Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Suriyeli mültecilere vatandaşlık verileceği yönündeki iddialarla ilgili, "Suriyeli mültecilerin yerli halk sayılması söz konusu değildir" dedi.

Şanlıurfa’da açıklama yapan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Suriyelilere vatandaşlık verileceği iddialarına cevap verdi. Soru üzerine, Suriyelilere vatandaşlık verilmesinin söz konusu olmadığını anlatan Kurtulmuş, "Mülteciler konusunda, Suriyeli mülteciler konusunda çok spekülasyon yapılıyor. ’Vatandaşlığa alınacaklar, şöyle olacaklar, böyle olacaklar’ diye. Suriyeli mültecilerin yerli halk sayılması söz konusu değil. Suriyeli mülteciler konusunda mesela Kilis, kendi nüfusundan fazla Suriyeli göçmene sahip. Şanlıurfa 530 bin mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Bu illerimiz fedakarca tam bir ensar anlayışı ile ekmeğini paylaşıyorlar. Dolayısıyla bu illerdeki ilave yüklerin azaltılması konusunda zaman zaman çalışmalar yapılıyor. Örneğin AFAD’dan bazı katkılar geçmişte de verildi, bugün de veriliyor. Sistematik olarak, bu yükü hafifletecek çalışmaları sürdürüyoruz. Suriyeli mülteciler yükünün, yükün sadece şehirlerin üzerine bırakılmamasıdır. Yerli vatandaş konusu ise tamamen spekülasyonlardır" dedi.

SURİYE’DEKİ BARIŞ SÜRECİ

Kurtulmuş, soru üzerine Suriye’deki barış süreci ile ilgili de değerlendirmede bulundu. Suriye tahtasında çeşitli oyunlar oynandığını belirten Kurtulmuş, Suriye’deki kalıcı çözümün Suriye halkının istediği şekilde olabileceğini ifade etti. Dayatmayla çözümün olamayacağını vurgulayan Kurtulmuş, "Siyasi anlamda birçok oyunun oynandığı Suriye tahtasında, Suriye satrancında birçok oyunun oynandığını hep görüyoruz. Suriye’de nasıl bir çözümün olacağının birinci derecede muhatabı, Suriye halkının bizatihi kendisidir. Suriye halkının istemediği hiçbir çözüm, zorla hiçbir masada dayatılamaz. Bu anlamda 5 yılda büyük bedeller ödemiş, şehirleri tarumar olmuş, aileleri perişan olmuş. 8 milyona yakın Suriyeli iç ve dış göçe maruz kalmış, büyük acılar yaşamış olan yaklaşık yarım milyon masum insanı ölmüş olan bir milletten bahsediyoruz. Dolayısıyla, Suriye’nin bundan sonraki siyasi geleceğinin ne olacağına bırakın da Suriye halkı kendisi kararı versin. Bu anlamda uluslararası camia, samimi olarak Suriye’de bir barış elde etmek istiyorsa, Suriye halkının bütün kesimleri, herkesin işin içerisinde olduğu, herkesin temsil edildiği bir demokratik sürecin önünü açsın. Ama hiç kimse, masada eli zayıftır diyerek, istemediği görüşü, kabul etmeyeceği siyasi çözümü dayatmaya kalkmasın. Burada asıl olan, ortaya koyulan çözümleri, kabul edecek şu ya da bu ülke değil, Suriye halkının ta kendisidir. Suriye halkın kabul etmeyeceği adil ve kalıcı bir çözüm, masada kabul edilse bile uygulanabilir olmaz. Kalıcı bir barış temennimizdir, duamızdır" diye konuştu.