CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Sabah gazetesinin kendisi hakkındaki iddialarını yargıya taşıdı. Tanal, “Buradaki amaç tamamen siyasi. Tamamen linç edilmeye yönelik. Onun için hem gazete hakkında hem ihtarı çeken hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundum.” şeklinde konuştu.

CHP İstanbul milletvekili Mahmut Tanal, TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyerek Sabah gazetesinde hakkında yer alan iddialara cevap verdi. Gazete, Tanal’ın ofisinde çalışırken yaklaşık 7 ay önce işten çıkan bir kadının Tanal’a çektiği ihtarnameyi haberleştirmişti.

Tanal, ilk olarak “İktidarın silahşörü olan bir gazete demeyeceğim basın bülteni olarak bana yönelik saldırılarından dolayı ben huzurunuzdayım. Burada söz konusu olayda bir; dört yıllık milletvekilliği süreci yaşamımda ne eşimle, ne dostumla, ne akrabamla, ne sekreter, ne danışman olarak göreve başlatmadım ben. Meclis’te eğer bir tarama yapılırsa, eşiyle dostuyla çalışmayan tek milletvekiliyim, bununla övünüyorum ben.” dedi.

Ancak birileri görevlerini iyi yapmıyorsa, verilen görevleri gereği gibi ifa etmiyorlarsa, işten çıkarmanın da kendisinin en doğal hakkı olduğunu söyleyen Mahmut Tanal, “Yaşamım boyunca kamu kaynaklarını ne birilerine peşkeş çektim, ne harcamasına izin verdim, ne göz yumdum. Adeta kamu kaynaklarını israf edenlerin ben peşine koştum. Bugüne kadar ben hep hukukun ve adaletin ve özgürlüğün timsali oldum ben. O açıdan burada amaç nedir, onu tabi ki ben kendi açımdan bir insanı kendini anlatması kadar zor bir şey olamaz. Dürüstlüğün ve başarının simgesi oldum ben Meclis’te. Dürüstlük ve başarıyı hazmedemeyenler, işten çıkarılan personellerle artık hangi oyunların içerisine girerek, bana düzenlenen şu ihtarnameyi eğer okursanız, burada belirtilen tarihlerde ben hiçbir zaman Almanya’ya gitmedim. İkincisi; bu deniliyor ki Mahmut Tanal efendim emniyet mensuplarına yapılan operasyonlarda bir daha milletvekili seçilebilmek için, bunları yaptığını ahlaksızca yazmışlar kaleme almışlar. Bu kavramı ben kullanmak istemezdim ama söylemek zorunda kalıyorum. Benim milletvekilliği vesaire, bir kaygım derdim yok. Ben hakkın, hukukun, adaletin, özgürlüğün peşindeyim.” diye konuştu.

Tanal, “Buradaki amaç tamamen siyasi. Tamamen linç edilmeye yönelik.” diye ekledi. Tanal ardından da şöyle devam etti: “Hemen tarihlerle ben söyleyeyim. İhtarı çeken kişi 15 Temmuz 2014’te işten ayrılmış. Benim Almanya’ya gidiş tarihim 24 Ağustos. Deniliyor ki Mahmut Tanal cemaatle orada birileri ile görüşmüş. Ben şunu söyleyeyim: 76 milyonun vekiliyim ben. Türkiye’de herkesle görüşen bir insanım ben. Ama bu şekilde iftiralarla şu anda, işte paralel yapı denilen dosyayla, beni şüpheli konuma düşürebilmek için adeta, dosyalarla ilerde yargılamayı sağlayabilmek için kurgulanmış olan bir senaryonun, dışında başka birşey değildir. İhtarnameden yedi gün sonra, özlük haklarımı vermezseniz, diye dava açacağım diyen insanlar, hemen basına servis ediyorlar. Gazeteye servis yapıyorlar. Onun için hem gazete hakkında hem ihtarı çeken hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundum. Burada gerçekten haksız hukuksuz adaletsiz bir saldırı var. Bir saldırıyla karşı karşıyayım. Ama şunu bilsinler ben hukukçuyum. Bugüne kadar haram lokma yemedim. Kimsenin namusuna haysiyetine göz dikmedim. Sadece ve sadece birilerinin namus ve haysiyeti olmaz. Ben namus ve haysiyeti hiçbir şeye değiştirmem.”

ZARRAB'IN EL YAZILI BELGESİNE YORUM: HAYATIN AKIŞINA AYKIRI

Ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan CHP Milletvekili Tanal’a Rıza Zerrab’ın el yazısı ile eski Bakan Zafer Çağlayan’dan para aldığını belirtip imzaladığı bir not kağıdının, delil olarak Soruşturma Komisyonu raporunda yer alması soruldu. Tanal, şu değerlendirmeyi yaptı: “Eşyanın, doğal tabiatın akışına aykırı olan bir hadise. Yaşamın bir doğal akışı var. Saatin alacağınız yerler ne olur. Gidersiniz saatçiden alırsınız. Saatçinin faturası olur. Veya kendiniz orada alırsınız. Ama netice itibariyle saat olayı bırakın dört bakanla ilgili ben onların yerinde olsam, farka bakar mısınız, ufacık bir hak etmediğimiz bir ihtarnameyi bile basının karşısına çıkarak biz lekeyi kaldırmayız diye huzurunuza geliyorum. Ama bakanlarla ilgili bu kadar yolsuzluk ve rüşvet ayyukaya çıkacak. Yargılanmak için müracaat etmeyecekler. Fark bu. Hayatın doğal akışına aykırı.”