Türkiye’nin Başika kampına asker sevkiyatı yaptığı iddialarını yalanlayan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Musul operasyonu ile ilgili Türkiye’nin tavrının açık olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin Başika’daki varlığının Musul operasyonuyla hiçbir ilgisi olmadığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Türkiye’nin Başika kampına asker sevkiyatı yaptığı iddialarına ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, iddiaları yalanlayarak, “Musul operasyonu ile ilgili tavrımız açıktır. Türkiye’nin Başika’daki varlığının Musul operasyonuyla hiçbir ilgisi yoktur. Türkiye orada peşmergelerin ve özellikle Musul’un kurtarılmasıyla ilgili yerel güçlerin isteği doğrultusunda oradadır. Bildiğiniz gibi hem peşmergelere hem oradaki yerel unsurlara uzunca bir süredir Türkiye Başika’da eğitim vermektedir. Dolayısıyla bunu Musul’un kurtulması meselesinden ayrı görmemiz lazım. Türkiye’nin oradaki muhtemel bir operasyonla ilgili görüşünü de paylaştım. Türkiye operasyonlarında PYD/YPG unsurlarının ‘DEAŞ’ten buraları kurtarıyoruz’ diye kullanılmasına tamamen karşıdır. Musul, Irak’ın en önemli şehirlerinden biridir. Musul’un çok etnik bir yapısı var. Geleneksel olarak Araplar’ın, Türkler’in, Kürtler’in olduğu bir bölgedir. Bütün bu unsurlardan oluşacak olan yerel unsurların merkezde olduğu bir operasyon ancak sonuç verir. Aksi halde burada başka unsurlarla, Musul’la dokusu uyuşmayan bir takım başka terör gruplarını Musul’a götürüp operasyonun bir parçası haline getirmek asla operasyonun başarı sağlamasına katkı sağlamaz. Böyle bir durum Musul operasyonunun başarısızlığını ortaya koyar. Türkiye bu tezlerini açıkça Amerikalılar ve ilgili diğer ülkelerle de paylaşıyor” açıklamalarında bulundu.
“KHK çıkarma yetkisi OHAL kapsamında bütünüyle hükümete aittir”
Kurtulmuş, “Meclis’te dört partinin katılımıyla Kanun Hükmünde Kararname Komisyonu kuruldu. Bu komisyonun çalışma kapsamı nasıl olacak?” yönündeki soruya, “KHK çıkarma yetkisi OHAL kapsamında bütünüyle hükümete aittir. Bizim burada yapmak istediğimiz eğer diğer partilerin bu konularla ilgili görüşleri, tespitleri varsa bunların bildirilmesidir. Bu sürecin daha düzgün, daha işbirliği içerisinde yürütülmesini temin etmektir. Bu bir yetki devri değildir. Yetki tamamen hükümetin elinde olan bir yetkidir” cevabını verdi.