Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, MHP'li Meral Akşener'e yönilk kaset iftirasına tepki gösterdi. Türker, "Ona hiç kimsenin söyleyecek bir lafı yok. Bunu ortaya atanları kınıyorum. Yalnız saygısızlık yapmadılar, terbiye sınırlarını da aştılar." dedi.

Seçim çalışmaları kapsamında Antalya'ya gelen Masum Türker, DSP İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. Partisinin seçim beyannamesini anlatıp milletvekili adaylarını tanıtan Türker, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener'e kaset iftirasında bulunulmasıyla ilgili soruyu cevaplayan Masum Türker, "Meral Hanım benim arkadaşım. Ona hiç kimsenin söyleyecek bir lafı yok." dedi.

Farklı partilerde siyaset yapmalarına, bir dönem belediye başkanlığı yarışında rakip olmalarına rağmen Meral Akşener'e yapılanı kabul etmenin mümkün olmadığını ifade eden Türker, "Bunu ortaya atanları kınıyorum. Yalnız saygısızlık yapmadılar, terbiye sınırlarını da aştılar." diye konuştu.

İFTİRALAR CEMAATİ AKLIYOR

Türkiye'de 'herkesi kasetle tehdit etme modasının' 2004 yılında ortaya çıktığını, son iftiranın da AKP'ye yakınlığıyla tanınan iki yorumcu tarafından gündeme getirildiğine dikkat çeken Türker, "Bu tehditler daha çok yaşanacak. Aslında farkında değiller, AKP taraftarları bu tehditleri gündeme getirmekle 'paralel' diye suçladıkları Fethullah Gülen cemaatini aklıyorlar. Çünkü eğer kasetler işini yalnız suçladıkları gibi onların dönemindeki emniyetçilerle yapılmışsa şimdi kim yapıyor? Demek ki esas yapan hala devletin içinde. Bu nedenle bu kaset meselelerinin böyle seçim zamanları ortaya atılması, yapılandırılması çok doğru bir şey değil. Bu insanların anlık duygularından yararlanabiliyor. Ama bu sefer sanıyorum, DSP Genel Başkanı bile Meral Hanım için böyle bir şey söylenemez diyorsa, bunu onunla aynı çizgide olan, onun daha iyi tanıyanlar, ben tanıdığım, gördüğüm kadarıyla, hem parlamentoda birlikte çalıştık hem rakip olarak bir dönem belediye seçimlerini birlikte geçirdik, bunlar, onun için söylenenler yakışık değil. Kaldı ki, TBMM Başkan Yardımcılığı yaparken insanların hoşuna gitmeyen çok şey yapmıştır. Bir kaset varsa niye o gün ortaya çıkmadı? Kaset seçim günü niye çıkıyor? Bu tehditler hep olur. Böyle demokrasiyi hazmetmemiş, tehdit etmek isteyenlerin uyguladıkları yöntemlerdir."

AKP GÜCÜ REFERANS ALIYOR

17/25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarını yürüten 4 savcı ile 1 hakimin meslekten ihraç edilmesiyle ilgili soru üzerine Türker, "Güce dayalı referansla devleti yönetmek isteyenler devlet adamı olmazlar." dedi. Devlet adamının kamu yararını kendisinin ve partisinin menfaatinin önüne koyan insan olduğunu ifade eden Türker, "Gücü referans alanlar hukuka sığınmak için hukuka aykırı kanunlarla ülkeyi yönetirler. Şu anda ülkemizde çıkarılan bütün kanunlar anayasaya aykırıdır." ifadesini kullandı.

'CUMHURBAŞKANI SIFIRLANAN İTİBARINI MECLİS'İ FESHEDEREK KURTARACAK' İDDİASI

17/25 Aralık'la ilgili konuşması sırasında Binali Yıldırım'ın 7 Haziran seçimlerinin ardından Türkiye'ye bir azınlık hükümeti kurulacağı ve ülkenin bir yıl içinde erken seçime gideceği yönündeki sözlerini hatırlatan Masum Türker, bu çıkışın sebebini şu sözlerle izah etti: "Şu anda cumhurbaşkanımızın yurt dışındaki itibarı sıfır, sıfıra yakın. Bu sıfıra yakın olan itibarını düzeltebilme imkanı var, bu barajlar dolayısıyla. Bazı partiler barajın altında kalıp ve milletvekili seçilmeyenler olup barajın altında kalırsa dünya Türkiye'deki siyaseti meşru olmayan siyaset diye ilan edecek. Tıpkı Beşşar Esed'e 'sen meşru değilsin' diye başbakanımızın, cumhurbaşkanımızın dediği gibi. O zaman bugün meydanlarda gezen cumhurbaşkanı bir milletvekili başbakanlığında teknokrat hükümeti kuracak ve Meclis'i feshedecek meşruiyet için ve baraj meselesi devreye girecek. Bu iş olurken o zaman itibar kaybetmiş olan cumhurbaşkanı yeniden dünyada itibar kazanacak."

'CUMHURBAŞKANININ BİLE YARGINLANMASINA NEDEN OLACAK BİR GİDİŞAT'

Suriyelilerle ilgili bir soruyu cevaplayan DSP Genel Başkanı, hükümetin bu konuda havari kesildiğini; ancak Türkiye'ye gelenlerin sokaklarda olduğuna değindi. Türker, "Türkiye'nin en mutaassıp şehirlerinin birisi sizin (Antalya'nın) komşunuzdur, kuzeyinizdedir. Suriyelilerin en çok fuhuş yaptıkları şehir o şehirdir ve o şehir aileleri şikayetçi o Suriyeli göçmenlerden. Göçmenler yavaş yavaş belli yerlerde haraç alan getto yapısı oluşturmaya başladılar." iddiasında bulundu.

"Suriye sorunu Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın bile ileride uluslararası camiada insan haklarını ihlalinden dolayı yargılanmasına neden olacak bir gidişat içindedir." diyen Türker, şöyle konuştu: "İsmi meşhur, Türkiye'nin önemli yerlerinde hastanesi olan bir zincirde geçen sene bugünlerde 70 IŞİD'li, bir tek bilenlerin bildiği bir ortak kelime söyleyeceğim, güney tarafındaki koğuşta, 5. katta tedavi edilmiştir. Eğer bu istihbaratı DSP Genel Başkanı olarak ben biliyorsam orada cirit atan yabancılar fotoğraflayarak, gerekli kayıtları ele geçirerek ileride uluslararası alanda bize iş açacak bir yapıya sürebilirler."