İnsan Hakları Derneği (İHD) Bitlis Şubesi, geçtiğimiz günlerde Bitlis-Siirt il sınırları içinde bulunan Şeyh Cuman bölgesindeki ormanlık alanda çıkan yangın ile ilgili hazırladığı araştırma, inceleme ve gözlem raporunu basınla paylaştı.

İHD Bitlis Şubesinin Tatvan ilçesindeki binasında gerçekleşen basın toplantısında konuşan İHD Bitlis Şube Başkanı Av. Seval Karaçelik, oluşturdukları heyetin araştırma, inceleme ve gözlemleri sonucu söz konusu bölgede 6 Ağustos 2015 tarihinde başlayan yangınlar neticesinde yaklaşık 600-700 dönümlük alanın tamamen yandığının tespit edildiğini ve maddi anlamada zararlarının ise yaklaşık 1 milyon lira olduğunu söyledi.

Yaptıkları araştırma ve görüşmeler neticesinde yangının bölgede bulunan korucuların aynı bölgede ki karakola saldırı düzenleneceği yönünde bilgi vermesinden sonra askerlerin ormanlık alanda yapılan atışlardan dolayı çıktığını tespit etiklerini ve bunu bölgedeki karakolunda kabul ettiğini öne süren İHD Şube Başkanı Karaçelik, söz konusu karakoldaki yetkililerle yaptıkları görüşmede yetkililerin çıkan yangından sonra yangının söndürülmesi için ilgili yerlere bilgi verildiğini ancak müdahale edilmediğini aktardıklarını iddia etti.

Oluşturdukları heyetin araştırma, inceleme ve gözlemleri sonucu hazırlanan raporu da açıklayan Karaçelik şöyle konuştu: “Heyetimiz tarafından Yapılan incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde; ormanlık arazinin bölge de bulunan Jandarma Karakolu tarafından ağır silahlardan olan havan topu ile bombalandığı, bombalama neticesinde yaklaşık 600-700 dönümlük arazinin yandığı belirlenmiştir. Söz konusu bombalamanın bulunduğu alana yakın köylerin de bulunması sebebi ile köyler de yaşayan insanların da yaşam haklarının bu hali ile tehlikeye atılmıştır. Yine bombalanan alanın özellikleri, niteliği, mevsim koşulları, en ufak kıvılcımın dahi kurumuş otları ve ağaçları yakmaya ve yangın çıkarmaya yeteceği bilinmesine veya öngörülmesine rağmen etkisi fazla olan havan topu ile yapılan bombalama neticesinde yangının çıkarıldığı, öngörülme durumu bu kadar yüksek olan bir eylemin neticesine sebebiyet vermek ile Jandarma Karakol Komutanın yangın çıkarma noktasında kastının olma ihtimalinin çok yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Bölgede son zamanlarda yaşanan doğa katliamları da gözetildiğinde çıkarılan yangının benzer şekillerle ve bilinçli bir şekilde çıkarıldığı görülmüştür. Çıkarılan orman yangınlarıyla ormanların taban bitki örtüsü tamamen yanarak yok olduğundan hem yaban hayvanların hem de köylülere ait hayvanların beslenebileceği tüm yaşamsal unsurlar ortadan kaldırılmıştır. Gerek kurumuş otların gerekse de kurumuş ağaçların yangın neticesinde yok olmasından kaynaklı olarak bölgede yaşayan köylülerin maddi anlamada zararlarının yaklaşık 1 milyon lira olduğu düşünülmektedir. Resmi bir birim olan Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından çıkarılan yangının derhal söndürülmesi ve yayılmasının da engellenmesi amacı ile Resmi ve ilgili kurumlardan talep edilmesine rağmen hiçbir surette teknik desteğin sağlanmadığı, yardım edilmediği, söz konusu yangının sivil toplum kuruluşları, belediyeler, siyasi partiler ve sivil vatandaşlar tarafından kendi imkan ve koşulları ile söndürülmüştür. Meydana gelen yangından ötürü civar köyler de yaşayanların bir hayli korkmasına ve maddi zararlarından ötürü zor durumda bırakıldıklarına yine yangınların devamının gelinmesinin hatta yeniden göçe zorlanmalarının telaşı içine düşürüldüklerine sebebiyet verildiği kanaatine varılmıştır.” dedi.

Olayla ilgili talepleri de sıralayan Seval Karaçelik şöyle konuştu: “Doğanın bu denli kıyımına, köylerde yaşayan bireylerin yaşam haklarının tehlikeye atılmasına, yine köylülerin temel geçim kaynaklarına yapılan saldırı ile uğratılan zararlara sebebiyet veren askeri amirlerin kişilerin sorumluluklarının tespiti için olaya ilişkin deliller derhal toplanmalı ve etkin, şeffaf ve hızlı bir soruşturma başlatılmalıdır. Meydana gelen yangınla ilgili olarak ilgili kurumlara yangının söndürülmesi için haber verilmesine ve talepte bulunulmasına rağmen başta İl Orman Müdürlüğü, Elazığ Bölge Orman Müdürlüğü ve diğer kurumların yangına zamanında ve tam müdahale edilmemesinden kaynaklı olarak sorumluluklarının tespiti için ilgili birimler de incelemeler başlatılmalıdır.”

Düzenlenen basın toplantısına İnsan Hakları Derneği Bitlis Şube Başkanı Seval Karaçelik’in yanı sıra yönetim kurulu üyeleri katıldı.