözüm var. Ben kul hakkı yemem, kul hakkı da yedirtmem. Kimse aç ve açıkta kalmayacak. 17 milyon yoksulumuz var. Ne demek biliyor musunuz? Aylık geliri 200 liranın altında demektir. Sormak isterim. Karşıma çıksalar soracağım. 200 lirayla bu aile nasıl geçiniyor yahu? Nereden bulacaksın. Maliye Bakanı, 1500 lira olması işçiye zulümdür diyor. Sen ayda 14 milyon lira alırken, zulüm değil de işçiye verirken mi zulüm oluyor."

'ONLARIN SİYASİ ANLAYIŞIYLA ARAMIZDA AĞRI DAĞI KADAR FARK VAR'

AK Parti'nin siyaset anlayışıyla kendi siyasi anlayışları arasında Ağrı Dağı kadar fark olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Onların siyaset anlayışıyla bizim siyaset anlayışımız arasında Ağrı Dağı kadar, dünya kadar fark var. Ben çiftçi için mazotu 1,5 liraya indireceğim deyince parayı nerden bulacaksın diyorlar. Yatlara vergiyi kaldırdın. Sen yakutttan, elmastan, pırlantadan vergiyi kaldırınca kimsenin sesi çıkmıyor da ben çiftçiye vergiyi kaldırınca mı sıkıntı oluyor? Ne derlerse desinler emekliye birer maaş ikramiyeyi kesinlikle vereceğim." şeklinde konuştu.

'HORTUMCULAR HARİÇ HERKESTEN OY İSTİYORUM'

Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) 5 bin işçi alma sözü de veren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Benim ülkemde kömür var, insan var, neden dışarıdan getirelim? Ahlaklı siyaset eksik. Siyaset cebini düşünüyor. Benim için halkın cebi önemli, yandaşınki değil. Önce halkın cebi para görecek. Eski anlayışlarımızı da bir taraf bırakalım. Yeni bir düzen, hakça bir düzen; namuslu, halka hesap veren namuslu bir düzen için sizden destek istiyorum. Yolsuzluğun gizlenemediği bir ülkede yeni bir başlangıç yapmak zorundayız. Hortumcular hariç yeni bir başlangıç için oy istiyorum. Sadece ve sadece hortumcular dışarıda kalsın diyorum. Ne ezilen ne ezen insanca hakça bir düzen diyeceğiz."