MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili adayı Oktay Öztürk bazı hakim ve savcıların hükümet kontrolüne girmesinden ve daha şimdiden afişlerin bile yasaklanmasından dolayı endişe duyduklarını belirtti.

Öztürk, MHP Mersin İl Başkanı Sebahattin Kılıç ve Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ile birlikte basın mensuplarıyla bir araya geldi. Ülke gündemi ve seçim güvenliğine yönelik değerlendirmelerde bulunan Öztürk, seçimlerin adil, huzur içerisinde ve güvenlikli bir şekilde geçmesini arzu ettiklerini kaydetti.

'EN BÜYÜK ENDİŞEMİZ HAKİM VE SAVCILARIMIZIN DEVLETİN HAKİMİ, SAVCISI OLMAKTAN ÇIKIP HÜKÜMETİN HAKİMİ SAVCISI OLMA YOLUNA GİRMİŞ OLMALARI'

Öztürk, “Türkiye geneline baktığımız vakit muhalefetin söylemleri ortada. İktidar ise pembe tablolar çizmeye devam ediyor. Tabloya baktığımız vakit ise fevkalade endişe duyacağımız adımların atıldığını görüyoruz. Daha işin başında kanunlar hiçe sayılıyor en tepede kanunların hiçe sayılması adet haline getirilirse aşağıda neler olabileceğini tahmin bile etmek istemiyoruz. İşin içerisine şimdi adliyelerimizde karıştı, yukarıda hangi memnuniyetsizlikler ifade ediliyor ise aşağıda sulh ceza hakimleri hemen kararı veriyor. En büyük endişemiz hakimlerimiz ve savcılarımızın devletin hakimi, savcısı olmaktan çıkıp hükümetin hakimi savcısı olma yoluna girmiş olmaları. Ya da en azından bir takımının böyle bir görüntü sergiliyor olması bizi ziyadesi ile endişeye sevk ediyor” diye konuştu.

“BİZİ YÖNETENLERİN KENDİSİ HUKUKA İNANMIYOR”

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Öztürk, “Bizim sıkıntımız bizi yönetenler hukuka inanmıyorlar. Bizim anlayışımızda hukuk konuşulduğu vakit bir takım kelimelerle cümlelerin kullanılmaması lazım mesela ‘ benim, senin, bizim’ gerçek manada hukukun üstünlüğünün olmasın istiyoruz. Bir ülkede hukuk yok ise keyfilik vardır o zaman güç kimde ise onun doğruları hakim olur. Onun için öncelikle her şeyin yerli yerine oturmasını sağlayacağız. Kürsüde hakimin rahat olması lazım. Devleti yönetenlerin de sorumluluklarını bilmesi lazım” dedi.

'BİR CUMHURBAŞKANI NEDEN BU KADAR SOKAKLARI SEVER? BİR KORKUN MU VAR?'

Milliyetçi Hareket Partisi’nin 17/25 Aralık, Aksaray ve Oslo görüşmeleri ile ilgili seçim afişlerinin yasaklanmasına da değinen Öztürk, “Biz kendimizi ifade etmek istiyoruz bilboardlarla, reklamlarla, basın yayın yoluyla… Fakat bugün karşımızdaki güç, Cumhurbaşkanı ve Hükümet; beni ancak benim arzu ettiğim şekilde, benim istediğim şekilde tenkit edebilirsin diye karşımıza dikilmiş bir vaziyette. İşin başında daha siyasi partilerin özgürlükleri kısıtlanmış bir vaziyette. Bunun bizi nereye götüreceğini endişe ile takip ediyoruz. Dahası Anayasa bir ülkenin rotasını tayin eder, kanunların da mihenk taşıdır, ölçüsüdür. Demokrasiyle idare edilen ülkelerde, demokrasi alabildiğine özgürlük alanını insanların önüne sürerken, ama tedbiri de elden bırakmıyor. Ola ki gücü elinde bulunduranlar bir güç zehirlenmesine uğrayabilirler dolayısı ile demokrasi kendi bir takım kurumlarının kendisini teminat almasını da getirmiş. Birçok yol var. Bunlardan bir tanesi anayasayı ihlal ettiğiniz vakit Anayasa mahkemesi karşınıza çıkıyor. Çok daha ileriye gittiğiniz vakit mecliste sorgulanması gündeme geliyor ve nihayetinde işler karıştığı vakit seçim sandığı ortaya konuyor. Bunların hepsi demokrasinin kendisini teminat altına aldığı unsurlardır. Şimdi Cumhurbaşkanı Anayasa üzerine namus ve şeref sözü veriyor. Yemin ediyor. Ama daha seçilir seçilmez Anayasanın 101 ve 103’üncü maddesini pas pas haline getiriyor. Anayasayı da çiğniyor. Aşağıda kendinizi nasıl güvencede hissedersiniz? Ve hiç kimse de bunun önüne dikilemiyor. Cumhurbaşkanlığı makamının hassasiyetlerini hiçe sayıyor. Bir Cumhurbaşkanı neden bu kadar sokakları sever? Onu bu şekliyle harekete zorlayan bir endişesi mi var? Bizde soruyoruz ister istemez bir korkun mu var? İktidar elinden gider, arzu etmediğin kulvarlara çekilir diye bir korkun mu var? Bu millet her şeyin en güzeline layık, kendi çıkarlarınız ve menfaatleriniz için bu milletin özgürlük alanını daraltmaya hakkınız yok. Cumhurbaşkanı bile olsanız” şeklinde konuştu.

'YOLSUZLUK, RÜŞVET İDDİALARI VAR. BUNLARIN HEPSİNİN HESABINI SORACAĞIZ'

MHP olarak iktidara talip olduklarını belirterek, “Bizim ilkelerimiz var. Suhuta ermemiş hala muallakta kalmış yolsuzluklar var, rüşvet iddiaları var ihanetler var. Bunların hepsinin hesabını soracağız” diyen Öztürk, Başkanlık sistemi ile ilgili soruya ise “İlkelerimizde başkanlık sistemi yok. Başkanlık sistemi kuranlarla alabildiğine bir mücadelemiz var. Başkanlık sisteminin tabandan gelmediğini, dışarıdan dikte edildiğini biliyoruz. Başta bulunanların ihtiraslarını iyi tahlil etmişler, onu başkan yaparak meseleyi iyi çözmüşler. Başkanlık sisteminin, sonunda bu ülkeyi bölünmeye götürecek bir sistem olduğunu düşünüyoruz” şeklinde cevapladı.