AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, "Bütün bu yapılanları gördükçe, hatta parlamentoda kafamıza bombalar yağarken benim de, milletvekili arkadaşlarımızın da gönlünden ’Bunları sallandırmak lazım’ diye geçti" dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından gündeme gelen idam cezasının geri getirilmesi tartışmalarına ilişkin ise Şahin, "İdam tekrar getirilebilir ancak yasalarda bir değişiklik yapıldığında lehte olan hükümler geriye yürüyor, aleyhte olanlar yürümüyor" ifadesinde bulundu.
Karabük’te, FETÖ’nün darbe girişimine tepki göstermek amacıyla Kent Meydanı’nda toplanan vatandaşlara hitap eden Şahin, kent sakinlerinin toplanarak demokrasiye sahip çıktığı bu alanın adının "demokrasi meydanı" olmasını istedi.
Şahin, darbe girişiminin millete karşı yapıldığını ancak bunu planlayıp uygulayanların milleti hafife aldığını ve hesaplarının tutmadığını söyledi.
Girişimin başarılı olması halinde Karabük Valisi’nin görevden alınıp yerine Safranbolu 125. Jandarma Eğitim Alay Komutanı İstihkam Kurmay Albay Sedat Arıcan’ın getirileceğinin planlandığını anlatan Şahin, FETÖ mensuplarının bunu başaramadığını ve şimdi Arıcan’ın cezaevinde olduğunu hatırlattı.
"Hiçbir Türk askeri kendi vatandaşına silah sıkmaz"
Önceden Başbakan Yardımcılığı, Adalet Bakanlığı ve TBMM Başkanlığı görevlerinde de bulunan Mehmet Ali Şahin, darbe girişiminde bulunanların Türk askeri olamayacağını belirterek, bunlar Pensilvanya’nın hainleridir. Hiçbir Türk askeri kendi vatandaşına silah çekmez, bombalar yağdırmaz. Neden acaba Temmuz ayının ortasında darbe teşebbüsünde bulundular? Önümüzdeki Ağustos ayında Yüksek Askeri Şura var. İzmir Cumhuriyet Başsavcı vekilliği çok önemli bir soruşturma dosyası hazırladı. Sanıyorum davası açılmak üzere. Bu soruşturma dosyasında Gülen terör örgütü mensubu olup, daha sonra pişman olan birkaç asker mensubunun da bilgilerine dayalı olarak çok önemli bilgilere ulaşıldı. TSK içinde bu yapıya mensup olan çokça rütbeli, rütbesiz TSK mensubunun isimleri tespit edildi ve haklarında dava açılma hazırlıkları başladı. Nitekim birtakım tutuklamalar da oldu. Bazıları da kaçtılar" dedi.
’Darbe teşebbüsü son kozuydu’
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da KPSS ile ilgili bir soruşturma dosyası hazırladığını, bu dosyada da TSK içerisinde bazı subayların eşlerinin sınavlara girip yüksek puanlar aldığının belirlendiğini ve bunların askeriyenin birçok yerinde memur olduklarını belirten Şahin, şöyle dedi:
"Çünkü sorular çalınmış. Bu sorular bu yapıya mensup askerlere verilmiş, onların eşleri de çok yüksek puan alarak, milletin hakkını yiyerek memur olmuşlar. Cumhuriyet Başsavcılığı buradan hareketle o sınavı kazananların kimler olduğunu araştırarak bir bakmış ki bunların hepsi de TSK’da üst düzey asker. Bu soruşturma peş peşe gelince birtakım isimlere ulaşılmış ve şimdi bütün bunlar Yüksek Askeri Şura öncesi tabii ki şuranın önüne gelecek. Bu soruşturmalarda, iddianamelerde yer alan isimlerin terfi etmeleri bir yana Silahlı Kuvvetlerden ilişikleri kesilecek. Bu yapının bu darbe teşebbüsü son kozuydu. Yüksek Askeri Şuradan önce eğer bir harekette bulunmazlarsa, Silahlı Kuvvetler içerisindeki mensuplarının önemli bir bölümü deşifre edilecek ve Silahlı Kuvvetlerden ilişikleri kesilecekti. Bir tek çare kalıyordu, darbe teşebbüsünde bulunarak Türkiye’de yönetimi ele geçirmek."
“Bizimde aklımızdan ’Bunları sallandırmak lazım’ diye geçti”
Vatandaşın idam istediğini, TBMM bombalanırken kendisinin ve arkadaşlarının "Bunları idam etmek lazım" diye akıllarından geçirdiklerini vurgulayan Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
" İdam tekrar geri getirilebilir. Anayasa’yı değiştirirsiniz, idamı tekrar getirirsiniz. Ceza yasalarına da, anayasa değişikliği sonucu idamı tekrar yansıtabilirsiniz. Ancak yasalarda bir değişiklik yapıldığında lehte olan hükümler geriye yürüyor, aleyhte olanlar yürümüyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Anayasa değişikliği yapıp ceza kanuna getirdiğinizde, daha sonra çıkacağı için bu idamla ilgili hüküm, suç ondan önce işlendiği için uluslararası hukuk gereği aleyhte olan hükümler haklarında uygulanmayacağı için onlar hakkında idam kararı verilemeyebilir. Bütün bunlara rağmen, bu ihaneti yapmış olanlara karşı böyle bir cezayı uygulamak gerekmez mi? Vicdanlarımız ’gerekir’ diyor. Ancak bu konunun çokça tartışılması, üstünde çalışılması, bir mutabakatla bu konunun bir cevabının araştırılması gerekir. Bu sadece AK Parti’nin ’Ben yaptım oldu’ diyerek yola çıkarak çözeceği bir konu değildir."
"Altın nesilden hain nesile"
Şahin, geçmişte eğitim alanında hizmet veriyor diye sempati duyulan yapının, aslında bunu reklam amaçlı kullandığının anlaşıldığına dikkati çekerek, “Amerika’ya sığınan bu zatın yatacak yeri yok. Şu insanları perişan ettiğine bakın. Kendisine inanmış, bunların birçoğu samimi inançlıdır. Kendisine inananları soktuğu şu perişan hale bakın. Mesleklerinden oldular, cezaevlerine düştüler. Siz ’Altın nesil yetiştireceğiz’ diye yola çıktınız, hain bir nesil çıkardınız bu milletin karşısına. Altın nesilden hain nesile. Utanın, bir özür, af dileyin. Beddua ediyordunuz, beddua şimdi size dönüyor. Bu perişan olan insanların aileleri şimdi bunlara beddua ediyor, ’Nereden de düştü bunun ağına bizim çocuklarımız’ diye. ’Bu işlerde parmağım yok’ diyorsan, gel Türkiye’ye hesap ver. Sana inanmış olanlar cezaevinde, sen orada oturuyorsun. Bir elin yağda, bir elin balda, utan" diye konuştu.