OSMANİYE (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'de işsizliğin, yoksulluğun yaygınlaştığını öne sürerek, "Böyle bir ortamda, ister iki, ister üç, ister beş yüz, ister bin, isterse yüz bin istihdam yaratan, katma değer üreten her kişiye çok büyük hukuksuzluk, hırsızlık içerisinde bulunmuyorsa ona el koymak, kayyum tayin etmek, çok büyük bir hukuki hatadır" dedi.

Bahçeli, Cebelibereket Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda partililerle bir araya geldi.

Art arda yapılan seçimlerin milleti yorduğunu ifade eden Bahçeli, 1 Kasım seçimlerinin vatandaşın geleceğini belirleyeceğini söyledi.

İktidarın, seçimlerde devletin imkanlarını, televizyon kanallarını kullanarak toplumda algı oluşturduğunu ve bazı konularda gerçeklerin saklandığını, iftira ve yalan beyanlara başvurulduğunu iddia eden Bahçeli, "1 Kasım'da Türkiye'nin geleceğini belirlemeliyiz. Seçimlerin çok güvenli yapılmasını düşünmeliyiz. Seçimlere gölge düşürebilecek herhangi bir davranıştan uzak kalmalıyız. Türkiye Cumhuriyeti, bütün unsurlarıyla seçimin güvenli yapılmasını sağlamalıdır" diye konuştu.

Vatandaşların mutlaka sandığa gitmesi gerektiğini belirten Bahçeli, bunun vebalini herkesin taşıması gerektiğini anlattı.

"Bazı televizyonlarda 5 araştırmacı bulup, sabahtan akşama kadar dolaşıyorlar" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de 7 Haziran seçimlerinden sonra önemli bir değişiklik olamaz ama Türkiye'nin istikrara ihtiyacı var'. Yani bunun Türkçe'si, 'Koalisyonlar kurulması mümkün değil, Recep Tayyip Erdoğan'ı, tekrar tek başına iktidar yapabilecek bir hale getirelim'. Recep Tayyip Erdoğan'ın tek başına iktidar olması hali, özellikle sesleniyorum, AKP'li kardeşlerim, AKP'ye oy verenler, AKP'ye oy veren hemşehrilerim, partinizden vazgeçmeyin. İnandığınız şekliyle hareket edin ama tehlikelerin ne olduğunu fark edin, ona göre de kendi tedbirinizi geliştirin. Türk siyasi hayatında kimse vazgeçilmez değildir. 'Recep Tayyip Erdoğan'dan vazgeçemiyoruz' diyerek ne AKP'yi ne Türkiye'yi ne de kendinizi ve ailenizi mahva gönderin.

'Recep Tayyip Erdoğan'a bir kez daha tek başına iktidarı tanımak' demek, 'Türkiye'yi bir diktatöre teslim etmek' demektir. Böyle bir durum, Türkiye'de zapt edilmez bir insanın çılgınlıklarıyla dolu olur."

Bu durumu "tehlike" olarak nitelendiren Bahçeli, "Türkiye'nin başına tekrar bir kabus çökmemesi" uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ı, "400 milletvekili isteyip, kendini kurtarmayı amaçlamakla" suçlayan Bahçeli, şöyle konuştu:

"Şimdi yine her türlü oyun oynanıyor. Rize'ye ziyarete gitmiş, 'Bir fiili durum vardır, Türkiye'de yönetim değişmiştir. O zaman bu fiili durumun hukuki zeminini, hukuki kılıfını hazırlamak lazım' diyor. Yani 'Ben diktatörüm, ben devlet başkanı olacağım, bu ülkede ben ne diyorsam o olacak, zaten böyle fiili bir durum var, Serok Ahmet'i çağırdım mı her şeyi yaptırıyorum' diyor. Türkiye'de kim olursa olsun, işsizliğin, yoksulluğun bu kadar yaygınlaştığı bir ortamda, ister iki, iste üç, ister beş yüz, ister bin, isterse yüz bin istihdam yaratan, katma değer üreten her kişiye çok büyük hukuksuzluk, hırsızlık içerisinde bulunmuyorsa ona el koymak, kayyum tayin etmek, çok büyük bir hukuki hatadır.

Sayın Serok Ahmet, Recep Tayyip Erdoğan'ın bir gün sözünün dışında kal da Türkiye'de özel teşebbüse, üreten alanlara saygı duy, anayasal haklarını koru. Eğer arayacaksa, senin için çok kolay bulacağın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir havuzu var. O havuzun içerisine bir bak. Dolarla avro arasında yüzenlere bir bak. Ziraat Bankasından, Halk Bankasından, bazı bankalardan alınan kredilere bak. Üçüncü havaalanını peşkeş çektiğin insanlara bir bak. Esas kayyum onlara gönderilmelidir."

- "MHP'de parçalanma olmaz"

Partisinde parçalanma olmayacağını, MHP'de birlik, dirlik, kardeşlik şuuruyla bir arada olan şerefli insanların bulunduğunu vurgulayan Bahçeli, "Eğer birileri MHP'den kopacaksa onlar, 5. kol faaliyeti için MHP'ye sızmış, şimdi günü gelmiş, MHP'yi geriletmek için siyasallaşma veya siyasi parti değiştirme konumuna gelmiş zavallılardır" ifadesini kullandı.

Baskıcı rejimlerde, seçimli otokrasilerde medyanın tamamen karartılması amacıyla devlet gücünün orantısız kullanılmaması gerektiğine dikkati çeken Bahçeli, iktidarın güdümündeki medyanın sansür ve çarpıtmalar yoluyla kamuoyunu şekillendirmeye, farklı bilgi ve haber kaynaklarına sahip olmayan vatandaşların, olayları iktidarın gözüyle görmesini sağlamaya çalıştığını öne sürdü.

Türkiye'de bir öfke oluştuğunu ve bunun demokrasi içinde çözülmesi gerektiğini anlatan Bahçeli, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Demokraside baskıcı rejimlerden ülkeyi kurtarmak istiyorsak yapacağımız şey, sandığa gitmektir. Sessiz öfke eğer bir gün bir yerde patlama durumuna gelirse temennimiz odur ki bu patlama, sandıkta olsun. AKP gitsin, kim gelirse gelsin. Milliyetçi hareketin gelmesini istiyoruz ama sandıkta 1 Kasım'da bu patlama demokrasi içerisinde olmaz, bir siyasi iktidar değişikliği gerçekleşmezse o zaman Recep Tayyip Erdoğan'ın çılgınlığa dönmüş ihtirası, tanınamaz hale gelmiş gücü, asılsız bir üslupla kullanılması hali, Türkiye'yi sokaklarda çatışmaya götürür.

Allah muhafaza o çatışmada kimin ne olacağı, nereye varacağı belli olmaz. Türkiye, bu hataya düşmemeli, çatışmaya sürüklenmemeliyiz. Bunu, demokrasi içerisinde çözmemiz lazım."